Ruh sağlığım çok bozuldu!
Mesleki deformasyonla da bağlantılı!
Çok şüpheciyim, herkesten, her açıklamadan, atılan ya da atılırmış gibi yapılan her imzadan veya söz edilen her protokolden şüpheleniyorum!
-*-*-
Mesela?
Son paranoyam!
-*-*-
Efendim, Başbakanımız ve THY Genel Müdürü kardeşimiz bir protokol imzalamışlar!
-*-*-
Protokol imza törenine katılamadığım için üzgünüm!
Zaten bizi kimse de görmek – davet etmek istemiyor ki o da ayrı bir mesele!
-*-*-
Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi midir, külliye midir, ihale vurgunu binaları mıdır nedir o binalara girmek de istemem doğrusu!
-*-*-
Neyse!
Protokol imzalanacak!
Televizyondan izliyorum!
-*-*-
Devletin resmi haber ajansı haber yayımladı…
Okudum!
“Protokol uyarınca” diye başlayan cümleler var…
-*-*-
Mesela, “… protokol uyarınca, AJet’in Türkiye-KKTC seferleri 6 bin TL’yi aşmayacak fiyatlarla gerçekleştirilecek…
-*-*-
Veya “… protokol uyarınca “… 26 Temmuz’da Londra’da yapılacak lansmanın ardından Londra (Stansted)–Ercan arasında gidiş-dönüş bilet fiyatı 250 euro olacak.”
-*-*-
Beni sonuncusu beni ilgilendiriyor…
Kızım Londra’da ve uzun zamandır gidemedim, gerçi geçenlerde 140 euroya gidiş – dönüş bilet bulmuştum ama gitmek istemedim!
Çünkü 140 euro, yanınıza laptop çantası dahi almanıza izin verilmeyecek bir fiyattı!
-*-*-
Acaba dedim, 250 euro fiyat da mı “çantasız, valizsiz” bir ücret mi?
-*-*-
Protokol uyarınca, protokol uyarınca, protokol uyarınca dendiği için, “kardeşim, bu meseleyi en iyi öğrenmenin yolu, bu protokole ulaşmaktır” diyerekten ve tek tek basaraktan, başladım aramaya…
-*-*-
Turizm Bakanlığı’ndan bir tanıdığımı aradım; “bizde yok diye biliyorum” dedi…
-*-*-
İmza töreninde bulunan gazetecilerden veya tanıdıklardan “sizde varsa bir kopyasını isteyebilir miyim?” talebinde bulundum!
Yok!
-*-*-
“Başbakanda olabilir” dendi!
Tabii ki dönüp Cevdet Yılmaz ya da Tayyip Erdoğan’ı arayabilir ve “söyleyin Ünal abime bana da bir kopyasını göndersin” diyebilir miydim?
-*-*-
Lafı uzatmaya gerek yok!
-*-*-
En başta söyleyebileceğimi yaklaşık 300 kelime yazdıktan sonra söylüyorum; ortada protokol mrotokol yok!
Danışıklı dövüş var!
-*-*-
Shuttle seferler olacak!
Yani dolmuş taşımacılığının havada uygulananı!
Evet, biletlerde bir miktar ucuzluk sağlanabilecek ama kaç kişi, bu fiyatlarla uçabilecek – ayrı mesele!
-*-*-
Peki protokol niye yok?
Veya varsa, neden basınla paylaşılmadı?
Çok gizli ifadeler de mi var içinde?
Örneğin, “Baf’a ve Larnaka’ya da uçuş gerçekleştirilecek” gibi!
-*-*-
Haaa paranoya nereden kaynaklanıyor?
Birileri, birilerine demiş ki (dedikodu yapıyorum, medya etik kurulu bana umarım kızmaz) kameralar yakın çekim yapmasın!
-*-*-
Yani?
İmzalar boş kağıda atılmış olabilir demeye getirecektim de!
-*-*-
Bizimkiler iş yapıyor!
Dostlar alış verişte görsün!
Ersin bey öve öve bitiremiyor, gazetelerimiz yaza yaza sayfaları dolduruyor!
-*-*-
Efendim protokol varsa ne olacak?
Bir protokol gerçekten varsa, halka açıklanmalıdır!
Devletin attığı imzanın, nereye atıldığını o devletin sahibi olan vatandaş bilmelidir!
-*-*-
Protokol yoksa, bunların tamamı sahtekar mıdır?
Soruyorum!
Ve yaptıkları, belgede sahtecilik kapsamında mıdır?
-*-*-
Protokol elbette olabilir!
Ortada görünmese de belki de THY Genel Müdürü ve Başbakan, çekmecelerinde birer tane tutuyor!
Varsa, görelim!
Bu en doğal hakkımızdır!
Yoksa, lütfen istifa edelim!
Bu da sizin görevinizdir!
Bunun adı “bizi öldürüyorlar”dır!
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (El-Sen) Başkanı Ahmet Tuğcu, “bakımını yaptık” denilen santraldeki 8 makinadan 2'sinin bugün kötü yakıttan dolayı arızalı olduğunu ve bu iki arızalı makine nedeniyle verimsiz gaz türbinlerinin devreye sokulmak zorunda kalınması sonucu her gün vatandaşın sırtına 134 bin dolarlık ekstra yük bindirildiğini söyledi.
-*-*-
Tuğcu, Başbakan Ünal Üstel’in 3 yıllık hükümet icraatlarını anlattığı konuşmasında "enerjiye ciddi yatırımlar yapıyoruz" iddiasının doğru olmadığını belirtti…
-*-*-
Ülkeye getirilen yakıtın ihalesiz satın alındığını ama bence en önemlisi, El-Sen’in defalarca gelen yakıtın analiz raporlarını istemesine rağmen bu raporların paylaşılmadığını ifade eden Tuğcu, “TC tarafından hibe edildiği” söylenen gaz türbinlerinin kayıtlarının da KIB-TEK’de mevcut olmadığını anlattı…
-*-*-
Neymiş?
Analiz raporu yok!
Duman çok!
Ölüm çok!
Efendiler ve hanım efendiler para kazansın diye!
Ensemizden!
-*-*-
El-Sen Başkanı Ahmet Tuğcu, sayaç yazılımının İçkale isimli firmaya 800 bin Euro karşılığında verildiğini iddia ederek, söz konusu işlemin şeffaflıktan uzak olduğunu savundu. Tuğcu, “Sayaç yazılımı birilerine peşkeş çekildi” iddiasında bulundu.
-*-*-
Ahmet Tuğcu, bir soruyu yanıtında, santraldeki klor gazı tehlikesine dikkat çekerek, bir sızıntı olması halinde çalışanlar dahil, ciğeri olan her canlının ölümünün söz konusu olacağını dile getirdi.
-*-*-
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem de, halka ait kurumların yatırım yapılmadan satılmak istendiğini ve bunun her alana yayılan “rüşvet, torpil, peşkeş ve bataklık düzeninin” parçası olduğunu iddia etti. Eylem, “Yapmamız gereken kızarmayan yüzlerine bunları defalarca söylemek ve mücadeleyi sürdürmektir” dedi.
-*-*-
Bizi çalıyorlar, soyuyorlar ama hepsinden önemlisi öldürüyorlar ve ne acıdır sessizce izliyoruz!
Türkiye’de çok önemli iki farklı süreç yaşanıyor… Bir yanda CHP’li belediyelere hatta genel başkana karşı yapılan ve bence hiç de adil olmayan “mahkeme” – “tutuklama” saldırıları ve öte yanda PKK ile barış süreci… Özellikle PKK ile sürdürülen görüşmelerin olumlu neticelenmesi, Türkiye’nin önünü açar… Ama aynı anda muhalif belediyelere ya da siyasilere hatta sanatçılara karşı yürütülen baskılar da durdurulmalıdır… İkisi de olursa, Türkiye’nin önü açılır… Ve bunun sonucu, Kıbrıs’ta da daha uzlaşıcı iklime olumlu etkidir…