ANKETLER

Mehmet Çağlar

 

Nicel araştırmalarda ve özellikle sosyal bilimlerde, veri toplamak için sıklıkla anketler kullanılır...

Genelde anketlerin uygulanma yöntemleri de şunlardır:
Yüz yüze görüşme,
Telefon,
Posta,
ve bilgisayar kullanımı...

Bir araştırmada asıl önemli olan,
Anketteki maddelerde yer alan soruların,
Neyi bulmak üzere,
Hangi amaca dönük olarak sorulduğudur.

Dolayısıyla,
Diğer bir deyişle ve esasında,
Araştırmaya sonuç veren,
Yani sonucunu etkileyen,
Cevaplardan ziyade sorulardır...

Basın yolu ile kamuya ulaşan son kamuoyu araştırmalarında,
Özellikle bir/iki aday lehine manipülasyon yapıldığını öne süren ifadeler var...
Gerçek şu ki;
Hileli anketler, seçim hilelerinin bir alt yapısıdır...

Hatırlanacaktır ki,
En son internete de düşen ses kayıtlarında, Haber Türk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeninin,
Gazetede yayımlanacak kamuoyu yoklaması için yapılacak anket üzerinde manipülasyon yapılması yönünde talepleri olduğu ifadeleri yer almıştı...

Kısacası,
En genelde bir ölçme aracı ve özelde de bir ölçme ve veri toplama aracı olarak bir anket, Geçerli olmak için güvenilir olmak zorundadır...
Bu nedenle,
Güvenirliği olmayan bu türden anketlerin geçerliliği yoktur...

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE HEDEFİMİZ
Biz şimdi önümüze bakalım...
19 Nisan'da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde, önemli ve asıl doğru olan,
Evrensel bütünsellik gerçeğinin farkına varmak ve o doğrultuda davranıp o çizgide oy kullanmaktır...

Oy kullanırken hedefimiz,
Kaynaklarımızı ve toplumu,
Çeşitli aldatmacalar ile yalnızlığa ve güçsüzlüğe itenlerden,
Sonra da bir oyuncak kukla haline getirenlerden kurtarmaktır...

Artık Kıbrıs Türk Toplumu,
Başkalarının çıkarları doğrultusunda davranmak istememektedir...
Sayın Eroğlu'nun çözüm önerileri de bu kısıtlama içerisindedir...
Unutmayın!
Sayın Eroğlu bu toplumu ve sendikaları 2009 seçimlerinde imzalı bir kağıt parçasıyla "kandıran"dır...
Bu türden vaadlerle dolu kâğıt parçalarını, kendisine ve partisine toplumsal taban yaratmak için kullanandır...
"Göç yasası"na imza koyandır...
Sayın Talât'ın bıraktığı yerden devam edeceğim deyip, oradan başka istikametlere gidendir...
"Kan döktük, bir çakıl taşı dahi vermeyiz" anlayışını dış siyasetimizin merkezine koyandır...

DR. SİBEL SİBER
Şimdi artık muhalif olduğumuz siyasi düşüncenin karşısına, kendi konumumuzu net olarak ortaya koymalıyız...
Barış ve Federal bir çözüme ulaşabilecek akla denk bir siyasete ve siyasetçiye,
Yani Sayın Sibel Siber'e bu yükümlülüğü vermeliyiz...
Seçimi değişim iradesine eklemlendirmek,
ve politik düzeyde rasyonel temelde kararlar almak için,
Sibel Siber'in yeni bir ilk olması şarttır...