Çalışma Bakanlığı bize ‘ceza’ yazdı...
Bir çalışanımız, merdiven ayaklarından inerken ayağını burkmuş, bir süre işe gelememişti...
Ve biz, “2 gün geçtikten sonra” bildirimde bulunmuşuz, Bakanlığa...
Oysa yasaya göre, 48 saate kadar bildirmemiz gerekirmiş...
Nasıl devlet ama... İş ‘öteki’ne geldi mi, tüm kurallar ‘tıkırında!..’
Bu hassasiyete ‘gözlerimiz yaşardı’ doğrusu...
İş kazasının ‘geçen yıl’ olduğunu anımsatalım tabii...
Ve bize “433 lira” ceza yazıldığını !
***
İlginçtir...
Çalışma Bakanlığı’na bir yazı göndermiştik, “ilan dağıtım kritleri” hakkında bilgi almak için...
“Bilgi edinme yasası”na bağlı olarak...
Avukatımız aracılığı ile...
15 güne kadar, bize, yazılı yanıt verilmesi gerekiyordu.
Sanırım, üzerinden 8,9 ay falan geçti...
“Tıs” yok!..
***
Dahası...
Çalışma Bakanlığı’nın “istihdama teşvik” uygulaması var...
Üniversite ya da meslek lisesi mezunu gençleri istihdam ediyorsunuz...
VE size ‘sosyal yatırımlar’a dair geri ödeme yapılıyor....
Yine “yasa” böyle diyor...
Bir yıl oldu, ödeme yok!..
***
Böylesi bir devlet yapısı var işte...
“İnsan” odaklı olmayan...
Devletin yurttaşa değil...
Yurttaşın devlete hizmet ettiği...
‘Devlet’in her türlü “yasa dışılığa” hakkı olan bir yapı...
Ama iş yurttaşa gelince, boynuna sarılan...
Çalışma Bakanlığı’nın “yasaları” görmezden gelme hakkı var, örneğin...
Sizin yok!
Başbakanlığın da umurunda değil yasalar, İçişleri’nin de...
Ama ‘yurttaş’ olarak siz ‘uymak’ zorundasınız, nedense...
“İşçinin” sigortasını iç edenleri koruyan ‘yönetim’, mağdur yurttaşın yüzüne bakmıyor pek...
“Verginizi” ödeseniz de, bu para size hizmet olarak geri dönmüyor, “partizanlığa” yarıyor sadece...
***
Yasalar, kurallar, cezalar sadece ‘belli kesimler’ için uygulanıyor...
Oysa yönetenler ‘sorumsuz’...
Onlar ‘keyfi’...
Onların pek çok işi ‘hukuk dışı’...
Bu devlet ‘ceberut’ değil de nedir o halde..
Ya da neresi ‘devlet’tir bunun, ne kadar ‘devlet’tir, bizi daha ne kadar kandıracaksınız böyle...