Alacaklara süre sınırı

Tümay Tuğyan

 

Her ne kadar, ön planda büyük şirketler boy gösterse de, ekonomilerin can damarları aslında küçük ve orta ölçekli işletmeler.
Fakat aynı zamanda, ekonomik alanda esen rüzgarların birinci hedefinde de onlar var.
Ekonomik krizlerden en önce onlar etkileniyorlar.
Çünkü çoğunlukla, istikrarlı bir gelirleri yok.
Bu nedenle devletlerin, ekonomik çarkın dönmesinde önemli payı bulunan bu işletmeleri korumak amacıyla birtakım özel önlemler almak gibi bir yükümlülüğü olmalı.

***

KOBİ’lerin yaşadığı sıkıntıların başında, verdikleri hizmetin karşılığını vaktinde alamamaları geliyor.
Yani geç ödemeler!
Hatta bu geç ödemeler nedeniyle, sağlıklı olduğu halde iflasın eşiğine gelen işletme sayısı oldukça fazla.
Avrupa Birliği’nde iflas eden her dört şirketten birinin iflas nedeni bu mesela.
2012 yılında şirketlerin tahsil edemedikleri alacakları, 300 milyar Euro’yu aşmış durumda.
Şöyle bir örnekle meseleyi biraz daha netleştirmeye çalışalım.
Büyük şirketlere ya da bir kamu kuruluşlarına hizmet sağlayan ufak boyuttaki bir inşaat firmasını düşünün.
Diyelim ki bu firma,  bir devlet dairesi için bina genişletme çalışması yapıyor.
Bu çalışmayı yapabilmek için haliyle gerekli malzemeyi tedarik etmesi ve tabii ki işçi çalıştırması lazım.
Öncelikle, inşaatta kullanacağı malzemeleri tedarik edebilmesi için karşılığında para ödemesi gerekiyor.
Satıcıların bedava malzeme verdiği nerde görülmüş?
Sonrasında, işçileri çalıştırabilmek için, onlara da para ödemesi gerekiyor.
Emeklerinin karşılığını ödemeden işçi çalıştırmak da mümkün değil.
Ama gelin görün ki bu paraları peşinen ödeyen firma, söz konusu devlet dairesine verdiği hizmetin karşılığını, iş bittikten sonra alabiliyor.
Tabii o da eğer şanslıysa.
Alacakların tahsil edilebilmesi çoğunlukla aylar sürüyor.
Bu konuda en iyiler arasında gösterilmekte olan Almanya’da bu süre ortalama 15 gün.
Ama örneğin İspanya’da bu sürenin 5-6 ayı, hatta İtalya’da bazen yılları bulabildiği ifade ediliyor.
Böylesi durumlarda küçük firmaların iflastan başka şansı kalmıyor.

***

Avrupa Birliği, uzun yıllar süren girişimlerin ardından bu konuda bir yönetmelik hazırladı.
Yönetmeliğin ana prensibi, bu tür ödemeler için bir süre sınırlaması getirmesi.
Buna göre; kamu kuruluşları bundan böyle satın aldıkları mal ve hizmetlerin karşılığını 30 ya da istisnai durumlarda en geç 60 gün içerisinde ödemek zorunda.
Özel şirketlerin hizmet karşılığında birbirlerine ödeme yapmaları için de maksimum 60 günleri var.
Ama özel şirketlerin kendi aralarında yapacakları sözleşmelerle bu süreleri daha farklı şekilde düzenleme şansları var.
Bu yönetmeliğin üye devletlerde hayata geçebilmesi için bu ülkelerin iç hukuklarına dahil edilmeleri gerekiyor.
Fakat Avrupa’da, özellikle de Güney Avrupa’da önemli ölçüde hissedilmekte olan ekonomik kriz, üye devletlerin bu konuda ağır hareket etmesine neden oluyor.
Yönetmelik AB üyesi devletlerin çoğunluğunda henüz yürürlükte değil.
Ama en azından prosedür başlamış durumda.
Benzeri sorunlar, bizim ülkemizde faaliyet gösteren KOBİ’ler için de geçerli.
Ve hatta muhtemelen çok daha fazlası.
Dolayısıyla benzeri bir düzenlemenin en kısa zamanda Kuzey Kıbrıs için de gündeme gelmesi şart.
KOBİ’leri koruyabilmek, başta türlü mümkün görünmüyor.