Çok merak ediyorum!
Mesela, “mülkiyet hakkı bireyseldir ve evrenseldir” gibi ilkeler hiç mi umurumuzda değil?
Uluslararası hukuk bizi zerre ilgilendirmiyor mu?
Bu yüzden mi uluslararası hukukun dışında kalmak bize koymuyor?
-*-*-
Merak ya, mesela şunu da çok merak etmekteyim:
İsrail’in, Filistinlerin topraklarını açıkça gasp ettiğini, işgal ettiğini söyleyen binlerce Türk kardeşimiz, “sebebi ne olursa olsun” ya da “hangi sebeple olursa olsun”, Kıbrıs’ta Rumlara ait mülklerin şu andaki durumunu “çözüm” ya da “hak” veya “kılıç hakkı canım” diye değerlendirmesi “utanılacak” bir şey midir değil midir?
-*-*-
Veya yine merak ediyorum; binlerce Kıbrıslı Türk, Güney Kıbrıs’taki yasal mülklerini terk edip, Kuzey’de “eşdeğer” diye aldığı mülklere hangi hakla veya hangi hukukla “mülküm” diyor?
-*-*-
Ama bunun da ötesinde, neden, nasıl, hangi hukuk kuralı ya da adalet çerçevesinde, Güney’de bıraktığı mülkünü de bir yolunu bulup paraya çevirmeye çalışıyor?
-*-*-
Mesela yarın olmaz ama oldu diyelim; “Ver Kuzey’de elinde tuttuğun mülkünü Rum sahibine” denirse; Güney’deki malı da satmışsa, o “akıllı – üstün zekalı ve aynı zamanda ahlaklı ve çevik” Kıbrıslı Türk “malsız” kalacak mı? Kaldığı zaman – ömrü yeterse, başını duvara vuracak mı?
-*-*-
Tamam, biz çadırda mı yaşayacaktık?
Tamam, ne yani biz barakalarda mı yaşayacaktık?
-*-*-
İyi tamam da, Türkiye’den gelen göçmen insanlara toprak ve ev dağıtırken, hangi hukuk kuralı, hangi evrensel uygulama ya da hangi uluslararası adalet ilkesine göre yaptık?
İsrailli Filistin’de mutlak haksızken, biz hangi şekilde, hangi zamanda “haklı” olduk veya olacağız?
Bu ne yaman çelişki anne!
İsrail Dışişleri Bakanı Sayın Erdoğan’a bu konuyu hatırlatırsa ki hatırlattı, haksız mı baba?
-*-*-
Bu arada helal olsun, bravo, bir yığın insan, risk alıp geldi ve milyar milyar dolarlık yatırımlar yapıldı!
Nereye?
KKTC’ye tabii ki!
-*-*-
Yasaldı – değildi – gasptı – ganimetti – işgaldi!
Bir yana bırakın bunları!
Peki, mesela en büyük yatırımı yapan Musevi ya da Yahudi kökenli oldukları için “ırkçılık” yapmaya bayıldığımız iş insanlarını kim deşifre etti?
-*-*-
Kim her gün İsrail kökenli ya da Yahudi kökenli olup da çatır çatır KKTC vatandaşlığı da verdiğimiz, bol bol rüşvetimizi yediğimiz bu insanların isimlerini deşifre etti?
-*-*-
En birinci Türkçülerimiz yapmadı mı bunu?
-*-*-
Musevi iş insanlarını Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hukuk makamlarının ya da polisinin veya istihbaratının açık açık göreceği şekilde bir numaralı milliyetçi gazetelerde isim isim açıklayan kimdi?
Yine baş milliyetçiler!
Veya en baş dönek Türkçüler!
-*-*-
Bu düzenin böyle gitmeyeceği açıktır!
-*-*-
Beş – sene, on sene, bilemediniz 50 sene daha gitse de; nükleer savaş çıkıp Dünya’nın dörtte üçü yok olmaz veya kıyamet günü gelmezse; bilin ki “hukuk” çalışacaktır...
-*-*-
Kıbrıs sorunu neden mi çözülmelidir?
Ben artık bu soruya cevap vermek istemiyorum...
Başınızdan da başımızdan da beytambal galsın!
-*-*-
Beş sene daha Ersin’i seçin; hatta mevcut dayanılmaz seviyede başarısız hükümet 10 sene daha iktidarda kalsın!
Tamamık!
Böyle devam!
Tanınacayııııık!
İngiltere’deki vatandaşlarımız da geleceeeeek!
Ama önce 65 milyon TL’lik Girne Hastanesi’ni bir milyar 165 milyon TL’ye belki tamamladıktan sonra!
Tamamık tamam!
Böyle devam!
-*-*-
Bak bak bak, İlham Aliyev, Ersin Tatar’a gülümsedi!
