BU AYIP HEPİMİZİN!

DEVLET TİYATROLARI’NIN YANARAK KÜL OLMASININ ÜZERİNDEN 14 YIL GEÇTİ Devlet Tiyatroları binasının yanmasının üzerinden tam 14 yıl geçti… Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’na ait bina, 1999 yılının 29 Şubat’ında, saat 16:00 sıraların

 

 

DEVLET TİYATROLARI’NIN YANARAK KÜL OLMASININ ÜZERİNDEN 14 YIL GEÇTİ

 

Devlet Tiyatroları binasının yanmasının üzerinden tam 14 yıl geçti… Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’na ait bina, 1999 yılının 29 Şubat’ında, saat 16:00 sıralarında çıkan yangınla yanmaya başlamış, saatler 16:30’u gösterdiğinde ise Devlet Tiyatrosu Sahnesi kül olmuştu…

Ne acıdır ki üzerinden 14 yıl geçmesine karşın Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nın hâlâ külleri yerinde duruyor. Yeni bina projesi hayalden öteye gidemedi.

 

ERTAÇ HAZER (TİYATROCU):

 “Herkesin ayıbı… Sadece siyasilerin değil, halkın da ayıbı. Halk da, yuvasının yanmasına sessiz kalarak, duyarsızlık göstererek, sahiplenmeyerek yapması gerekenlere destek çıkmakta…

Halkın duyarsızlığına ve sessizliğine ortak olarak siyasi erk de, Devlet Tiyatrosu Salonu’nun yapılmasına ön ayak olmamaktadır. Bu toplumun bir ayıbıdır…”

 

KIBRIS TÜRK DEVLET TİYATROLARI MÜDÜRÜ HAKAN YOZCU:

“Devlet Tiyatroları binasının yanmasının 14. Yıldönümü ve maalesef her hangi bir şekilde kaynak bulunamamış, yeni bina da yapılamamış durumumda… Sayın Bakanımız bu konuya ciddiyetle eğiliyor ve bir iki projenin de olduğunu söyleyebilirim.

Kaynak bulunduğu takdirde Devlet Tiyatroları binasının yapımına hemen başlanacak. İmkanlar böyleymiş, yapılamamış… İmkan yaratmaya çalışıyoruz. Tabi ki eviz, barksız olmak

zor, inşallah evimizi yapacağız”

 

YILSAY ÖZBUDAK (TİYATRO SANATÇISI): 

“Çeyrek asırdır sahnedeyim, inadına tiyatro yapmaya devam ediyoruz. Yıllar önce tiyatro binamız yandı, kül oldu. O gün bütün siyasiler oradaydı, yanımızdaydı. Siyasiler ‘yaralarınız sarılacak’ derken, bizim tarihimiz, kostümlerimiz, hayatımız yandı. Her şeyi kaybetmiş insan gibi ayakta durmaya çalıştık. Maalesef halkımızın birçoğu bize ‘Tiyatro mu yapıyorsunuz’ diye soru soruyor. Bu yaramıza tuz basmak gibi bir şey. 

14 yıl geçti ve sözün bittiği yerdeyiz. Biz bizi anlayan insanların bizi yönetmesini istiyoruz. Biz 3-5 kişi tiyatroyu omuzladık ve bugünlere getirdik.

Ülkemizde yarım kalan 2 tiyatro salonu var. Dünyanın hangi yerinde sanat, siyasete yenik düştü?

Bugün bu telefonu aldığımda tüylerim diken diken oldu. Yüreklerimiz halen yanık, sözün bittiği yerdeyim.”

 

OYA AKIN – (TİYATRO SANATÇISI):

Devlet Tiyatroların bünyesinde altı yıl görev yaptım. Maalesef hem görevde olduğum dönemde, hem de dışarıdan takip ettiğim yıllar boyunca Devlet Tiyatroları ile verilen hiçbir sözün tutulmadığına şahit oldum. Yalnızca Mehmet Ulubatlı’nın müdürlük yaptığı dönemde, tiyatronun yenilenmesi adına ciddi eylemler içerisine girildiğini söyleyebilirim. Bu yönde; sergi, konser ve çeşitli etkinlikler ile sesimizi duyurmaya ve tiyatromuzu tekrar kazandırmaya çalıştık, bir sonuç alamadık. Siyasi yönetimlerde bu konuda verdikleri sözleri tutmadılar. Bu gün, tiyatronun yanmasının on dördüncü yılında halen hiçbir girişimde bulunulmaması, benim için çok üzücü. Ancak bunlardan da daha üzücü bir durum varsa o da, bu gün Devlet Tiyatroları yönetiminden, oyuncu kadrosuna ve de insanlara; hiç kimsenin bu konuda yorum bile yapmamasıdır.

 

ZEHRA EVLİYA – (TİYATRO SANATÇISI):

Devlet Tiyatrolarının yanması, bizim için kapanmaz bir yara oldu. Sahne olmadan sanatımızı icra etmek, bizim için çok ciddi sıkıntı anlamını taşıyor. Sürekli olarak çeşitli yerlerde provalar yapıp, oyunlarımızı sergiliyoruz. Oyunlarımızı sergileyebildiğimiz için bile şanslıyız diye düşünüyorum. Devlet Tiyatroları sanatçısı olarak bizlerin tek isteği, sanatımızı iyi şartlarda insanlara sunabilmektir. Fakat şimdilik durum sadece kanayan bir yaradır. Umarız bu söylenenler on dört yıldır değişmeyen bu durumun değişmesine bir teşvik oluşturur.

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri