UBP olağanüstü kurultaya gidecek mi?
Buna “tüzük” karar vermeli!
-*-*-
Son dönemlerde “tüzük” yerine biraz “büzük” kullanıldığından, genellikle “başkaları” karar vermiş gibi görünse de; artık bu değişmeli!
-*-*-
Bir başka deyişle “Tufan Erhürman”ın yarattığı “demokrasi tufanı”nın rüzgarından UBP de etkilenmeli!
-*-*-
Ünal Abi gider mi gitmez mi?
-*-*-
Buna da “büzükle” değil, “tüzükle” karar verilmeli!
-*-*-
Yani hukukla!
Yani demokrasi ile!
-*-*-
Ünal Abi veya bir başkası hiç fark etmez; “Ülkemizde hukukun üstünlüğü”nün garantiye alınması konusunda çok ciddi sınavları başarıyla verdiğine inandığım “yargı” kurumunun da ötesinde, Tufan Erhürman’ın elde ettiği müthiş seçim sonucunun UBP’yi de etkisi altına alması bence kaçınılmazdır!
-*-*-
Nasıl mı?
Herkes konuşabilmeli!
Herkes ağzını açıp görüşünü belirtebilmeli!
Herkes, Türkiye’den gelen ve daha fazla dertleri “karanlık işler olan” dilbandilerin değil, Türkiye Devleti’nin “işbirlikçisi” olmayı hedeflemeli!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Eğer daha fazla meseleyi açmamı isterseniz; şu örneği vereyim; Erhürman’ın Cumhurbaşkanı seçildiği oy oranı ile Faiz Sucuoğlu’nun UBP Genel Başkanı seçildiği oy oranı neredeyse tamamen aynıdır!
-*-*-
Erhürman, aldığı oy oranı ve sokağın kendisine sahip çıkması neticesinde şu anda en küçük bir tartışma kaldırmayacak şekilde toplumun gerçek lideridir…
-*-*-
Peki Sucuoğlu?
Hala dilbandi kesime yalakalık, biat ve itaat peşinde koşarken görüldüğü gibi; genel başkanlık ya da parti liderliği hevesini, birkaç dilbandinin inisiyatifine bırakmıştır!
Ama bundan da acısı, kendisine oy versin veya vermesin, tüm UBP, gık bile dememiştir!
Hala dememektedir!
-*-*-
Tekrar ediyorum; eminim Erhürman’ın elde ettiği seçim zaferi, kesinlikle UBP’yi de etkileyecektir… “Kesinlikle öyledir” iddiasında değilim ama “karanlık dilbandilerin yönettiği zavallı UBP” görüntüsü, Erhürman sayesinde umarım gidecektir, bitecektir!
-*-*-
Şimdi; evet haddim değil ama ister Ünal Abi ister bir başkası; UBP’nin yeni dönemine – yeni yönetimine naçizane bazı “tavsiyeler”de bulunmak istiyorum!
-*-*-
Erken seçim veya normal seçim tarihine kadar hükümette olduğunuzu varsayarak tavsiyelerimi sıralamak arzusundayım…
-*-*-
En başta her türlü lüks harcamadan, örneğin bir düğüne bile devletin araçları ve korumaları ile gitmekten derhal vazgeçilecek…
-*-*-
Saçma sapan Türkiye veya arada bir de olsa İngiltere ya da Azerbaycan gezileri durdurulacak; özellikle 20 Temmuz ve 15 Kasım gibi önemli kabul edilen tarihlerde, abidik gubidik misafir ağırlanması asla yapılmayacak!
-*-*-
Bakanların kullandığı makam araçları satılacak; elde edilen gelir hazineye yatırılacak…
-*-*-
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, bakanlar, milletvekillerinin maaşlarında örneğin yüzde 30 kesinti yapılacak…
-*-*-
Saçma sapan ve gereksiz – protokol gezmeleri, tören harcamaları kesinlikle kısılacak… Örnek, “Bayram” diye sokaklarda kutladığımız törenler, koskoca külliye var artık, orada yapılabilir… Bırakın törende yapılan masraf ve onca insanın harcanan zamanını; trafikte yaşanan keşmekeş bile başlı başına ekonomik değer kaybıdır!
