Bağış’tan, Güney Kıbrıs’a: ALLAH KURTARSIN

Bağış, Güney Kıbrıs’ın yaşadığı ekonomik zorluklar konusunda “Bizim kültürümüz gereği, biz düşene vuran olamayız. 'Allah kurtarsın' diyoruz



Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Güney Kıbrıs’ın yaşadığı ekonomik zorluklar konusunda “Bizim kültürümüz gereği, biz düşene vuran olamayız. 'Allah kurtarsın' diyoruz. Ama bir şeyi de düşünmeleri gerekir. Eğer 2004'te Annan Planı kabul edilmiş olsaydı, siyasi eşitliğe sahip iki kurucu devletin olduğu Kıbrıs Devletler Birliği olmuş olsaydı, Rumların çok şikayet ettikleri adadaki Türk askeri varlığı şu anda kalmayacaktı” dedi.
Ünyeliler Derneği'nin Beyoğlu'ndaki genel merkezine misafir olan Bağış, dernek üyelerinin sorularını yanıtladı.
AB sürecinde yavaşlama olduğu yönündeki eleştirileri nasıl karşıladığı sorulan Bağış, şöyle konuştu:
''Rahmetli Menderes 1959'da bu süreci başlatmış, tam 45 yıl Türkiye müzakerelere başlamak için tarih bile alamamış. 17 Aralık 2004'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan masaya yumruğunu vurmuş, o gün orada Türkiye 45 yıllık beklemeye son vermiş. Türkiye müzakere tarihi almış. 3 Ekim 2005'ten bu yana son 7 yıldır da sürecin içindeyiz. 33 tane müzakere etmemiz gereken başlık var, bunların 13'ünü açtık. Bir karar aldılar, Kıbrıs meselesi çözülene kadar açılan fasılları kapayamıyoruz ve 8 faslın açılışını da tamamen engellediler.''
Bağış, müzakerelerde Türkiye'nin çıkarlarının öncelendiğini belirterek, bazı durumlarda müzakerelerin bilerek yavaşlatıldığını söyledi.
Bir katılımcının, ''Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yakın zamanda iflasını açıklayabilir, bunu Türkiye açısından nasıl değerlendirmeliyiz, sevinmeli miyiz?'' şeklindeki sorusuna karşılık da

“PLANI KABUL ETMİŞ OLSALARDI…”

Bağış, şunları kaydetti:
''Bizim kültürümüz gereği, biz düşene vuran olamayız. 'Allah kurtarsın' diyoruz. Ama bir şeyi de düşünmeleri gerekir. Eğer 2004'te Annan Planı kabul edilmiş olsaydı, siyasi eşitliğe sahip iki kurucu devletin olduğu Kıbrıs Devletler Birliği olmuş olsaydı, Rumların çok şikayet ettikleri adadaki Türk askeri varlığı şu anda kalmayacaktı. Adada bir tek KKTC'nin kendi gücü, Rum Kesimi'nin kendi gücü ve bir de İngiltere'nin askeri üssü var. Daha önemli bir şey var, adada siyasi sorunlar kalktığı için şu anda belki en çok yatırımın, en çok turistin gittiği, senenin 300 günü güneş alan bir yer Kıbrıs, muazzam bir refah oluşacaktı. Bunlar barışı engelleyerek bu ekonomik krizin altyapısını oluşturdu. Zannettiler ki, o günkü bollukları sonsuza dek sürecek.''

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri