AMİP

Cenk Mutluyakalı

 

Siyaset tarihimiz “parti doğuran partiler” cennetidir!
İleri demokrasi göstergesi değil bu!
Tam aksine geri kalmışlık halleri.

*  *  *

Amipler gibi!
“Bölünerek” çoğalıyorlar.
Ve tatlı-tuzlu su fark etmiyor.

*  *  *

Hep söylenir ya “parti içi disiplin” falan...
Bu kültürde kolay mı?
Çok gerilere gidiniz, araştırınız, okuyunuz, anımsayınız!
Göreceksiniz ki, her kime “disiplin işlemi” uygulanmışsa bir parti içinde, yeni bir parti doğmuştur hemen!
Bırakınız disiplin uygulamasını...
“Kaybedenler Kulübü” vardır bir de!

*  *  *

Çok azı başarılı olmuştur, böylesi partilerin.
Ama “küçük olsun benim olsun” anlayışı hep sürmüş, pek çokları “kendi çiftliğinde ötmenin” kolaycılığını yeğlemiştir.

*  *  *

Siyaset böyle de "sivil toplum" farklı mı?
Daha beter!
En “insani” meseleler için kurulan sivil örgütler dahi birkaç kez bölünmüş, sayıları çoğalmış, güçleri kaybolmuştur.
Engelli örgütünden trafik kazalarını önleme derneklerine kadar böyledir...
Sendikalar, yine aynı!
Hepsini geçtim, kültür sanatta dahi aynı kazanda kaynamaz Kıbrıslının eti, budu!
Şairinden dansçısına "bölüne bölüne” çoğalır bizde örgütler...

*  *  *

Çok örgütlülük içinde örgütsüzlük yaşanır!
Bildiriler işgal eder hayatımızı, kalabalığın ortasında "başkan" diye bağırdınız mı, tüm başlar size döner, konuşmaktan ve didişmekten üretmeye fırsat kalmaz pek!
Partiler, dernekler, sendikalar, inisiyatifler, vakıflar bir birine eklenir, ucu bucağı tutulamaz...

*  *  *

'İleri demokrasi'miz yerlerde emekler !
Çünkü medeni ölçütlerde demokrasi hem ‘katılımcılık’ hem ‘tahammül’ sanatıdır.
"Kafama göre takılırım" anlayışı her alanda kurumsallaşmıştır oysa!
Nimetten sayılır.

*  *  *

Üç berber aynı dükkanda tıraş yapıyorsa...
Üç sene sonra...
Üç ayrı berber dükkanı açılacak demektir!

“Örgütlülüğümüz” de buna benzer!
Ve tıraş sürer!

*  *  *

“Amip” demiştik ya en başta.
Bir özellikleri daha vardır.
“Sürünerek” yer değişirler (!)