‘Ateşle’ yanaşma!

Cenk Mutluyakalı

3  f a r k l ı  k o n u 

 

AMA...

Eskiden “biz de çözüm isteriz” diyen “ama”cı bir grup vardı.
“İsteriz ama...” derlerdi.
O “ama”nın ardından çözümü imkansızlaştıran ne varsa sıralanırdı.
Hani derler ya “ama”dan önce ne anlatılırsa yalandır...

Şimdi yeni moda şunu demek:
“Biz de İmar Planı istiyoruz ama...”
Emirname
 böyle tartışılıyor.
“Rant” yolunda koltuğunun altında dosyalarla gezen kimi milliyetçiler, kimi devrimcilerle yarışıyor.
 

“Planlı Şehirler istiyorlar ama...”
“Emirname olmasın!”

Önce kentleri alt üst edelim...
-Vaziyeti görüyoruz zaten.-
Sonra “İmar Planı”nı yaparız (!)
 

Ormanı yaktıktan sonra “ateşle yaklaşma” levhasını asmak gibi!
 



ZARAR, FAYDA..

“Zarar büyük” diye başlık attı, Diyalog gazetesi...
Okuyunca görüyoruz ki, aslında, “Fayda büyük...”

60 ton süt imha edilmiş.
İyi ki de edilmiş.
“Kanserojen madde” içeriyor.
Bunun nesi zarar?
 

“Çocukları kurtardık” diye sevineceğimize...
“Hayvancıların zararı büyük” diye tepki gösteriyoruz.

Üreticinin en öncelikli görevi “insan sağlığını korumak” değil mi?
Bu nasıl bir yaklaşım?
 

“Çaresizlik içinde hayvanlarına küflenmiş mısır yedirmişler...”
Böyle savunma mı olur?

5 bin üreticiden 8’i bunu yapmış.
İnsan canına, sağlığına, yarınına dahi “kâr-zarar” hesabı üzerinden bakar olduk.
Akla ZARAR bu işte!
 



ŞİDDET VE ‘ÇÖZÜM’ ÜRETMEK

“Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz” derler ya...
“Polis Şiddetle Mücadele Şubesi”nin devreye girmesi “çözüm üreten siyaset”e en doğru örnektir.
Baksanıza, Başbakan açıkladı, sadece 8 günde, 40 şikayet yapılmış.

Siyasiler, hükümetler her nerede olursa olsun yönetenler, “çözüm” üretmeli mutlaka...
Söylenmek yerine!
İyi iş, doğru iş, kendini gösterir.