-*-*-
Koskoca İngiltere, tasarruf tedbirleri gereği birçok ülkedeki diplomatik temsilciliklerinde bazı gereksiz ofisleri kapatabiliyorsa; KKTC’nin “sıfır iş yapan” onlarca sözde dış temsilciliği kesinlikle kapatılacak… Maaş – kira – araç – hatta vergi giderleri korkunç yüksekliktedir…
-*-*-
İç borçlanma konusu patlamaya hazır bir bombadır…
Bu konuda dışarıya verilen görüntü, Maliye’nin iflas ettiği görüntüsüdür…
Gerekirse siyasi gelecek veya daha anlaşılır olması açısından söyleyeyim, büzük korkusu olmayan teknokrat bir bakan atanacak ve devletin – halkın parası, Cumhurbaşkanlığı’nın et ve mutfak masrafına gitmeyecek!
Ersin Tatar döneminde, özellikle eski sarayda günlük et masrafının bir işçinin aylık asgari ücretinden fazla olduğu gerçeği nedeniyle halktan özür dilenecek; bu konuda yeni Cumhurbaşkanı da dikkatli olacak!
-*-*-
Bakanlık, Meclis, Cumhurbaşkanlığı veya her türlü devlet kurumunda izaz ve ikram yasaklanacak!
-*-*-
Aynı şekilde, mesai saatleri içerisinde, devlet yönetimi ile hiç alakası olmayan kabuller, dernek – örgüt veya kişisel ziyaret mastürbasyonları durdurulacak…
Bir bakan, bir derneğin temsilcileri ile görüşecekse; mesai saatleri dışında, evinde ve hatta dilerse Alayköy yakınlarındaki dilediği mekanda görüşmesini yapacak!
-*-*-
Halkın – kamunun – vergi mükellefinin parasıyla “dangalak selfie çalışması” yapmaktan vazgeçilecek!
-*-*-
Düğün ve benzeri kutlamalara devletin aracı veya koruması ile giden herhangi bir bakan ya da makam sahibi – eğer erkekse “hadım edilecek”; kadınsa… Şaka şaka!
Ama yapmayın demek istiyorum!
-*-*-
Merkezi İhale Komisyonu’na tek bir kişi dahi siyasi olarak atanmayacak; bu konuda en kısa sürede gerekirse yasal düzenlemeler de yapılarak, “yargı”nın çatısı altına girmesi sağlanacak…
-*-*-
Her türlü rüşvet ve benzeri – gayet net bilinen durumlarla ilgili olarak acil tedbir düşünülecek; bu konuda gerekirse “Şeriat”ın kurallarının uygulanması bile tarafımca “caiz”dir…
Ersin Tatar’ın seçim propagandacılarından değerli hocamız Cübbeli Ahmet de bilecektir; “… Şeriat'a göre rüşvet, Kur'an ve sünnete aykırı, haram kabul edilen ve toplumsal adaleti bozan büyük bir günahtır”…
-*-*-
Kısacası sevgili UBP’liler; en kısa sürede Kıbrıs’ta çözümü sağlar, en ciddi siyasi geri zekalılık ve iflas sebebi olan “iki devletli çözüm” saçmalığından geri dönülürse…
Turizm patlar…
Ercan, müzakerelerde öne çıkarılır ve uluslararası kullanım şansına sahip olur…
Karşılığında belki Maraş yasal sahiplerine iade edilir…
Kuzey – Güney geçişleri; her şekilde rahatlatılır…
-*-*-
Derken, uyanıyorum…
Kan ter içindeyim…
-*-*-
Rüyaymış!
Ama güzel bir rüya!
Keşke yapabilsek!
Ama ne yalan söyleyeyim, bazı şeyleri hayal etmek veya rüyada görmek bile çok güzel!