Strazburg- Ekonomik kriz Avrupa’nın gündeminde en üst sıradaki yerini koruyor. Bir taraftan bazı ülkelerde giderek derinleşen kriz için çıkış yolları aranırken, diğer taraftan da işsizlik rakamlarının geldiği ürkütücü boyutların orta ve uzun vadede nasıl tersine çevrilebileceği tartışılıyor.
Avrupa Parlamentosu’nun bu hafta Strazburg’da yaptığı toplantıların en önemli gündemi ekonomi ve bütçe olmakla birlikte, yaşamın çeşitli alanlarına dair başka konular da konuşuluyor, kararlar üretiliyor.
Başta Lefkoşa’nın içler acısı hali olmak üzere iç konularla kuşatılmışlık yaşamakta olduğumuzdan bu gibi konuları duyamıyor, konuşamıyoruz pek…
Zaten izole yaşıyorduk ama, şimdilerde sanki daha da uzağız dünyadan, Avrupa’dan…
Oysa Avrupa Birliği’nde, Avrupa Parlamentosu’nda olup bitenler bir şekilde Kıbrıslı Türkleri de etkiliyor.
**
Mesela Avrupa Parlamentosu seçimleri…
2014 yılına çok bir süre kalmadı. Bu sefer Haziran yerine Mayıs ayında yapılacak parlamento seçimleri… AP Anayasa Komitesi pazartesi akşamı yaptığı toplantıda bu yönde karar aldı. Nedeni de, Avrupa Komisyonu’nda yapılacak Başkan seçimi için parlamentoysa yererince süreyi kazanmak… Komitenin önerisi bu hafta içinde karara bağlanacak.
İster Haziran olsun, ister Mayıs, yaklaşık bir buçuk yıl sonra Avrupa Birliği üye ülkelerinde seçmenler, kendilerini Avrupa Parlamentosu’nda temsil edecek temsilciler için sandık başına gidecek.
Kıbrıslı Türkler bu sefer ne yapacak?
Bu konuda hükümetin, meclisin, siyasi partilerin tavrı ne olacak?
**
2004’te genişleyen AB içine ‘tek taraflı’ da olsa giren Kıbrıs’ın ‘yurttaşları’ arasında Kıbrıslı Türkler de var.
Güney Kıbrıs’taki diğer seçimlerin tersine, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını kullanabilmek için ‘6 ay süreyle Güney Kıbrıs’ta yaşama’ şartı aranmıyor.
Ancak bu hakları kullanabilmek için kütüklere kayıt yaptırmak gerekiyor.
Nüfusa göre belirlenen kotalar uyarınca Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıs’ın 6 sandalyesi var.
Bu konuda geçmişte Kıbrıs Türk liderliği ve Kıbrıs Rum liderliği arasında sert tartışmalar yaşanmıştı.
Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’ndaki yüzde 70’e yüzde 30’luk ayırımın burada da uygulanmasını, dolayısıyla Kıbrıslı Türklere 2 sandalye ayrılmasını, o sandalyelerin en azından boş bırakılmasını talep ediyordu.
Kıbrıs Rum tarafı ise, çözümsüzlük koşulları nedeniyle 7/3 oranından söz edilemeyeceğini öne sürerek 6 sandalyenin tümünün doldurulması gerektiğini, isteyen Kıbrıslı Türkün de aday olabileceğini söylüyordu.
Avrupa Parlamentosu’nda halen 6 Rum görev yapıyor.
**
2014’e doğru giderken, bu sefer Kıbrıslı Türkler ne yapmalı?
Bu konuda gecikmeden tartışmaya başlamak gerekiyor.
Strazburg’da en fazla “Bir an önce Kıbrıs sorununu çözün ki parlamentodaki 6 sandalye de sorun olmaktan çıksın” şeklinde argüman duyuluyor. Kuşkusuz ‘A planı’ bu…
Ancak verili koşullarda çözüm çok da yakınlarda görünmüyor!
Dolayısıyla ‘B planı’ ne olmalı, ona bakmak lazım…
Geçmişte izlenen ‘sandalyeleri bize verin ya da boş bırakın’ söylemine devam mı edilecek, yoksa yeni bir yöntem mi bulunacak?
Avrupa Parlamentosu’nda ‘gözlemci’ sıfatıyla elde edilen temsiliyetler var, ancak Kıbrıslı Türklerin sesini Avrupa Birliği kurumlarında daha iyi duyuracak pozisyonları elde edebilmek için sürekli ve düzenli bir çabaya ihtiyaç var.
Mehmet Ali Talat sarayda, CTP hükümetteyken bu konularda ‘lobi’ yapılıyordu sürekli…
Şimdiki Cumhurbaşkanı ve hükümet ne yapıyor acaba?