Birileri ‘rahatsızlık’ duyabilir mi?!

Tayfun Çağra

Başka şeyler yazmak isterdim ama yazdırmıyorlar ki!..

Kültürü, sanatı, sporu, arkadaşlık-dostluk hikâyelerini, sevgiyi, aşkı, normal yaşamı… Ama asgari ücretti, pahalılıktı, TL’nin erimesiydi, geçim sıkıntısıydı, açlıktı, bir şov için neredeyse elektriksiz açılan Ercan’dı, yine elektriklerin gitmesi yüzünden yaşanan su sıkıntısıydı derken ne aşk, ne sanat, ne kültür aklımıza bile gelmez oldu.

***

Bütün bu olumsuzluklara rağmen uzun süreden sonra bir film izleme şansım oldu sinemada… Oppenheimer. Atom bombasının mucidinin hikâyesini anlatıyor… Bombanın hazırlanış süreci, bilim dünyasındaki tartışmalar, bombanın deneme süreçleri ve Hiroşima’da aslının patlaması sonucu Oppenheimer’de başlayan sorgulama süreci…

Güzel bir film… Öncesinde veya film sonrasında o sürecin iyi bilinmesi filmin daha da sindirilmesi için gerekli… 3 saat biraz fazla olmuş gibi, biraz daha kısaltılabilirdi belki ama merak edenler için görülmesi gerekli bir Cristopher Nolan filmi daha gelmiş sinemalara…

***

Diye birkaç saatlik bu tatsız, traji-komik ve tuhaf güncelden kaçmaya çalışırken Ercan’dan gelen elektriklerin kesildiği, yolcuların perişan olduğu, körüklerin, bagaj bantlarının, X-ray cihazlarının çalışmadığı haberleri hemen gerçek gündemimize dönmemizi sağladı.

Hani kendisine Başbakan denen Ünal Üstel’in “şükredin, eski Ercan’da da eksikler vardı” demeyi içine sindirmesi ve yine kendisini Ulaştırma Bakanı olarak bulan Erhan Arıklı’nın Meriç’teki elektrik trafosunun yetersiz kaldığını söylemesi gibi garip açıklamasını duyunca “hah işte bizim gündem” deyip kendimize geldiğimiz tuhaf yaşam biçimimiz…

Ey Üstel, ey Arıklı… Madem ki eksikler vardı, madem ki Meriç’teki trafo yetersizdi neden açtınız?

Bu eksikliklerin giderilmesini neden beklemediniz, neden elektrik sorununu halletmediniz de Erdoğan istedi diye alel acele açılış yaptınız?

***

İnsanların can ve mal güvenliği sizi hiç mi ilgilendirmiyor?

Bu kadar mı kendinizden geçtiniz?

Sorumsuz, umursuz olduğunuzu biliyorduk da bu kadar olacak neler yapıldı hayatınızda? Neden izin verdiniz ve vermeye devam ediyorsunuz?

Bu kadar mı eliniz kolunuz bağlı?

Övüne övüne bitiremediğiniz KKTC’ye itibar kaybı yaşatan T&T’ye hiçbir yaptırımınız olmayacak mı?

11 yıl sonra bile yarım yamalak açılan Havaalanı’nın bu durumundan sorumlu hiç kimse yok mu yoksa sorumlu ararsanız karşımıza siz mi çıkarsınız?

***

“…Ercan’ı kullanan ve yeni Ercan’ı da kullanacak olan özellikle Kıbrıslı Türkler ve diğer yolcular can güvenliğini garanti edemeyen T&T şirketine neden mecbur bırakıldılar” diye yazmıştım 13 Temmuz’da, yani açılmadan bir hafta önce ve “Yine birileri “20 Temmuz’da açılacak” dedi madem ki, boyunlar kıldan ince… Bu kadar eksiğe ve yanlışa rağmen sürekli bir açılışı (yine de iyi niyetli düşünerek) düşünmemiş olacakları varsayımını da bir kenarda tutarak sadece o gün için, Ercan açılmış olacak gibi görünüyor.

Umarım öyle olur da kısa zamanda yanlışlardan dönülür, eksikler giderilir” diye de bitirmiştim yazıyı ama öyle olmadı, Yeni Ercan bu kadar rezilliğe rağmen can ve mal güvenliği dikkate alınmadan kullanılmaya devam ediyor.

Şimdiden sonra bir süreliğine de olsa eskiye dönüş olur mu bilemem ama bir havaalanını elektriksiz, alan için olmazsa olmaz teknik cihazsız açan ama “şükredin” diyebilecek kadar dünya dışı bir kafaya sahip Üstel’e ve Arıklı’ya ve Ataoğlu’ya ve etrafındakilere bizi teslim edenlerin bu durumdan rahatsız olmalarını ve “biz ne yaptık böyle!” diyeceklerini ummak isterim.