Anastasiadis – Çözüm - Garantörlük

Erdinç Gündüz


Biz Kuzey’de ‘UBP’nin Kurultayı’ ile uğraşırken Güney’de de Başkanlık Seçimi oldu, bitti. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni Başkanı Anastasiadis....
KKTC Cumhurbaşkanı da Başbakanı da yeni Başkan Anastasiadis’i kutladı.  Yeni Başkan’a dünyanın dört bir yanından  da ‘kutlama’ mesajları gelmeye devam ediyor. Küçücük (!) bir farkla. KKTC Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız Anastasiadis’i “Seçilmiş Rum Toplum Lideri” olarak, dünya ise “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı” olarak kutladılar. 
Güney,  ciddi ekonomik sorunlar içinde.  Bu konuda Anastasiadis’i de, oluşturacağı yeni kabineyi de bu konuda çok zor günler bekliyor. Bu bir yana, ‘Kıbrıs Sorunu’ da askıda.
Çözümden yana,  umutlu veya umutsuz herkes, şimdi,  müzakerelerin yeniden başlamasını bekliyor.
Müzakereler yeniden başlayacak mı ? Evet başlayacak...
Müzakerelerden bir sonuç çıkar mı ?  En tepedekilerden sokaktaki standart vatandaşa kadar, hiç kimse bilmiyor....
Yeni  Başkan ‘Kıbrıs’ta Çözüm’ için yeni birşeyler koyar mı masaya ? Bizim pek hoşumuza gitmeyecek olmasına karşın, koyar....
Müzakereler devam ederken, Kuzey’de “KKTC ilelebet yaşayacaktır....”, veya “Çözümsüzlük çözümdür....” sloganları atılmaya devam edecek mi ? Evet edebilir.
Müzakereler devam ederken, Kuzey Kıbrıs , yeni yeni vatandaşlıklar vermeye devam eder mi ? Evet, eder.....
Kuzeyde malı bulunan Rumların ‘Mal Tazmin Komisyonu’na başvuruları devam eder mi ? Evet, eder....
AIHM’de davalar devam eder mi ? Evet, eder...
Türkiye Cumhuriyeti, dünyada (!) Kıbrıs Cumhuriyeti isimli bir ülke olmadığını iddia etmeye devam eder mi ? Evet, eder...
Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadığını (!) iddia etmeye devam eder mi ? Evet, eder...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti,  ‘Annan Planı Referandum sonuçları silahını’ kullanmaya devam eder mi ? Evet, eder...
Kıbrıs Türk halkı, umutla bir çözüm beklemeye devam eder mi ?  “Allahtan umut kesilmez” der ve  evet, eder...
***
TC Başbakanı, geçen günkü bir basın toplantısında şöyle demiş
“Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözümden yana bir yaklaşım görüldüğü takdirde bizler, garantör ülke olarak elimizden gelen desteği veririz.....”
Sizi bilmem ama bana ilginç geldi. Çok uzun bir süredir TC yetkililerinden ‘Garantör’ sözcüğünü duymamıştım.  “Hayırdır inşallah” dedim,  bir kez daha aldım elime şu  1960 tarihli ünlü “Garantörlük Anlaşması”nı, ve daha önce hiç ama hiç okumamışım gibi birkaç kez daha okudum.