“Güzelim ülkem”, sanırım bu kadar “çirkinlikleri” yaşadığı bir süreci daha önce geçirmedi.
Sahte imzalar, ahlaksız transferler, KTHY çalışanlarının yaşadıkları, belediye emekçilerinin haklı mücadelesi…
Tüm bunlar sporun dışında yaşanan çirkeflikler.
Ama gelin görünki, deri ve “böyük” koltuklarda oturan “böyük” adamlara göre ülkem güllük gülistanlık.
Sporda da bu düşünce hakim.
Yani herşey mükemmel !!!
Tesisleşme devam ediyor.
Sentetik çim zeminli sahalar ülkemin her yanına yapılıyor, nasıl yapıldığını kimler tarafından yaptırıldığı sorgulanmadan üstelik.
Ama doğal çim zeminli sahalarımız balçık tarlası.
Nedeni araştırılmıyor.
Sahalara yapılan yeni tribünlerin, yarattığı gölgeleme “çime ne kadar zarar verdiği” hesaba katmadan, sporun böyük koltuklarında oturanlar, “aha bu sahaya da yatırım yaptık, tribün yaptık” diye böbürlenip duruyor.
Sporcu sayıları hemen hemen her branşta azalıyor.
Takım olmadan lig düzenlemeye çalışan federasyonlar var.
Sporun temeli olan branşta yetenekler geliştirilmiyor.
En yaygın spor disiplininde kalitenin yanına gelinmiyor.
İki pas yapamayan takımlar, şampiyonluk mücadelesi verdiği ülkemde, ligin çekişmeli geçtiği yorumları yapılıyor.
Habire bakan değişiyor sporda…
Müdür değişiyor.
Yeniden Spor Dairesi Müdürlüğü’nde bir değişim olacağı bilgileri geliyor.
Makam kavgaları yapılıyor.
Karamsar bir tablo çizmiş olabilirim yeni yılın ilk günlerinde. Ama resmin tamamına bakıldığı zaman görünen ana temalar bunlardan ibaret bana göre.