AB’de genişleme durdu

Ünal Fındık

Avrupa Komisyonu’nun yeni Başkanı Jean Claude Juncker kendi döneminde AB’nin yeni üye almayacağını, yani genişlemeyeceğini ilan etti. Bu nedenle bugüne kadar hemen her kabinede yer alan Genişleme Komiseri, yani  “Genişlemeden sorumlu Komisyon üyesi” artık olmayacak.
Juncker bunun yerine “Avrupa Komşuluk Politikaları ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu Komisyon üyesi” olarak Avusturyalı Johannes Hahn’ı atadığını açıkladı. Hahn geçen dönem de Komisyon’un Bölgesel Politikalardan sorumlu üyesi olarak görev yapıyordu.
Bu durumda AB’ye üyelik müzakereleri devam edecek, ama bu 5 yıllık dönemde yeni üye kabul edilmeyecek. AB’nin yeni dönemde öne çıkardığı ilk politika değişikliği bu olacak.
Kuşkusuz Juncker bu kararı çok kolay almadı. Genişleme Komiserliği’ni tamamen kapatmayı ve bunun yerine AB Komşuluk Politikalarından sorumlu üye atamayı planlayan Juncker gelen baskılar sonucu Genişleme müzakerelerinden sorumlu üye atamayı ve bu ikisini aynı kişide birleştirmeyi uygun buldu.
Bu durumda yeni dönemde üyelik müzakereleri sürecek, ama hepsi bu. Bu müzakerelerin ne kadar süreceği ise meçhul. Çünkü bu göreve atanan Avusturyalı üye de aslında genişlemeye karşı olan tarafta duruyor.
Bu durumda 1 Kasım 2014’ten sonra başlayacak olan yeni dönemde tüm aday ülkelerin, ama en başta da Türkiye’nin işi zor. Sanırım bugüne kadar zaten aksayan müzakereler bile doğru dürüst yürütülemeyecek.

RUMLAR BAYRAM EDİYOR:
Bu gelişmeler ve yeni atanan Kıbrıslı Komisyon üyesinin yeni görev alanı Rum tarafını sevindirdi.  Ayrıca Juncker’in Kıbrıslı Türklerle ilgili Özel Grubu (Task Force) AB’nin Genişleme Genel Müdürlüğü uhdesinden alıp Bölgesel Politika Müdürlüğü’nün uhdesine verdiğini açıkladığı iddia edildi.
Henüz resmi olarak doğrulanmayan, ama zaten Genişleme Komiserliği’ni iptal etmeyi düşünen başkanın, Genişleme Genel müdürlüğü’nün görev alanını daraltmak istemesini anlamak gerekir.
Rum tarafının bu kararı “ezeli hedefine ulaştığı” biçiminde değerlendirmesini ise anlamak mümkün değil.
Politis gazetesi Rum Yönetimi Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in bu gelişmeyi “Avrupa komisyonu içerisinde var olan bir tuhaflık” olarak değerlendirdiğini yazdı.
Gazete Hristodulis’in devamla “Çünkü mesele bir üye devletin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprağına tabi olmasına karşın, ana konusu aday ülkelerin üyelik prosedürleri olan Genişleme Müdürlüğü tarafından yönetiliyordu. 2006’dan beridir bu anomali ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin itirazı defalarca ortaya konuldu. Dolayısıyla, ezeli hedefimize ulaşıldığı için çok memnunuz” dediğini yazdı.
Kuşkusuz bu Hristodulis’in kendi değerlendirmesidir. Ama bence bu haber doğruysa asıl neden Genişleme Komiserliği’nin kaldırılıyor, ya da içi boşaltılıyor olmasındandır. Bunu yeni dönemde daha net olarak görebileceğiz.
Rumları sevindiren bir başka husus da yeni atanan Kıbrıslı Komisyon üyesi Christos Stylianides’in “İnsani yardım ve Kriz Yönetimi”nden sorumlu olarak görevlendirilmesidir.
Bilindiği gibi bundan önce görev yapan Komisyon üyesi Andrulla Vasiliou “Eğitim, Kültür, çokdillilik ve Gençlik”ten sorumlu idi.
Buna rağmen Rum yönetimi yeni görevlendirmeyi, Avrupa nezdinde düzey yükselmesi olarak değerlendirdi.
Hangisinin daha önemli bir görev olduğu kararını okuyucuya bırakıyorum. Ama galiba Rumlar da bizim gibi neye sevinip, neye sevinmeyeceklerini bilmiyorlar.
***
Sonuç olarak görünen AB’de işlerin iyi gitmediğidir. Rumlar Türkiye’yi AB’den uzakta tutmakla zafer kazandıklarını düşünüyor olabilirler. Ama bu Kıbrıs sorununun çözümünü de zora sokmaktadır.
Üye oldukları 2004 yılından bu yana bütün çabaları bu yöndedir. Görünürde başarılı da oluyorlar. Gerçi bunun asıl nedeni başta AB’nin büyük ve etkin üyeleri Almanya ve Fransa olmak üzere birçok AB üyesinin Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakmamasıdır. Buna rağmen bunu kendi başarıları olarak sayıyorlar.
Halbuki AB üyesi bir Türkiye, AB’nin dışında kalan ve başka bağlantılara girmeyi düşünen bir Türlkiye’den daha yaralı olur. Bugünlerde Hindistan’ın da üyeliğe kabul edileceği “Şanghay Grubu üyeliği” Türkiye için daha cazip hale gelebilir.
Bu durum Kıbrıs sorununun çözümünü de sadece başka bahara ertelemekle kalmaz. Başka parametrelerin yerleşmesini de getirir.
O nedenle Rum tarafı bayram yapmadan önce gelişmeleri iyi değerlendirmelidir diye düşünüyorum.