Bir anda paniklediler!

Cenk Mutluyakalı

Kıbrıs’ın geleceği için “ortaklık” değil “ayrılık” yoluna çıkanlar…
Avrupa Birliği kimlikleriyle de vedalaşmayı göze alacaklarını fark ettikleri an, paniklediler!

Avrupa Birliği üyesi devlet “Kıbrıs Cumhuriyeti.”“Senin devletin ayrı, benim devletim ayrı” dersen…
O zaman…
Senin kimliğin ayrı, benimki ayrı” gibi bir risk var önünde.

***
Bu da nereden çıkmış...
Unutuyorlar arada sanırım...

Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğini “KKTC Muhaceret Dairesi” vermiyor (!)

***
E zaten şimdi de ayrı devletimiz yok mu?
Hem var, hem yok!

Çünkü KKTC'nin ilanında bu adımın “federal çözüm”e engel olmadığının altı çizildi.
Birleşmiş Milletler zemininden kaçılmadı…
Ayrılık” talep edilmedi…

"Ben ortaklık istemiyorum” diyorsan şimdi...
"Kurucu ortaklık" değil de "ayrılık" istiyorsan...
O zaman sana “Git, kendi devletinin kimliğini al” derlerse...
Ağzını açarsın poyraza...

***
Bir de “Garantörlük" var tabii...
1960 yılında iki ayrı devlet yoktu.

“Garanti ve İttifak Anlaşması”, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini garanti ediyor.
Hatta…
Türkiye’nin “garanti” ettiği Anayasa, Kıbrıs’ta “ayrılığı” yasaklıyor.

Türkiye, bölünmeyi yasaklayan garantör olarak şimdi “bölünmeyi” mi ilan edecek?

O zaman…
Garanti ve İttifak Anlaşması”nı yırtacak…

Şunu diyorlar:
O durumda Türkiye, KKTC’yi garanti eder.”
Evet de…
O zaman Türkiye’nin Kıbrıs’taki konumu ne olur?

Bakar mısınız geldiğimiz noktaya…
En “milliyetçi” geçinenler, Türkiye’yi uluslararası hukuk önünde işgalci konumuna düşürecek senaryoyu alkışlıyor.

Türkiye’nin adadaki varlığı, “ortaklık”tan geliyor.
Kurucu ortaklıktan, özden…
Bozucu ayrılıktan değil!

***
Bu kafa karışıklığı içinde türlü türlü tanım var zaten:“İki devletli çözüm…”
“Devletten devlete çözüm…”
“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulü…”
“İki ayrı devlet…”

Her birinin üzerine başka bir hikâye yazılır ama ortada kapsamlı bir çözüm planı yok.
Çözümsüzlük var.

İşin özü net:
Kıbrıs’ta bir “ortaklık” mı istiyorsun, bir “ayrılık” mı?
Soru bu!

Ayrılacaksan eğer...
O zaman Kıbrıs Cumhuriyeti’nden kaynaklanan ne kadar hakkın varsa, hepsiyle vedalaşmayı da göze alacaksın.

Toprak da kaosa dönüşecek iyice, mülkiyet de… Avrupa Birliği hakları da gidecek, Birleşmiş Milletler zemininde elde ettiğin tüm değerler de…

Sen ayrı devlet, ben ayrı devlet” diyorsan…
Nerede örneği var, birbirini tanımayan iki devletin, birbirinin kimliğine sahip olduğu bir siyaset?

Yoksa siz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “KKTC”yi tanıyacağını mı düşünüyorsunuz?

Ya da…
“KKTC” mi tanıyacak acaba “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni?

Karşılıklı büyükelçilik de açacaklar belki de…
Hem Birleşmiş Milletler hem Avrupa Birliği “KKTC”yi tanıyacak, öyle mi?
İhtimal var mı?

Vilayete kadar yolun var!

***
"Karma evlilik” çocuklarına Avrupa Birliği kimliği mücadelesi varken, gerisi de yitirecek elindeki avantajı...
 

Çözümsüzlük siyaseti o nedenle olmaz.
Olamaz.
Bu topluma böylesi bir kötülük yapılamaz.
Kendi çocuklarına, kendi torunlarına dahi kabul ettirmezler bunu.