Ferdi Sabit Soyer, YENİDÜZEN’e yorumladı (5)
2013- 2015 Programının Değerlendirilmesi ve Eleştirisi
2012 Bütçe Açığı: Programa göre 20 milyon, Bakan’a göre 58 milyon
Sahi bu 41 milyon K -PET geliri ne olmuştur? Nerede kullanıldı?
2012’nin hali meydanda iken, 2013 yılında ne yapılacak ki 118 milyon TL ek gelir sağlanacak?
-------------------
“KKTC Bütçesi” ile ilgili yapılan değerlendirmelerin geneli üzerinde program, bildiğimiz gerçeklere vurgu yapmaktadır. Ama ilginç bir durum vardır.
Örneğin 2011 yılında bütçe açığının 52 milyon TL olduğu yazılmaktadır. 2012 yılındaki bütçe açığının ise 20 milyon TL olarak gerçekleştiği ifade edilmektedir.
Halbuki KKTC Maliye Bakanı, 2012 KKTC Bütçesinin Meclis’teki sunuş konuşmasında ise, 2012 KKTC Bütçe Açığının, 58 milyon TL olduğunu söylemiştir.
Peki bu ciddi fark nereden kaynaklanmıştır dersiniz?
Bu konuda tüm sorularımıza rağmen, ciddi bir cevabı, KKTC Hükümeti’nden almadık.
İp uçlarını, TC Büyükelçiliği vermektedir. Büyükelçi Sayın Akça, bunu 2011 değerlendirme raporunda da yazmıştı.
Şimdi önce 2013 -2015 programında, 2012 değerlendirmesi bağlamında, bunu anlatan cümleye bakalım..
“… 2011 yılında bütçe gelirleriyle ilişkilendirilmeksizin K-Pet hisse satışlarından net 41 milyon TL gelir elde edilmiştir”
Evet, bu açıkça yazılmaktadır. Halbuki 2011 yılındaki raporunda ise Sayın Akça bunu çok farklı bir vurgu ile ele almıştı..
“2011 yılı genel bütçe açığı 52 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. K-PET’ in özelleştirilmesi neticesinde elde edilen 41 milyon TL de ilave edildiğinde, 2011 yılında genel bütçe açığının 11 milyon TL olarak gerçekleştiğini söylemek mümkündür” ( Sayfa 42, 2011 Faaliyet Raporu)
İşte bir garip durum burada oluşmaktadır. Bir netlik yok. 2013-2015 KKTC –TC işbirliği programında bu konu; “bütçe gelirleri ile ilişkilendirmeksizin” ifadesi ile ele alınmakta... K-PET hisse satışlarından gelen gelir olan 41 milyon TL böyle ifade edilmektedir.
Ama, 2011 Faaliyet raporunda ise bu durum, yukarıda da yazdığım gibi, ‘52 milyon TL olan Bütçe açığının, 11 milyon TL olarak da söylemek mümkündür’ diye de değerlendirilmektedir.Yani gelir bütçeye, açık kapmak için girmektedir..
Şimdi, burada açıkça şunu yazmak gerekir. Sahi bu 41 milyon K -PET geliri ne olmuştur? Ya Bütçe Geliri ile ilişkilendirildi ve 2011 yılında da cari harcamalarda kullanıldı. Ya da ilişkilendirilmedi ise nerededir? Böyle bir hesap, kitap ve belirsizlik olamaz.
Öyle düşünüyorum ki, Ercan ihalesinden gelecek para da, henüz gelir elde edilmemiş dahi olsa, 2012 bütçe açığından ‘düşülmüştür’…
O zamanda soralım. Allahu Valla ile KKTC Meclisi’nden geçirdikleri Özelleştirme Yasası’nda ifade edilen, özelleştirme gelirlerinin kamu borçlarının karşılanması maksadı ile kullanılması maddesine ne oldu?
Bunun, özellikle altını çizmek isterim. Bu göstermektedir ki TC ile aramızda yapılan antlaşmada enflasyon tahmini gibi, reel bütçe açığı konusunda da rakamsal ciddi bir fark vardır. O zaman bu nasıl hazırlık diye, ben imza atan KKTC Hükümetine ve ilgili Bakanlarına sorarım.
Çünkü bu veri sarhoşluğu ile ayık bir ekonomi planlaması yapamazsınız.
/ / /
Bu nasıl hesap!. ‘Bütçe Açığı’ çok daha büyük
2013-2015 programında başka bir veriye dayalı tespit daha var.
