BARIŞMAK İÇİN...

Mehmet Çağlar

 

Kimseyi iyilik sever bir dünya polisi olarak hayal edemeyiz...
Barış ; barışmaktır...
Barışmak ise, acı olayları , uzlaşmazlığa yol açan nedenleri unutmaktır...
Yani uzlaşmazlığa yol açan nedenleri unutmak için, basiret göstermek gerekir...

Artık Rumlar ve Türkler geçmişin üstlendiği rolleri kapının dışında bırakmalıdırlar...
Çünkü burada bizden başka bizim karşımızda duran yoktur!..

Bu yüzden Barış süreci içerisinde CTP'yi yakından ilgilendiren şey, bu dönüşümün(barışmanın) metodudur...

Anan Planı gibi olası bir Ban -Ki Moon Planı da ,kontraktüel ; yani mukveleye dayanan bir birliği simgeleyecektir...
Dolasısıyla bu dönüşümün ana ölçütleri bellidir:
Güvenlik,
Özgürlük,
Evrensel değerler ve,
Dünya barışına karşı olan yükümlülüğümüzdür.

Bu çerçeve etrafında silah gücünün yerini kamuoyu yönetimine bırakmasını istiyorsak ,
konsensüsü tesis edip, kurumlaştırmamız gerekiyor...
Tüm endişeler dış politika başlığı altında yeniden entelektüel ve moral güçle değerlendirilmelidir...
Denge ,
Evrensel hukuk,
Ulusal savlar,
Jeopolitik gerçeklilik ,
Güvenlik marjı vs.

Buna paralel hoşgörüye varan süreci başlatmak içinse,
GAÖ adı altındaki açılımları insanseverlik anlayışıyla bağdaştırmalıyız...
Çünkü Barış bir değişim aracıdır...
Bir zihniyettir...
Barışı anlamanın , dinamiklerini, koşullarını keşfetmenin aracı ;
Var olmasını sağlayacak ruh halini bilmekten geçer...

İnsanın en önemli görevi de budur...
Düşlemek ve bundan yararlanarak kendini aşmaktır...
En büyük devrim, hatta en anlamlı olanı, kendini değiştirmektir...
Daha iyi bir yaşam için,
Barışmak için...

iyliksever bir dünya polisi olarak hayal edemeyiz...
Barış ; barışmaktır...
Barışmak ise, acı olayları , uzlaşmazlığa yol açan nedenleri derslerini alarak unutmaktır...
Yani uzlaşmazlığa yol açan nedenleri unutmak için, basiret göstermek gerekir...

Artık Rumlar ve Türkler geçmişin üstlendiği rolleri kapının dışında bırakmalıdırlar...
Çünkü burada bizden başka bizim karşımızda duran yoktur!..

Bu yüzden Barış süreci içerisinde CTP'yi yakından ilgilendiren şey, bu dönüşümün (barışmanın) metodudur...

Annan Planı gibi olası bir Ban -Ki Moon Planı da , kontraktüel ; yani mukveleye dayanan bir birliği simgeleyecektir...
Dolasısıyla bu dönüşümün ana ölçütleri 11 şubat ortak açıklamadaki unsurlar geçerli olmak üzere bellidir:
Güvenlik,
Özgürlük,
Siyasal eşitlik,
Federalizmin özü,
Evrensel değerler ve,
Dünya barışına karşı olan yükümlülüğümüzdür.

Bu çerçeve etrafında silah gücünün yerini kamuoyu yönetimine bırakmasını istiyorsak ,
konsensüsü tesis edip, kurumlaştırmamız gerekiyor...
Tüm endişeler dış politika başlığı altında yeniden entellektüel ve moral güçle değerlendirilmelidir...
Denge ,
Evrensel hukuk,
Ulusal savlar,
Jeopolitik gerçeklik ,
Güvenlik marjı vb.

Buna paralel hoşgörüye varan süreci başlatmak içinse,
GAÖ adı altındaki açılımları insanseverlik anlayışıyla bağdaştırmalıyız...
Çünkü Barış bir değişim aracıdır...
Bir zihniyettir...
Barışı anlamanın , dinamiklerini, koşullarını keşfetmenin aracı ;
Var olmasını sağlayacak ruh halini bilmekten geçer...

İnsanın en önemli görevi de budur...
Düşlemek ve bundan yararlanarak kendini aşmaktır...
En büyük devrim, hatta en anlamlı olanı, kendini değiştirmektir...
Daha iyi bir yaşam için,
Barışmak için...