Burası neresi?

Cenk Mutluyakalı

Hani genelge yayınlanmıştı ya “Reçetesiz antibiyotik alamazsınız” diye.
Herkes de biliyor ki, alabilirsiniz.
Kime gideceğinize göre değişir bu.
Her ilacı alırsınız, beyni uyuşturandan kanı sulandırana dek!

*  *  *
Hani yasaklanmıştı ya, “kapalı alanlarda sigara içmek…”
Kimse inanmamıştı.
Epeyce bir zaman direnen mekanlar oldu.
Onlar da “haksız rekabet” altında ezildi.
Hemen her yerde “fosur fosur” içiliyor, duyarlı işletmeler, tiryakiye kapıyı gösteriyordu.
Geçenlerde baktım birisi daha vazgeçmiş “yasak”tan!
“Tek enayi biz miyiz” demiş, “içebilirsiniz…”
*  *  *

Hani “kumarhaneler” aslında yurttaşlara kapalı diyorlar ya…
Güya yasak…
Yalan!
Hem de nasıl kocaman bir yalan…
Casinolar polisten bile daha iyi biliyor kontrol zamanlarını…

*  *  *
Hani “kamuda ikinci iş” yasaktı…
İyiden ipin ucu kaçtı!
Şimdi neredeyse yapmayanı dövecekler.
Hatta sağlıkta yaşananlardan sonra, artık, yasağı delmek için yazılıyor tüzükler…

*  *  *
Hani inşaattan sonra alınıyor ya inşaat izinleri…
Hani elektrik fişleri aslında üçlü olmalı da ikilisi süslüyor vitrinleri…
Hani “işe gitmeyen”e veriliyor terfi, önce!
Hani geceleri, pazarları “inşaat” yapılamıyor!
Hani “sekiz saatten fazla” çalıştırılan işçiye ek mesai ödeniyor!
Hani Muhaceret Tüzüğü’nün inadına “elini kolunu sallaya sallaya” giriyor adaya, cebinde beş para olmayan nicesi!
Hani protokoller aslında bahanesi oluyor “kukla hükümetler” yaratmanın!

*  *  *
Burası neresi!
Utanmadan bir de övünüyorlar üzerinden: Devlet kurduk, yaşatacağız diye…
Ölü gözünden yaş bekleye bekleye…