BARIŞ VE ARABULUCU...

Mehmet Çağlar

Bazı kesimlere göre Kıbrıs'ta barış;

Savaş durumunun olmamasından ibarettir.!
Böyle düşünenlerin Barışı bir yaşantı birliği olarak algılamaları ise söz konusu değildir...

KIBRIS'TA BARIŞ
Bana göre Kıbrıs'ta Barış, esas itibarı ile, insan hayatını reforme etmemizin en önemli yoludur.
Bir başka açıdan ise sonuçları üzerinden düşünülerek, "Geleceğimizi şu an yaşadığımız zamandan daha iyi yapmak mümkün mü?" sorusuna da cevaptır Kıbrıs'ta Barış.

Böylesi bir anlayışa sahip olmak ise, duygudaşlığın yanında hayata dair en geniş perspektiften bakarak düşünmeyi gerektirir.

BARIŞA BİR ARABULUCU OLARAK FELSEFE
Barış olgusunun her iki kesimin de hizmetkârı olabilmesi için; politika, yıllardır insanı devlet için bir olgu olarak gören ve ganimet anlayışı ile başlayıp menfaat dağıtma ve bireyselciliğin toplumsallığın önüne geçtiği bir noktaya gelen politikaya bulaşmamış bir felsefe ile demokratik, özel bir sorumluluk ve iddia üstlenmelidir.
Felsefe ile, barış vaadini ve mahiyetini sorgulayıp, gerekli insani düzenlemeleri yapmalıyız.

Bunu, Barış'ı uzlaşı anlayışına ikna edilemeyenlerin sesinden, toplumsal bir uzlaşı eksenine taşımanın ve istikrarlı kılmanın bir yolu ; ahlaki yükümlülüklerimizi evrensel ilkelerin temeli ve bir yaşam birliğini inşa etmek için yapmaktan geçer.

Kısacası, felsefeye, barışı meşrulaştırmak için bir "ARABULUCU" görevi vermeliyiz.

MORAL İLERLEMENİN YOLU
Bu yaklaşım, belirli ve tekçi tanımlamalara mahkûm bırakılan "Barış"ın gerçek problemleri ile ilgilenmeye vakit bulamayan geleneksel anlayıştan kurtarılmasıdır.

Böylelikle Barış'a hayal edemeyeceği kadar geniş bir hareket alanı tanıyabilir, geleceğin geçmişten daha güzel olabilmesi için demokratik bir vaatte bulunacak yeni bir ÜTOPYA kurabiliriz.

Yeni bir arabuluculuğa soyunan; felsefecinin yapacağı hiyerarşik tek ayrım da, yalnızca “BUGÜN” ve “GELECEK” arasında olacaktır.

Politik gericiliğe karşı moral ilerlemenin başlıca yolu budur...