“ Yerel Bütçe gelirlerinin ise 2012 yılında bir defaya mahsus elde edilen vergi gelirlerinin ortadan kalkması ve vergi dışı gelirlerdeki azalmanın etkisiyle, 2013 yılında düşük oranda artarak 2,211 milyon TL’ye ulaşması beklenmekte olup, bu rakamın,2014 yılında 2,410 milyon TL, 2015 yılında 2,627 milyon TL olarak gerçekleşeceği öngörülmüştür.”
Vergi dışı gelirlerde düşüklük olacağı tespiti doğru değildir.
Çünkü vergi dışı gelirlerin önemli bir kısmı mahkemelerden elde edilmektedir. Bu dönemde ve önümüzdeki dönemde mahkemelere, özellikle ekonomik sebeplerle açılan davaların miktarında çok ama çok büyük artışlar oluşmaktadır. Binlerce dava açılmış ve açılacaktır. Tarihimizde gördüğümüz en büyük ekonomik dava dalgası gelmiş ve bir tsunami dalgası gibi daha da büyümektedir. Bütçeye gelen vergi dışı gelirlerde bir azalış olması mümkün değildir.
Üstelik, 2012’ de, 2011’ e göre Vergi Dışı gelirlerde ciddi bir artış vardır. Üstelik 2013 Bütçesi öngörüsünde de KKTC Maliye Bakanlığı, 2013 için Vergi Dışı Gelirlerde de ciddi bir değer artışı koymuştur.
Ancak, burada çok açık bir şey var. 2013 KKTC Bütçesi’nde, bütçenin bir önceki yıla göre yerel gelirlerde artışı, %3,39 dur. Ama genel bütçe gelirlerindeki toplam artış ise %10 civarındadır. Çünkü TC yardımı artmaktadır.
Bunun 2013’ te T.C yardımı olarak miktarı 477 milyon TL’ye çıkıyor. 2012’de bu 393 milyon TL idi. T.C Kredileri ise 2013’te 465 milyon TL oluyor .Bu 2012’de 400 milyon TL’dir.
Yani, 2013’te Bütçeye dönük T.C Yardımlarında % 21 artış; T.C Kredileri de 2012’ye göre %16 artışlı olmaktadır. Bu 2013 Bütçesinde yazılı olandır.
Ancak, Programda çok başka bir ifade vardır. Bu şekilde ifade edilmektedir.
“Program sonunda”, yani 2013- 2015 dönemi sonunda, “reformları hayata geçirerek ve mali disiplin çerçevesinde faiz hariç, cari bütçe açığını Program sonunda 315 milyon TL’ye indirerek uygulamayı;” denmektedir.
Şimdi, Allah aşkına biri bana izah etsin. 2012 Bütçesinin 20 milyon açık verdiği bu programda yazılacak. KKTC Maliye Bakanı ise bunun 58 milyon TL olduğunu söyleyecek. 2011’ de bunun 52 milyon TL, ama K-PEK den gelenle de 11 milyon TL’ye düştüğü söylenecek. Fakat buraya, önümüzdeki 3 yıl sonunda, bu programın hedefinin, mali disiplinle, Bütçe açığının 315 milyon TL olması öngörüldüğü yazılacaktır. Bu nasıl bir hesaptır?
Demek ki gerçekte bu açık çok büyüktür. İşte bundan ötürü de rakamlarla dans edilmektedir.
SIRADA SATILACAK NE VAR?
Bakın, 2013- 2015 programında, 2009-2012 için tespitlerde bunu şu şekilde de vermektedir..
“T.C Yardımlarından bütçe açığının finansmanın da kullanılan kısmı; 2009 yılında 557 milyon TL, 2010 yılında 475 milyon TL , 2011 yılında ise 395 milyon TL, 2012 yılında ise bu 340 milyon TL olmuştur”
Yani, Yerel gelirler ile gider arasındaki fark budur. Bunun özellikle, T.C Yardımları bağlamında, 2011 ve 2012 içinde daha düşük olmasının bir sebebinin, Eşel Mobil uygulamasının kaldırılması olduğu açıktır. Ayrıca dolaylı vergilerdeki artışa karşında, açık azalmamıştır. Üstelik bu üç yılda, yani 2009 ve 2012 arasında da enflasyon toplamının %34 civarında olduğu da ele alınırsa bunun ne olduğu çok açıktır.
İşte bu bağlamda, 2013- 2015 programında, Hedefler arasında ise şu ifade edilmektedir.
