ANKARA’NIN ANLAMASI GEREKEN

Sami Özuslu

Kıbrıslı Türklerin Türkiye halkı ile bir sorunu yoktur. Hiç de olmamıştır. Bir kere bunu bir kenara yazalım.
Ama Kıbrıslı Türklerin Türkiye’yi yönetenlerle sorunu var mıdır? Vardır. Hem de çok!
Peki Türkiye halkının Ankara’daki yönetimle derdi var mıdır? Alasıyla!
Türkiye yönetiminin bölge halklarıyla, komşu ülkelerle sorunları var mıdır? Malum, ‘sorunsuz komşu’ kalmamış durumdadır!
Ankara’daki idarenin uluslararası örgütlerle sorunları var mıdır? Hepsiyle de, bolca!
Demek ki neymiş?
Türkiye halklarının değil ama Türkiye’deki yönetimin –neredeyse- herkesle sorunları vardır.
Demek ki sorun Ankara’daki yönetim şekliyle alakalıdır.
Anlaşılması gereken birinci husus budur.
**
Anlaşılmasında fayda olan bir diğer husus, Kıbrıslı Türklerin ‘emir komuta’ zinciri içerisinde yönetilmek istemediğidir.
Kıbrıs tarihini bilmeyen –ya da bilmezden gelen- politikacıların, askeri-sivil bürokratların toplumu ‘tepeden inmeci’ yaklaşımlarla idare etme çabaları, merkeziyetçi yönetim anlayışının Kıbrıs’a uyarlamasından başka bir şey değildir.
Adem-i merkeziyetçilik Türkiye yönetimlerinin geleneğinde yoktur.
Her iş ‘merkez’in kontrolündedir. Osmanlı’da bu böyleydi. Türkiye Cumhuriyeti’nde de böyle oldu.
Sistem olarak Türkiye’nin her bölgesi, her ili, her ilçesi Ankara’ya bağlıdır. ‘Vali’, ‘kaymakam’, ‘belediye başkanı’ gibi makamların görev ve sorumluluk alanları geniş olsa da, yetkileri sınırlıdır, merkeze endekslidir.
Merkezdeki yetkili kimse, onun dediği olur. İki dudak arasından çıkar çoğunlukla kararlar. ‘Ast’lara ise onu uygulamak düşer çoklukla.
Muhtemeldir ki ‘biat anlayışı’ da bu sistemin ürünüdür. 
Ve şimdilerde uygulanan ‘Cumhurbaşkanlığı Modeli’ ile Türkiye çok daha merkeziyetçi bir yapıya dönüşmüştür.
Dolayısıyla Türkiye’yi yönetenlere göre ‘biat etmek’ aslında normal bir davranıştır. Aksi düşünülemez bile…
**
Lakin Ankara’yı önetenlerin tam da bu noktada bir şeyi anlaması lazımdır: Burası Kıbrıs’tır, Türkiye değil!
Bu toplumda ‘biat kültürü’ne meyleden, çıkarları için rıza gösteren, boyun eğenler vardır, hep olmuştur, olacaktır da…
Amma ve lakin toplumun büyük çoğunluğunda bu davranış biçimi yoktur. ‘Emir komuta’ ile yaşamak istemez bu toplum.
Ne ister?
Hukuk ister, adalet ister, eşitlik ister, özgürlük ister…
Ve burası çok önemli: Bunları sadece kendisi için de istemez Kıbrıslı Türkler…
Herkes için ister.
Bütün halklar için ister.
En çok da kim için, bilir misiniz?
Türkiye halkı için…
Bilmem anlatabildim mi?