Beddua

Sami Özuslu

 

Büyüklerimiz hep kızardı, "bedddua etmeyin" diye...
Hoşgörülü olmak, yapılan hataları affetmek, herkesin her koşulda iyiliğini istemek, özetler 'iyi kalpli' olmak gerekirdi.
'Eskiler' dediğimiz insanlar çok zor koşullarda yaşamış, çoğu çocukluğunu, gençliğini bilememiş, ama paylaşımın her türünü öğrenmiş, okuyamasa bile kültür düzeyini geliştirmiş, deneyimli kişilerdi.
O yüzden söyledikleri hayatın ımbığından süzülmüş, rafine edilmiş laflardı.
Büyüklerin sözünü dinlemeyi, uymayacak olsam da dikkate almayı hep gözetirim ve bunun da faydasını görürüm genelde...
Ama bu sefer değil!
Bu sefer beddua edeceğim.
'Büyükler' kusuruma bakmasın, bu seferlik onların sözünden çıkacağım.
Zira öyle gerekiyor.
---
Doğu Akdeniz'de gaz krizi var ya?
Gerilimi her gün birileri tırmandırıyor ya?
Kah 'bizimkiler', kah 'diğerleri' tehdit mesajları veriyor ya?
Gazlı bölgelere askeri gemiler gönderiliyor ya?
Bölgede aniden herkesin tatbikat yapası geldi ya?
Siyasetçilerin yanı sıra askerler de konuşmaya başladı ya?
Kıbrıs adası etrafında giderek ne olacağı belirsiz bir atmosfer yaratılıyor ya?
Hepsi oluyor bunların, değil mi?
Eksiği var, fazlası yok.
İşte 'beddua' burada başlıyor...

---

"Anavatanla ters düşmeyelim" diyen...
"Bu bizim işimiz değil" diye düşünen...
"Vakvaklar ürkmesin, mehtap uyanmasın"a yatan...
Milli duyguları incitme gailesi duyan...
"Askerdir, dış politikadır, bunlar zor işlerdir" kafasında olan...
Şu veya bu nedenden ötürü tam da şimdi bu gerilim karşısında sesini çıkarmayan...
Kim varsa...
Ama özellikle turizm...
Ama özellikle yüksek öğretim...
Ama özellikle ticaret...
Ve benzeri işlerle iştigal eden...
İster Rum, ister Türk...
İster 'yerli', ister 'yersiz'...
Kim varsa...
Yaptığı işin hacmi neyse...
Tamamı...
Hepsi...
Bir eksisiz...
Ve bir tamam...
Lafım onlaradır.

--

Ve dilerim ki…
Bu gerilim devam ederse eğer...
Kıbrıs adası 'riskli bölge' ilan edilsin...
Yabancılar adaya gelmesin...
Tek bir turist dahi ne Kuzey, ne Güney Kıbrıs'a uğrasın...
Mevcut rezervasyonlar birer ikişer iptal edilsin...
Oteller...
Seyahat acenteleri...
Havayolu şirketleri...
Hepsi, ama hepsi zora girsinler...
Borçlarını ödeyemesinler...
Ve sokağa dökülüp eylem yapsınlar...
"Batıyoruz" diye bağırsınlar...
Ve hakikaten batsınlar!..

--

Eğer bugün Kıbrıs adasının etrafında yaşanan gelişmelere kayıtsız kalıyor, ses çıkarmıyor, kulağınızın üstüne yatıyorsanız, o zaman sonuçlara da katlanacaksınız!
İstikrar ekonominin olmazsa olmazıdır.
İstikrarın sigortası ise barıştır.
Barışı istemeyen, onun için çaba harcamayan ve bugünkü gibi gerginlik yaratan gelişmelere karşı çık(a)mayanlar, zaten zor topuz yürütülen ekonomik faaliyetlere vurulacak olası darbenin suç ortakları olacaklar.
Ve böyle bir bedduayı hak ediyorlar.
Hem kuzeydekiler, hem güneydekiler...