Bez pabuç

Cenk Mutluyakalı

 

19 Mayıs’larda ‘rengarenk’ kostümlerim hiç olmadı benim.
Kırmızı tişört, kırmızı pantolon, balerin edasında siyah ya da beyaz tayt, gök mavisi şort, benekli kumaş…
Bandoda çalınca, beyaz bir gömlek, kenarı kırmızı şeritli beyaz bir pantolonla altı seneyi yırttık!..

***

En komiği, 19 Mayıs kıyafetlerini, sonrasında, yolda sokakta birilerinin üzerinde görünce yaşadıklarımızdı.
- “Hayırlı bayramlar” der gibi bir bakış ve gülümseme belirirdi hemen.
Doğrusu bu kıyafetler, sanki de, “bir daha giyilmemek üzere” seçilirdi…
Kızların fırfırlı eteklerini, puantiyeli fanilalarını, iki yanından fiyonklar fışkıran elbiselerini, bele bağlanan yaldızlı kuşakları iyi anımsarım.
Bir de bez ayakkabılar vardı sahi!..
Kimi arkadaşların parmaklarının, bezden dışarı fırlayacağına korkardık…
Üstelik tüm bu tatsız kostümler için herkesten mecburi para da alınırdı.

***

Kim seçerdi, nasıl seçerdi, böylesi bir ‘zevksizlik’ mertebesine nasıl erişilirdi, bilemedim!..

***

Oysa bu gençler, çok daha güzel giyinirdi hayatın içerisine akarken, hafta sonları, geceleri…
Çok daha ‘yaşına’ benzerdi!

***

Bir de güneş altında herkese 'yetti bu kadar maymunluk' dedirten, birbirine benzeyen figürler var tabii.
Üç beş adımda bir tekrarlanan abuk hareketler silsilesi, bir yandan birkaç ay derslerden yırtmanın keyfiyle tatlı gelir, sonrasında elbette bezdirirdi.
Takla falan da atılırdı arada…
Bu gösterilerin finalinde mutlaka bir ‘kule’ yapılır, en tepeye tırmanan öğrenci ‘gururla’ bayrağımızı açardı…
Sonraki senelerde bayraklarımızın sayısı ikiye çıkınca, ‘kule’ler de çiftelendi tabii…

***

Cumhurbaşkanı’nın 19 Mayıs mesajı ilişti gözüme:
“Temel hedef gençlerimize daha güzel, daha aydınlık bir gelecek hazırlamaktır. Bu duygu ve düşüncelerle başta gençler olmak üzere tüm halkımızın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum….”
Bunlar artık kokmuş ‘klişe’ laflar!..
İşin özü şu ki, 19 Mayıs tatil... Ve liseli gençlik dışında herkese ‘bayram’…
Keşke biri de gençlere sorsaydı, “sahi, ne yapmak isterdiniz, size armağan edilen bu günde…”
Hani şu abuk ritmik hareketler ve bez pabuçlar dışında…