Anıl Özgürgün: Permakültür; kendini yenileyen yaşam için dönüşüm

Konuk Yazar


Anıl Özgürgün

Giderek her şeyin hızlandığı, besin elde ederken, üretirken ve tüketirken bile doğanın döngülerinin hesaba katılmadığı bir  zamandan geçiyoruz.. Yaşam şeklimiz de daha hızlı olmamız yönünde.. .Çünkü bir veya iki nesil öncesinde insanlar her ihtiyacını kendileri karşılarken yiyecek, barınak,giyecek vs, biz  her ihtiyacımızı tüketerek satın alarak karşılamaya çalışıyoruz.. Ve çoğu zaman ihtiyaç diye gördüğümüz nesneler ihtiyacımız bile olmayabiliyor…  Daha da çok tüketici olmamız için sürekli mesaj alıyoruz.. Medya tarafından  çevremize yakınımızda olan diğer insanlar tarafından..   yerel kültürler  giderek kayboluyor ve hafızalarımızdan da  unutuluyor..
Peki  bu arada dünyaya  neler oluyor.. daha yükseğe çıkıp biraz daha yukardan bakalım .. dünya gezegenimiz tek yaşam alanımızın ormanları azalmış, madencilik için kazılmış, suları hapsedilmiş veya aşırı kullanılmış, geniş alanlarında aynı tarım ürünü  için zorlanmış, tarım ilaçları kirlenmiş..   aşırı sanayi faaliyetleriyle havası suyu toprağı kirlenmiş… Bunlar olup bitmiş mi? Keşke .. Ama bitmemiş tüm hızıyla devam ediyor.. Peki  gelin bir yukardan inip aşağıya insanların yanına gelelim .. Önce büyük  şehirlere bakalım insanlar sıkıştırılmış hep bir yerde üst üste yaşıyorlar,  bu insanların büyük kısmı yaşadıkları şehirde doğmamış belki o ülkede  bile doğmamış..  Göç etmiş.. Bunların büyük kısmı hazır  yiyecek  fast food tüketiyor.. Çok uzun saatler çalışıyor… Biraz da köylere göz atalım.. Büyük tarım firmalarıyla baş edemeyen çiftçiler, geleneksel  yöntemlerini  unutmuş dünyanın aynı yerinde aynı tohumlar ve iş makineleri ile kazandığı para ile geçinemez halde şehirlerin hayalini kurar olmuş..
Bir de doğanın işleyişine bakalım insanlardan ve yaptıkları faaliyetlerden uzakta bir yer bulalım.. Ve doğayı gözlemleyelim.. Hep bir şey bir şeyle ve hep birlikte  bitki böcekle çalı ağaçla arı çiçekle birlikte birbirini destekleyerek varoluyor..  Doğada  canlılar arasında faydalı bir ilişkiler ağı olduğu görülür.  Doğa da canlılar atık bırakmıyorlar, döngüleri bozmuyorlar.. Biz yani insanoğlu o kadar çok uzaklaşmışız ki kendimizi yeniden doğada konumlandırırken nereye kendimizi koyacağımızı bilemiyoruz.. Çözüm yolunu insan türünün yok olmasıyla son bulacağını iddia edenler de var… Dünyadaki insan nüfusunun bu haliyle devam edemeyeceği açık…
Tüm bunlara rağmen tüketimi ve nüfusu sınırlayıp  yaşamı dönüştürebilir,  bozduğumuz ekosistemleri kendini yenileyebilecek şekilde dönüştürebiliriz.  Permakültür bu dönüşüm için kullanılacak yöntemlerden biri… yaşamı oluştururken kullanabileceğimiz bütünsel bir sistem… permakültür toprağı, suyu, canlıyı insan ihtiyaçlarını ( besin, enerji barınak) bir bütün olarak ele alır. Bunların birlikte işleyişini birbiriyle ilişkilerini göz önünde bulundurarak oluşturur.  Doğadaki  sistemi taklit ederek sistemin kendi evrimini gerçekleştirmesine izin verir.  Ve  doğaya karşı değil, doğayla işbirliğine göre hareket eder..
Permakültür, Yeryüzüne özen göster, insana özen göster ve nüfus ve tüketime sınır getirme ilkelerine göre hareket eder.  Evimizin bahçesinde okullarda çiftliklerde, kasaba ve şehirlerde, afet bölgesi , farklı iklim bölgelerinde farklı  ölçeklerde uygulanabilir. İnsanların doğaya müdahaleleri sonucunda yaratmış olduğu etkileri azaltırken karbon ayak izini azaltır.  Adaletsiz olan tüketime sınır getirir. Doğanın örüntülerini anlayıp doğayla olan bağlarımızı yeniden kurarız.

Permakültür farklı teknikleri kullanır… Malç uygulaması, kompost yapımı, toprağı iyileştirme, atıkları azaltma ve değerlendirme, yağmur suyunu toplama gibi teknikleri kullanırken en az işçilik ve en az masrafla yapmayı hedefler.  Permakültürle   işbirliği yapıp üreten  paylaşan insanları bir araya getirip yerel topluluklar oluşturabiliriz.  Kendi kendine yeten arazilerle birlikte kendine yeten toplum yönünde de ilerleriz.... Yeni daha adil bir  dünyaya doğru adım atarız..Böylece bolluk ve bereket içinde adil bir dünyanın sadece hayalini  kurmakla kalmaz tohumlarını da atmış oluruz..
Permakültür  , ekolojik bir yaşam için model
Permakültür kelimesi ‘permanent’ ( devam eden, kalıcı olan) ile ‘culture’ kültür tarım kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Ekosistemlerin bilinçli olarak tasarlanıp sürdürülmesidir. Permakültür tasarlarken bir bütün olarak ele alır, toprağı suyu , canlıyı ve insan ihtiyaçlarını birlikte işleyişi ile ve ilikilerini göz önünde bulundurarak yapar. Kendi kendini yenilemesine izin veren, ve bunun için de doğanın işleyişini gözlemler. Doğayı  gözlediğimse canlılar arasında faydalı ilişkiler ağı olduğu görülür. Buna göre doğaya karşı değil, doğayla işbirliğine göre hareket eder… çünkü doğayı kendi haline bıraktığımız zaman kendini enileyebilme özelliğine sahiptir. İnsanların müdahaleleri  hem doğayı bozar hem de yenilemesine izin vermez.. Böylece kendi kendine yeten toplumlar ve araziler oluşturabiliriz. Doğanın örünütlerini anlayıp doğayla olan bağlarımızı yeniden kurarız.. bolluk bereket eşitlik ve adil bir dünya için adım atabiliriz. Kendi aramızda işbirliği yapıp üreten benzer şekilde düşünen insanları bir araya getirip yerel topluluklar oluşturabiliriz.böylece daha çok insanın bilinçlenmesini sağlayabilir. insnalar ve topluluklar arasında işbiriği payşaım yaparabliriz. Böylece adil bir dünyanın sadece hayalini  kurmakla kalmaz tohumlarını da atmış oluruz..
Permakültür çözüme odaklıdır
Permakültür sayesinde insanlar işbirliğine yapan yardımlaşan hoşgörülü insanları bir araya getirip yerel topluluklar oluşturur
Permakültürün üç etiği, yeryüzünü gözet insanları gözet ve adil paylaşım
Evimizin bahçesinde okullarda çiftiklerde, kasaba ve şehirlerde, afet bölgesi , farklı iklim bölgelerinde farklı  ölçeklerde uygulanabilir.
Daha fazla bilgi için TIKLAYIN