Bir Yıldönümü: 21 Aralık 1963

Erdinç Gündüz

Elli küsur yıl oldu... Dile kolay. Yarım yüzyıldan fazla zaman geçti aradan...

21 Aralık 1963’ü  yaşayanlar,  bildiklerini, yüzlerindeki acı tebessümle anlatırlar hala.... Meraklılar ise hala araştırıyorlar,  öncesini-sonrasını,  gerçekte neler olup bittiğini anlamak, öğrenmek için...  Kusuruma bakmasınlar, resmi tarihçileri katmıyorum bunlar arasına. Rumunu da Türkünü de.... Çünkü her ikisi de,  kendilerine göre,  veya aldıkları emire göre  kaleme almışlar yazdıklarını.

***

Elli küsur yıl oldu... 

Meselenin tam ortasında,  başrollerde olanların çoğu göçüp gitmiş bu dünyadan... Biraz daha genç olanlar, birşeyler hatırlıyorlar azdan azdan da olsa.  Daha sonraki nesiller mi ? Pek birşey bildiklerini söylemek mümkün değil.  Çoğunluğu, kendilerine ne öğretilmişse, ne anlatılmışsa o kadarını biliyorlar. 

Yeniden vurguluyorum. Sadece Türklerden değil Rumlardan da söz ediyorum.

***

Güya,  bir Cumhuriyet kurmuştuk.  ‘Ortak’ bir Cumhuriyet.... Güya,  Sömürgeci İngiliz’i adadan atmış, bağımsızlığımızı (!) kazanmıştık... Güya, EOKA’yı da TMT’yi de unutacaktık... Güya,  ENOSIS –TAKSİM hülyalarına nokta koymuştuk... Güya, güya, güya...

Beceremedik. Beceremememiz için çomak sokanlar daha güçlüydü çünkü.  Karşılıklı tahrikler devam ederken, bir yandan da silahlanmaya devam ettik.  Hazırdık artık.  Silahlarımız da saklandıkları yerlerden çıkarılmıştı.  Parmaklar tetikte bir kıvılcım bekliyorduk.  Ve kıvılcım çaktı sonunda. Bahane hazırdı. Birdenbire mevzilendik ve Lefkoşa’yı  ikiye böldük önce. Sonra adanın her yerindeki yerleşim merkezlerini.  Ok yaydan çıkmıştı, veya çıkarılmıştı. Silahlar ateşlendi, bombalar patladı, insanlar göç ettirildi, öldü, öldürüldü ve daha neler neler...

Meseleyi, 21 Aralık ve sonraki gelişmeler noktasına getirmek için canını dişine takanların başarısıydı bu. Umurlarında bile değildi, ölenler de,  evlerini yuvalarını kaybedenler de.

***

Elli küsur yıl geçti aradan.  Koskoca  elli küsur yıl... Köprülerin altından çook sular aktı gitti bu geçen süre içinde... Köprüler yerinde duruyor.  Ama altından geçmekte olan sular, maşallah,  gürül gürül akmakta hala. Bu gidişle ‘akış’  daha nice yıllar devam edecek besbelli.

 


 

Yaşıt

 

‘21 Aralık Olayları’  ile yaşıttır BRTK.  Hemen sonrasında, 25 Aralık günü ilk yayınını  yapmıştı. Görmeyen, yaşamayan hiç kimsenin inamayacağı  yokluklar ve koşullar içinde...  Emeği geçenleri saygı ile anıyoruz bu yıldönümünde de.

***

Yıllar içinde büyüdükçe büyüdü kuruluş.  Radyosunu güçlendirirken,  TV’sini kurdu... Sonra, Site’sine kavuştu, Kurum oldu. Yüzlerce personeliyle.  Ama,  çok uzun bir süredir mutsuz ve sıkıntılar içinde kutluyor Kuruluş  yıldönümlerini.  1993 yılında beri, terfi mekanizması çalıştırılmıyor; hala üst kademeler ‘geçici’ görevlendirmelerle dolu; hala kadrosuz ‘geçici’ personel sorunu var; hala ne olacağını bilen yok; hala ne yapılacağı konusunda bilgi verebilen,  bir umut de veren yok. Hala..Hala... Hala..... Neden ?

Bu soruya cevap veren de yok...

***

 Bir yıldönümü daha kutlanıyor şu günlerde. Ve biz bekliyoruz umutla sorunlar çözülecek diye... Bizim ‘BRT’miz’ layık olduğu yere getirilecek diye...

Nice yıllar BRTK...

 


 

Sokak Ağzı

 

“Ben şahsen, GKK’dan da,  ölüp giden çocuk ve ailesinin acısını paylaşan bir açıklama beklerdim. Ama göremedim. Varsa da ben görmediysem özür dilerim ama sanırım böyle bir açıklama olmadı.”

***

“Bir bu eksikti. Uyuz vakası tesbit edilmiş okullarımızda. Uyuz ülkenin, uyuz insanlarının çocukları da mı uyuz olacaktı sonunda ?”

***

“Ciglos’da dere yatağı genişletiliyormuş. Bizim buralarda buna Gocagarı si........den sonra derler...”

***

“Nüfusa göre polis sayısının yetersiz olduğu açıklandı. Bir fikrim var:  Devlet dairelerindeki kadro fazlası olan yüzlerce kişiyi Polis yapalım, sorun çözülsün.”

***

“Yağmur yağdı, felaket yaşadık. Bir de kar yağsaydı neler olurdu diye düşünmek bile istemem.”

***

“Maaşından şikayet eden milletvekilmize yardım kampanyası başladı mı ? Başladıysa haber verin. Benden 100 TL yardım zavallıya”

***

“Tam anlayamıyorum.  İmar planı için verilen kavga 4 kat mı 14 kat kavgası mı ?”

 

Not: ‘Sokak Ağzı’ okuyuculardan gelen mesajlardan derlenerek hazırlanmaktadır. Ancak, farkettiğim kadarıyla,  kullanılan isimlerin çok büyük bir çoğunluğu gerçek değildir. Durum böyleyken mesajların altına isim koyma gereğinin ortadan kalktığına inanıyorum. Bilgilerinize.

 


 

Anlayana

                   

Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur.  İki kez aldatırsa suç sizindir. (Romanya)