ASLINDA HER KONU KONUŞULABİLİNİYORMUŞ...

Mehmet Çağlar

 

“Konjonktürel değişikliklerden bağımsız "yapısal" sorunlara odaklanalım...”

Konjonktürel değişikliklerden bağımsız "yapısal" sorunlara odaklanmak;
İçyapısal hedefler bazında "çağdaşlaşma" ve iktisadi kalkınma çabaları,
Politik açıdan Kıbrıslı Türklere daha geniş bir hareket alanı yaratır mı sizce?!
Tepeden "babacılık" biter mi mesela?

 KKTC'yi neredeyse "kâr payı" dağıtan bir "şirket" haline dönüşmekten kurtarır mı?
Kamusal alanların ve toplumsal kurumların "zarar ediyorlar" diyerek satılmalarının önüne geçer mi? 
Kıbrıs’ın kuzeyinde sözde iman eksenli bir değişim ve dönüşümün önüne geçer mi?

"Kıbrıs Sorunu" na yönelik çabalar sadece problemlere değil tüm dinamiklere de ışık tutuyor!

Taşıyıcısı olduğumuzu iddia ettiğimiz sol ruhsal dinamikleri ve bilinci, basit bir "ana-yavru" ilişkisindeki git-gelden daha ötelere, AB normlarına, hatta tüm insanlığın varoluşuna genişletmek, sizin olaylara yaklaşımınıza bağlıdır!

Bakın! Sayın Akıncı ve ekibinin 2 yılı aşkın bir süredir sürdürdükleri görüşmeler ve çabalar sadece "Kıbrıs Sorunu"na yönelik olan problemlere değil, tüm dinamiklere ışık tutuyor!
Siyasi ve iktisadi ortamlara,
Ulusal ve uluslararası aktörlerin tutumlarına,
Doğu Akdeniz'deki jeolojik değişimlere kadar, 
önemli bir bakış açısını da yansıtıyor!

Değilim Metodolojisi ve Güvenlik Siyaseti

İki yıldır tutulan notlar var...
Uluslararası ortamdaki değişimlerin iç siyasetteki siyasal yapılarla nasıl bir etkileşim içerisinde olması gerektiğini dair...
Bu tutanaklar, devlet-ekonomi, devlet-toplum ilişkilerini farklı bir "değişim" metodolojisi içerisinde incelememizi olanaklı kılıyor!

Bu tutanaklar içerisindeki çözüm çabalarının büyük ölçüde BM platformundan,
"Reel politik" ortama nasıl çekildiğini ,
Bu bağlamda müzakerelerin eski "uzlaşmaz" hale,
"Güvenlik siyaseti" çerçevesine nasıl taşınmış olduğunu gözlemledik!

Türkiye'nin Kıbrıs'la insani unsura ek olarak, stratejik şekilde nasıl yaklaştığına ilişkin,
Önemli "yapısal" veriler elde ettik!
Bölgesel bir aktör olarak stratejik çıkarlar ile nasıl şekillendiğini,
Güvenlik meselelerinin tabu olmadığını, her konunun uygun koşullar yaratılarak konuşulabileceğini,
Gereklerinin yerine getirilmesinin de alternatiflere açık olduğunu öğrendik!

Siyasetimizdeki "değişim dinamiklerine" dair bir takım saptamalar yaptık mı peki!?
Yoksa hala toplum merkezli değil, devlet merkezli bir yaklaşım mı yürütülüyor?!