‘Bunlar’ bir haftada devrilir

Ülkede her şeyin tadı-tuzu kaçtı. Sanki savaş yılları geri geldi. Yokluk, yoksulluk, işsizlik, açlık, düzensizlik, huzursuzluk tavana vurdu. Gidişattan kimse memnun değil. Herkes “bunlardan kurtulma”nın yolunu arıyor. Çünkü “bunlar&#

 

 

Ülkede her şeyin tadı-tuzu kaçtı.

Sanki savaş yılları geri geldi. Yokluk, yoksulluk, işsizlik, açlık, düzensizlik, huzursuzluk tavana vurdu.

Gidişattan kimse memnun değil.

Herkes “bunlardan kurtulma”nın yolunu arıyor.

Çünkü “bunlar”, yani ülkeyi yönetme iddiasında olanlar artık gemi azıya aldılar.

Lefkoşa’da yaptıklarını mı saymalı?

Birkaç haftalık ‘taze yurttaşlar’ı devlette istihdam etmelerini mi anlatmalı?

Yoksa imza sahtelemekle suçlanan bürokratın bir okula öğretmen olarak atanmasını mı hatırlatmalı?

Bırakın ekonomideki berbat gidişatı…

En basit demokrasi ve ahlak kurallarını bile çiğnemekte hiçbir sakınca görmüyor iktidar partisindekiler!..

**

UBP’nin diğer yarısı, yani görünürde Ahmet Kaşif, perde arkasında Derviş Eroğlu, İrsen Küçük’ü devirmeye çalışıyor.

Kamuoyunun bir kısmı, sanki bu değişimden hayırlı bir durum çıkacakmış gibi gelişmeleri izlemeyi tercih ediyor.

Kimi ‘sol ağızlı’ yayın organları da, yüzlerindeki maskenin ardında düpedüz Eroğlu yanlısı yayınlarla bu yanlış algıya çanak tutuyor.

Oysa çürük elmanın iki yarısından başka bir şey değil UBP’deki ‘sözde muhalif’lerin durumu…

İdeolojik ve politik bir farkları olmadığı gibi, TC-KKTC protokolünden istihdamdaki partizanca uygulamalara kadar her konuda hem fikirdiler. Tek uzlaşamadıkları nokta, ‘senin yandaşın’-‘benim yandaşım’ meselesi!..

Dolayısıyla bu konuda fazla nefes ve mürekkep tüketmenin alemi yok.

**

Peki ama ‘bunlar’dan nasıl kurtulacak bu toplum?

Oturduğu koltuktan kalkmamak için her türlü yolu deneyen, mahkemenin aldığı kararları tersyüz etmek için binbir oyun oynayan İrsen Küçük’ü oradan kaldırmanın yolu nedir?

Mahkeme kararıyla Ahmet Kaşif’in ya da bir başkasının gelmesi değil…

Sadece İrsen Küçük’ü değil, bu ülkeyi savaş koşullarına geri götüren bu ekibi tümden ‘mahalleye’ yollamanın yöntemi nedir?

Hükümetten memnun olmayan, olmadığını söyleyen herkes bu soruya odaklanmalıdır.

En önde de muhalefet partileri…

Sendikalar…

Ve toplumun diğer muhalif kesimleri…

**

Aslında yanıtı çok da zor değil bu sorunun…

Eğer başarılabilinirse, iddiam şudur ki ‘bunlar’ bir haftada devrilir.

İki değil, tam bir haftada!...

Nasıl mı?

Önce bir MANİFESTO hazırlanır. Hükümete “ÇEKİL ve derhal ERKEN SEÇİM kararı al” mesajı verilir.

Buna uyulmazsa muhalefet partileri MECLİSTEN ÇEKİLME TAKVİMİ’ni açıklar.

Takvimin süresi BİR HAFTA’dır.

Bu bir haftalık süre içinde bütün devlet daireleri ve okullarda GENEL GREV ilan edilir.

Çiftçiler, hayvan üreticileri, esnaf, sanayici KEPENK KAPAMA ve Girne Kapısı’nda SÜREKLİ OTURMA eylemleri yapar.

Miting ve eylemler giderek büyür. Son miting sürenin son günü İNÖNÜ MEYDANI’nda planlanır.

Toplumun bütün bireyleri devlete VERGİ, HARÇ, İHTİYAT SANDIĞI, SOSYAL SİGORTA PRİMLERİ ve benzer borçlarını ÖDEMEME EYLEMİ başlatır. Devletin kasasına bir kuruş girmez.

Eğer bu bir haftalık süre içinde hala devrilmedilerse, muhalefet partileri türbülanstaki hükümet partisine SON DARBE’yi mecliste vurur ve SİNE-İ MİLLET’e döner.

O zaman değil ‘BUNLAR’, ‘bunlar’a destek veren kim varsa, TEKMİLİ BİRDEN tası-tarağı toplayıp mahallenin yolunu tutar!..

**

Şimdi soru şu:

Bunların tümüne VAR MISINIZ?

Yoksa bunlardan sadece birini ön plana çıkarıp, diğerlerini denemeden sonuç almayı mı öneriyorsunuz?

Yahut “Dur bakalım ne olacak” deyip beklemeyi mi tercih ediyorsunuz?

Eh, bekleyen derviş

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri