Anlat Bize!

Cenk Mutluyakalı

Sen bize, sınırsız kumarhane imkânı yaratan o yasanın sırrını söyle…
Hani okulların yanı başına kadar rulet masaları kurulabilecekmiş gibi…
Dava için mi bu yoksa beka meselesi mi?
Vatan mı bu, millet mi?
Anlat!
Yeni kumar yasasına o alelacele çaktığın imza, garantörlük gereği miydi sahiden?
***
Tabanca izinlerini de anlat…
Yeni bir ordu mu kuruluyor, altı yüz kişi falan…
Yetmedi mi koca kolordu?
Bırak o federal çözüm, iki devlet polemiklerini; güvenlik açığı nerede, kimden doğdu, onu söyle bize!
Üç ayda 20 tetikçiyi anlat mesela?
Tam da "çöktüler" ülkeye, "haraç" istiyorlar, her yerde...
Onlar da "dava"ya dahil mi?
***
Nüfusu anlat mesela…
Daha az doğururken, nasıl çoğaldığımızı, daha çok...
Yurttaş sayısını bile açıklamaktan çekinmek nasıl bir korkudur?
Yoksa bir mahcubiyet mi?
Nikos mu engel buna, yoksa Maria Angela mı?
Biraz da buradan anlat bize, Kıbrıslı Türklerin azınlığa düşme hikayesini...
Kaçak dövüşme, gölgelerde gizlenme…
Söyle!
***
Hiç mi sormadın kendi kendine, “bu içişleri bakanının neyi vardı da görevden alıyoruz?” diye.
Hani daha önce görevden aldığını tekrar atarken…
O zaman ne olmuştu?
Biri gider, biri gelir; ama ne oluyor böyle, hiç mi demedin, Toroslar'a bakarken?
Devlet dediğin, koltuk oyunlarından mı ibaret...

***
İstihdam edilen vekil çocuklarını, örgüt başkanı kardeşlerini, başbakan yakınlarının kontenjanlarını…
Bunları da anlat biraz.
Her gün yeni bir maaş yükü yoksulun sırtına...
Görevden alınan müsteşara, işe gitmeyen danışmana ödenen maaşı anlat mesela...
“Girne’den yol bağladık Anadolu’ya” mı bu proje, yoksa “dağ başını duman almış” sözleriyle örtülen bir arsızlık mı?
***
Birkaç ay önce 85 bin sterlin olan apartman dairesi, bugün 105 bin sterlin.
Yapılmış, bitmiş dairenin maliyeti mi değişti arada?
Gençler nasıl ev sahibi olacak peki?
Yemese, içmese, internet paketi falan da almasa… On yıl maaşını ödese bile yetmez.
İşte kutsadığınız düzen bu!
Böyle mi yaşanacak bu hayat?
Anlat bize!
Milliyetçiliğin nasıl bir ranta dönüştüğünü...
Kara paranın nasıl aktığını ada yarısına...
Kafa tokuşturmadan anlat…
Marş söylemeden…
“Dava” demeden…
Bunları anlat!
Çürümeyi, yozlaşmayı, fırsatçılığı, aymazlığı...
Hani derler ya eskiler, “anlat da heyecanlı oluyor” diye…
Öyle anlat!