Biz bunu biliriz: “Yalnızca isteriz.”

Cenk Mutluyakalı

Siyaset ve sendikalara yönelik oluşan güvensizliği en iyi anlatan iki kelime “samimiyet” ve “sahicilik”tir.
Sözle pratiğin tutarsız kaldığı, hakikatten uzak, hayattan kopuk ve ölçülebilir değerlerden yoksun bir örgütlenme anlayışı zamanla inandırıcılığını yitiriyor.
İnsanlar sloganların ilginçliğini değil pratiklerindeki değişimi hissetmek istiyor.
Ses büyürken hayat küçülüyorsa eğer huzursuzluk artıyor.


***

Ada yarısında haysiyetli, keyifli, kaliteli ve güzel bir hayat için 9-10 bin lira aylık gelire ihtiyaç vardır.
Buna sahip olmayı kim istemez?
Keşke ülkenin tüm kaynaklarını bir havuzda toplayarak eşit bölüşeceğimiz bir dünya olabilseydi.
Ahhhh!
Ne yaman olurdu.

***

Sendikal Platforum bir açıklama yaptı:
“Asgari Ücret brüt 9 bin 977, net 8 bin 829 TL olmalıdır.”
Kimin ruhunu okşamaz bu?
Peki, Başbakan “tamam” dese!
O “masa”da bu ücret onaylansa ne olacak?
Sonucu sendikacı dostlar da biliyor.
“Çok daha fazla kayıt dışı işçilik ve çok daha fazla işsizlik.”

*** 


Sizin “kaç parayı hak ettiğiniz” kadar önemli bir başka mesele var: Bu para nerede?
Her sabah çocuğuna 20 lira harçlık veren anababa “hayalini” değil “gerçeğini” bölüşür.
Sendikal akıl bu ülkenin gerçeğine dokunmuyor.
“İstemek”le sınırlı bir rol biçiyorlar kendilerine…
İstemek...
O kadar…

***

Sendikal Platform sözcülerinin fotoğrafına bakıyorum.
Aslında tümü de aynı zamanda işveren…
Hepsinin de çalışanları var.
Çoğunun bankası var, kooperatifleri, sekreterleri, profesyonelleri var.
Hiç de engel yok çalışanlarına 8 bin 829 TL maaş ödemek için!

Ne komisyona ihtiyaç var, ne de hükümete…
Kendi önerdiklerini kendileri uyguluyorlar mı?
Dilin kemiği yok da cebin var mı?

***

İmkansızı isteyerek gündeme gelmek bizleri makul çözümlerden uzaklaştırıyor.
Bu ülkenin yoksullarının, güvencesizlerinin, asgari ücret mahkumlarının hayatlarını gerçekten değiştirecek özlü önermelere ihtiyacı var.
Alım gücü artsın istiyor bu insanlar...
Yarınını görmek istiyor!
Telefonu, elektriği, akaryakıtı çok daha ucuzlatmak için ‘vergi yükü’ gündeme gelse keşke!
Kayıt dışılığın üzerine üzerine gidilse, çok daha fazla…
İşsizliği büyüten ve emeği ucuzlatan “yasa dışı ikinci iş” için etkin çareler üretebile…
“Biz 10 bin isteyelim de en azından 5 bini kopartalım” sıradanlığını aşabilsek…

***

“Sen asgari ücretin artmasını istemiyor musun” kolaycı savuşturmalarını duyar gibiyim.
En başta söyledim.
“Sahici”
olamazsak ve “samimi…”
İsteriz canım, ne olacak...