Yaaaa!
Gülücük çok önemli!
Ya surat assaydı!
Tatar’ı 5 yıl daha çekmek...
Eski kıdemli yargıç, avukat Tacan Reynar, üniversiteden hocası, tez danışmanı Tufan Erhürman’a desteğini açıkladı...
Reynar’ın yazısının bir bölümünden alıntı yaptım:
Birlikte okuyalım:
-*-*-
“… Özete gelelim, sevgili dostlar, Cumhurbaşkanlığı seçiminde şu anda önümüzde çok net olarak, Tufan hoca ve Kıbrıslı Türklerin iradesine karşı darbeyle seçtirilmiş bir de Tatar seçeneği var.
Şahsi düşüncem, bu toplumun “ama, fakat, lakin”lerle artık kaybedecek bir saniyesi bile olmadığı yönündedir.”
-*-*-
“Hiç birimiz kusursuz değiliz. Elbette Tufan hocanın da kusurları, belki affetmesi zor söylemleri veya tepki/tepkisizlikleri vardır.”
“2020’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde herkes kendi adayını çıkardığında yapılanın hata olduğunu o dönem söylemiştim. Birlik ve beraberlik, en kırılgan dönemde başarılamadı.”
-*-*-
“Ankara müdahalesi altında irademiz ezildi.
Ancak gelinen bu aşamada, artık tüm toplum olarak, sağdan sola, siyasi düşüncemiz veya hassasiyetlerimiz ne olursa olsun, etrafımız cehalet ve ateşle çevriliyken birbirimize yaslanmak dışında başka bir şansımız kalmadı.”
-*-*-
“Bu toplumun, artık demografik yapısı tümden alaşağı edilmiş hal-i pür melali içinde, her kim olursa olsun küçük siyasi ajandalara, gelecekteki koltuk kapma hesaplarına kaybedecek zamanı yoktur dostlar.”
-*-*-
“Yapmayın!
Tatar’ı 5 yıl daha çekecek takadimiz de kalmadı !
Bu militarist ağı, bu sırnaşık yobazlığı, yargıya yapılan saldırıları, bu içimize yerleştirmeye çalıştıkları bölünmeyi seyredecek gücümüz de kalmadı !
Birlik olalım, “ama, fakat, lakin” demek yerine, naçizane önerimdir, bu sürece destek olalım.”
“2025 Cumhurbaşkanlığı seçiminde benim desteğim Tufan hocama.”
Kral olmak isteyen eşek!
‘Her şeye üzülen ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen insanlar’
… Aslan eşeği görünce saldırdı ve kulaklarını ısırdı, ama eşek kaçtı. Eşek tilkiye, "Beni kandırdın! Aslan beni öldürmeye çalıştı!" dedi.
-*-*-
Tilki, "Aptal olma! Taç takabilmen için kulaklarını aldı! Hadi geri dönelim." diye cevap verdi. Eşek bunun mantıklı olduğunu düşündü, bu yüzden tilkiyi tekrar takip etti.
-*-*-
Bu sefer Arslan eşeğe saldırdı ve kuyruğunu ısırdı! Eşek tekrar kaçtı ve tilkiye, "Yalan söylüyordun! Aslan kuyruğumu kesti!" dedi. Tilki, "O sadece senin tahtta rahatça oturmanı istiyor! Benimle geri dön." dedi.
-*-*-
Tilki eşeği bir kez daha geri dönmeye ikna etti. Aslan daha sonra eşeği yakaladı ve öldürdü. Aslan tilkiye, "Eşeği geri getirmen iyi oldu. Şimdi, derisini yüzüp beynini, akciğerlerini, karaciğerini ve kalbini getir!" dedi.
-*-*-
Tilki eşeğin derisini yüzdü ve beynini yedi ama ciğerlerini, karaciğerini ve kalbini Aslan'a geri getirdi. Arslan sinirlendi ve "Beyni nerede?!" diye sordu. Tilki cevap verdi, "Beyni yoktu, kralım. Eğer olsaydı, onu incittikten sonra sana geri dönmezdi!"
-*-*-
Aslan bir an düşündü ve "Çok doğru." dedi.
-*-*-
(Yukarıdaki yazı (ç)alıntıdır, kimse üzerine almasın sakın! Her hangi bir kişi ya da kuruma eşek demeye çalışmıyorum... Bu arada bir alıntı da Kıbrıs Postası Direktörü Polat Alper’den yapayım... Polat Alper, “Lübnan'lı yazar Amin Maalouf'un ortadoğu insanı için muazzam tespiti: ‘Her şeye üzülen ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen insanlar’"… diye yazdı ve ekledi: “Ben bu insanları bir yerden tanıyorum…”)