Ayrı durmak artık yok!

Toplumsal Varoluş Hareketi bugün eylemlerine başlıyor. Bir süreliğine suskun kalan Hareket, “Toplumsal varlıklarımıza, toplumsal irademize ve bu adanın sahipleri olarak kendi kendimizi yönetme hakkımıza sahip çıkarak üretime dayalı, çevreye saygılı,

 

Toplumsal Varoluş Hareketi bugün eylemlerine başlıyor. Bir süreliğine suskun kalan Hareket, “Toplumsal varlıklarımıza, toplumsal irademize ve bu adanın sahipleri olarak kendi kendimizi yönetme hakkımıza sahip çıkarak üretime dayalı, çevreye saygılı, sürdürülebilir, güçlü bir ekonomi ve herkesin hesap sorabildiği, herkesin hesap verdiği, siyaset adaylarının halk tarafından aday yapıldığı ve seçildiği kaliteli bir demokrasi ve laik bir yaşam mücadelesi için biraraya geldik.” şeklinde birlikte olmalarının nedenlerini açıklarken Platform dışındaki örgütlere de çağrı yaptı.

Yeşil Barış Hareketi olarak örgütümüz, bugüne kadar herhangi bir siyasi oluşum içinde yer almamaya çalıştı. Çevre adına çevreciler veya çevre örgütleri veya sivil toplum örgütleri genel olarak mücadele verirken siyasetin dişlileri arasında ezilmemek, bir tarafta yer alıp başka taraftan ‘yanlı’ olarak algılanıp dışlanmamak için gayret sarfederler. Oysa ki herhangi birinin veya örgütün tarafını açıklaması mücadele ettiği konuda zayıf düşmesini gerektirmemeli ancak bizim ülkemizde ne yazık ki bu da mümkün.

Bu açıklamama karşın artık çevre örgütleri veya başka sivil toplum örgütlerinin yukarıdaki gerekçelerle siyasi bir oluşuma veya ‘hak arama platformuna’ destek vermemek gibi bir rahatlığımız olmamalı.

Onun için de Yeşil Barış Hareketi olarak Platform açıklamaları altında imzamızın görüleceğini, Toplumsal Varoluş Hareketi içinde yer alacağımızı, hatta yer aldığımızı buradan da yazmak isterim.

Hükümetin partisi UBP mahkemede başkanlık kavgası yaparken, öte yandan özelleştirme yasası Anayasa Mahkemesi’nden onay bulurken, tek tanınmış belediyemiz Lefkoşa Belediyesi batarken, hükümet kaynarken, meclis toplanamazken, partizanlık sürerken, vatandaşlıklar golifa gibi dağıtılırken, çevre yok edilirken, ille de petrol dolum tesisi yapılması istenirken, ormanlar yokolurken, yolsuzluklar sürerken ama hiçbir yaptırım olmazken artık ister siyasi, ister meslek örgütü, ister çevre örgütü, ister sendika, ister Oda, ister birlik… Ne olursa olsun artık elini taşın altına koymalı.

Bu gidişatın istenmediğini göstermeli, insanımızın varoluş hareketine destek vermelidir. Toplum yok olduğunda ne işin, ne mesleğin, ne çevrenin, ne de yaşamın anlamı kalır.

 


Tören var, hükümet yok!

Girne Belediyesi geçtiğimiz gün bir temel atma töreni yaptı. Girne insanına bir nefes alma bölgesi yaratmak düşüncesiyle başlatılan 50 bin m2’lik projenin temel atma töreninde hükümet yoktu.

Neden?

Çünkü Belediye, CTP belediyesi de ondan… Hükümetçilik bu kadar ucuz mudur? Kendi partine ait olmayan belediyelerin hizmetleri, projeleri neden rahatsızlık yaratıyor. Rahatsızlık yaratmasının ötesinde projeyi engellemek için de çeşitli engelleme çalışmaları da yapılıyor üstelik…

Yazık!

Bu gibi projeler bir başkanın kendisi için veya yakınları için yapılmıyor ki. O bölge insanı için veya o ülke insanı için… Hükümet o insanların hükümeti değil mi yoksa!.. Olan projeyi daha da kolaylaştırmak, destek olunması gerekirken bu kıskançlık çok komik kaçıyor doğrusu…

Ama doğrusu onlar da mahkemeden çıkamıyorlar ki garibanlar!!! Törene nasıl gitsinler?

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri