BAL göçü

Sami Özuslu

KKTC'de 'süper' bir ligimiz var.
Bu 'süper'lik, haliyle sadece KKTC'de geçerli.
Ne Yeşil Hat'ın bir metre ilerisinde geçerli, ne Girne'nin kuzeyinde...
'Çulli' oynanan pirilli oyunu gibi bizimkisi...
Sadece futbolumuz değil...
Devletimiz de 'çulli' bir oyunun içinde...
***
İşte bizim nev-i şahsına münhasır devletimizin nev-i şahsına münhasır futbol liglerinden Türkiye'deki en alt seviyede oynayan takımlara doğru 'göç' dalgası başlayınca kızılca kıyamet kopuverdi.
Hanya ile Konya anlaşıldı.
BAL ligine giden her genç, 'çulli' oyunun sonunun habercisiydi aslında...
Zira çöken 'et ve tırnak' siyasetiydi!
***
Kıbrıs'ta taksimi, ayrılıkçılığı, ana-yavru ilişkisini dayatanların bir armağanıdır futbolda yaşanan BAL krizi...
'Tırnak' 'et'in içine gömülmüş, kaybolmaya yüz tutmuştur artık...
Futbol kulüplerinin ve federasyonun isyanı haksız değildir.
Ama TC yurttaşlığı alıp BAL takımlarına giden gençler hiç haksız değildir.
Ortada bir realite vardır ve yaşananların tümü bunlara bağlıdır.
***
Eskiden, bundan 20-30 sene önce futbol amatörce oynanırdı.
Kimi büyük kulüpler belki para da verirdi arada sırada ama özellikle köy kulüplerinde top koşturanların maddi beklentisi yoktu.
Bir çift Sebo ayakkabı...
Bir forma...
Bir şort...
Bir çift de uzun çorap...
Belki bir kat da eşofman...
Çoğu kulüp bu kadarını da karşılayamazdı gerçi...
Farklı şort ve formayla maça çıkardı takımlar bazen...
***
O dönemlerde futbol 'geçim kaynağı' değildi. Futbolcularınn işi vardı. İşi olmayana kulüp yardım eder, iş bulur, varsa torpil patlatır, bir yere sokardı.
Düğünde, askerde kulüpler ekonomik ve sosyal destek sağlardı bazen, o da çok seyrek, bazı kulüplerde hiç hatta...
Oyuncular da zaten aslen spor yapmak, kulübünü başarıya taşımak gibi amatörce duygularla oynardı topunu...
Zaten pek sosyal aktivite imkanı olmayan köy ya da mahalle gençleri sadece A takma değil, genç hatta minik takımlarda oynar, böylece bölgenin gençleri düzenli spor da yapmış olurdu.
***
Şimdi bunların tamamı değişti.
Amatörlük ruhu çoktan öldü, kulüpler kadrolarını transferlerle doldurmaya başladı,  bölge gençleri sahaya gitmez, spor yapmaz oldu. Futbolumuz profesyonellikle amatörlük arasında sıkışıp kaldı.
Futbolcuların önemli bir kısmı işsiz ve geçimini toptan çıkarmaya çalışıyor.
Kulüpler, şampiyonluğa oynayanlar dahil, yönetici bulmakta zorlanıyor, kumarhaneler dışında sponsör mumla aranıyor.
Tüm bunlar sadece KKTC sınırları içinde 'süper' olabilen en üst lig dahil, bütün futbolun canına okuyor.
***
'BAL göçü'  siyasetten, sosyo-ekonomik gelişmelerden bağımsız düşünülemez.
Bugünü yaratan koşullar dün başlamadı.
Gönünen köy kılavuz istemezdi, ama hamasi nutuklar ata ata toplumu tükettiler.
Top oynayan çocuklarımız, gençlerimiz ‘ekmek parası’ için Türkiye’de alt düzeylerdeki takımlara GÖÇ ediyor.
‘BAL krizi’nin özü budur.
Ve yalnız futbolda değil, birçok alanda da aynı süreç hızla arka planda çalışıyor.
Ortada hazin bir tablo vardır ve çıkış yolu bulmak için çok vakit kalmadı.