“Söz konusu Bütçe açıkları için program döneminde T.C’den, 2013 yılında 355 milyon TL, 2014 yılında 350 milyon TL; 2015 yılında ise 295 milyon TL yardım alınması öngörülmektedir. Bu yardımlardan sonra kalan, 2013 yılında 118 milyon TL, 2014 yılında 63 milyon TL, 2015’te 20 milyon TL, faiz hariç, ilgili yıllar içinde yapılacak olan gelir artırıcı önlemler ve tasarruf tedbirleriyle karşılanacaktır”
Şimdi, sormak lazımdır. 2012’nin hali meydanda iken, 2013 yılında ne yapılacak ki 118 milyon TL’ lik gelir artışı ve tasarruf sağlansın? Üstelik bu, 2013’te sağlanacak gelir artışı ve tasarrufun, sonraki yılda %50 nispetinde azalacak.
Yani, 2013’ün hikmeti nedir? Limanlar ve Seçimler.
İşte işin birinci püf noktası budur. Ercan’dan sonra, Limanlar demek ki elden çıkartılacaktır 2013 içinde ki “gelir artışı” sağlansın. Ayrıca ben, seçim olgusunun da burada rol aldığına inanıyorum. Buraya dikkat….
Yani bu bile, böyle bir hesapla ele alınmaktadır. Peki ya 2015’ten sonra neyi satacağız ki yapısal sorunlarımızın yol açtığı açığı giderelim?
Peki, ikinci soru da şu şekilde akla gelmektedir.
Vergi Dışı Gelirlerin azalacağı tahminine dayandırılan bir öngörü ile madem, 2009- 2012 Programı bu denli başarılı idi, tasarruf ve gelir artırıcı önlemlerde, neden 2013’te Bütçe açığı için öngörülen rakam, 2012’den fazla..
340 milyon TL tahmini yapılırken 2012 için, 2013’te bu 355 milyon TL olarak, T.C yardımı olarak konmaktadır. Sonra 2014’te ise 340 milyon TL olarak konmaktadır.
Ama, işin bir başka ilginç yani da buradadır.
Çünkü ayni program, KKTC iç kaynaklarından gelir artışı ve tasarruf olarak 2013’te 118 milyon TL, ama 2014’te ise 63 milyon TL olarak gerçekleşeceğini öngörmektedir.. 63 milyon TL olarak tasarrufun olduğu yıl olarak öngörülen, 2014’te ise Bütçedeki TC Yardımı, 2013’e göre yalnızca 15 milyon TL eksiltilmektedir. Bu benim aklımı kurcaladı.
Bence, bunun nedenlerinden biri, 2013’ te Erken olması ihtimal olan, ama 2014’te kesin olan seçimlerle ilgilidir. Bundan ötürü 2013’ te, başarılı olunduğu söylenen bir program döneminin ardından, 2013’te T.C Yardımları, artmaktadır. Bu açıktır ki seçim içindir.
/ / /
Programda başka neler var?
Bu programda Kamu Reformu’ndan söz edilmesi, buna yer verilmesi olumlu ama bizim için bu büyük bir ayıptır. Çünkü bu reform, bizim ihtiyacımızdır ve bunu biz yapmalı idik.
Bu programın en gereksiz ve tartışmalı yanlarından bir de Kamu Kurum ve Kuruluşlarında, Kıdem Tazminatı olgusuna, dönük yol açtığı dalgalanmadır. Bu da açık değildir. Bundan maksat nedir?
Kıdem tazminatını kaldırmak mı?
Sosyal Sigortalar’daki ‘açık’ yazılmaktadır: Geliri 2011 yılında 548 milyon TL, gideri ise 614 milyon TL olup oluşan açık, 66 milyon TL. Evet bu gerçeği UBP Hükümetinin tüm gizlemelerine karşın bu program, böyle ifade etmektedir. 2008 itibarı ile Sosyal Sigortalar’da işveren olarak kayıtlı insan sayımız 12 bin iken, bu sayı, 2012’de 9 bine düşmüştür. Düşünün, işveren olarak üç yılda 3 bin eksilme. Maalesef siyaset, sendikalar, iş dünyası bizim olan bu sorunu ciddiyetle ele almadı. Şimdi programa girdi. Girdiğine göre, şimdi daha fazla duyarlılık göstermek zorundayız.
Bu programla ilgili daha çok yazacaklarım var. Ama yer meselesi var. Son olarak şunu yazayım.
Bu programda eleştirdiğim yanlar yanı sıra, var olan başka olumlu noktalar da var. Bunlar için ben, hem Hükümete, hem Türkiye Büyükelçiliğine çağrı yapıyorum..
Bunlardan ikisini, bence hemen öncelikle yaşama geçirmek gerekir. Hiç gecikmeden. Bu ikisine, en, ama e, öncelik versinler.
Bunlardan biri, “Lefkoşa Teknik Mesleki Okulları Kampüsü Projesidir”.
İkincisi; 13 Adet ,alt- üst Geçit Yapımı.
Hemen, zaman kaybetmeden!