ARİTMETİK ZORMUŞ

Ünal Fındık

KKTC Cumhuriyet Meclisi 23 Ocak 2022 tarihinde yapılan erken seçimle yenilendi. Yeni vekiller 7 Şubat 2022 Pazartesi günü yemin ederek göreve başladılar.

50 kişilik yeni mecliste UBP 24, CTP 18, DP 3, HP 3 ve YDP 2 vekille temsil ediliyor. Bu aritmetiğe göre UBP tüm partilerle 2’li ya da 3’lü koalisyon kurabiliyor. CTP ise UBP dışında kalan tüm partilerle ancak 26 sayısına ulşabiliyor.

Bu durumda doğru olan UBP’nin istediği parti ya da partilerle bir an önce hükümeti kurmasıdır. Ama UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu sağlam bir hükümet kurma bahanesiyle işi uzattıkça uzattı. Sucuoğlu hafta başı “Çarşamba ya da Perşembe gün koalisyon protokolü ilan edilir, en geç Cuma gün bakanlar kurulu listesi cumhurbaşkanına sunulur” demişti.

Sucuoğlu dün de DP ile bakanlıklara bağlı daire pazarlıklarında yaşanan anlaşmazlıklar sonucu “Demokrasiye saygı duyuyoruz ama ortaya çıkan aritmetik zor” diyerek Pazartesi görevi iade edebileceğini ifade etti.

Yukarıda verdiğim meclis aritmetiğine bakarak “ortaya çıkan aritmetikle zor” denilebilir mi?

Bunu söyleyen 24 vekilli bir partinin başkanı olabilir mi?

Her parti ile hem ayrı ayrı, hem de 3’lü ya da 4’lü koalisyon alternatifi olan bir partinin başkanı bu ifadeyi kullanarak hem küçük partileri, hem kendi vekillerini erken seçimle tehdit ederse bu işin çivisi çıkmış demektir.

Ben başından bu yana UBP’nin ortak aramadığını, kendi iktidarına koltuk değneği aradığını söylüyorum. Böyle düşünmekte çok da haksız olmadığımı Faiz bey hemen her gün söylemleriyle doğruluyor.

UBP önceleri karşı olduğu, ancak iş çevrelerinin ısrarlı talebi sonrasında istekli göründüğü 42 vekilli UBP-CTP hükümeti için herhangi olumlu bir çaba ortaya koymadı. Aksine UBP’nin bu süreçte yapmaya çalıştığı CTP’nin hükümet olmak ve sorumluluk almak yerine muhalefette kalmayı tercih ettiğini göstermektir.

Demokrasilerde siyasal partiler muhalefette kalmak için değil, iktidar olmak ve halka hizmet etmek için vardırlar. Özetle siyasal partilerin varlık nedeni budur. Bu nedenle hiç bir parti halka hizmet etmek yerine, muhalefette kalarak hükümetin icraatlarını eleştirmekle yetinmek istemez.

Ama UBP bu görüşü sürekli ileri sürerek CTP’yi sorumluluktan kaçmakla suçlamaktadır. Oy oranını da, milletvekili sayısını da % 50 oranında artıran CTP’nin sorumluluktan kaçma niyetinde olmadığını aksine ilkeleri çerçevesinde bir ortaklık konusunda UBP’nin yapıcı yaklaşım göstermesi halinde asla  sorumluluktan kaçmayacağı bizzat CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman tarafından açıklandı.

Buna karşılık UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu dün yaptığı açıklamada “ama CTP’nin dış politika ve Maraş ile ilgili politikaları var. Biz bu ilkelere saygı duyarız, bizim de ilkelerimiz var ama halkın ihtiyacı olan bu ilkeler değil. Ekonomik krizden çıkaracak ilkelerdir” dedi.

Faiz bey ekonomik krizden ülkeyi çıkarmak için hangi ilkeleri olduğunu söylemiyor. Dahası Kıbrıs sorununu bir taraf bırakalım, zaten şimdilik buz dolabına kaldırıldı diyerek iki devletli siyasetin devam ettirileceği mesajını veriyor.

Ama bu siyaset sayesinde her geçen günle birlikte dünyadan daha da yalnızlaştırıldığımızı ve giderek görünmez olduğumuzu, böyle bir ortamda ekonomik krizden nasıl çıkılabileceğine değinmiyor.

Euro’ya geçiş konusunda ortak bir çalıştay yapabiliriz diyerek ekonomik krizi aşmanın en temel yolu olan Euro’ya geçiş konusunu komisyona havale ederek unutturmaya çalışıyor.

Vatandaşlık konusunu, Kıb-Tek’in özelleştirilmesini, insanların güvenlik ve gelecek kaygılarını ve en önemlisi TC ile ilişki biçimini hiç ama hiç ele almadan UBP ile CTP’nin Kıbrıs sorununu bir tarafa bırakarak uzlaşabileceğini söylemek çok da doğru olmaz diye düşünüyorum.

O nedenle UBP hiç bir zaman CTP ile ülkede köklü dönüşüm yapacak ortak bir hükümet kurmak istemiyor. Zaten UBP’nin düzenden herhangi bir şikayeti de yoktur.

UBP her parti ile 2’li, ya da 3’lü hükümet kurabilecek aritmetiği “zor” olarak göstermeye çalışarak aslında ortaklarına içi boşaltılmış birer bakanlık vererek işi bitirmek istiyor.

Sucuoğlu dün “bakkal hesabı ile hükümet kurmak isteseydik çoktan kurardık” dedi. Ama daha birkaç gün önce genel sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu “biz 30 milletvekili sayısına göre hesapyaptık. Bu durumda her 3 vekile 1 bakanlık düşer, bu durumda UBP 24 vekille 8, DP 3 vekille 1 ve HP 3 vekille 1 bakanlık almalıdır” diyerek bakkal hesabı yaptıklarını itiraf etmişti.

Demokrasilerde hükümetler böyle kurulmaz. Önce ilkeler konuşulur, hedefler belirlenir ve ortak sorumluluk ilkesi çerçevesinde bir ortaklık kurulur. Kimin kaç bakanlık, kaç daire, ya da hangi bakanlık ya da daire alacağı bu çerçevede ortaya çıkar.

Malesef ülkemizde demokrasinin ne olduğunu anlamak için daha çok fırın ekmeğe ihtiyacımız var.