AB YURTTAŞI ÜMMETÇİ(*) TATAR

Sami Özuslu

Cenevre’de Türkiye’nin istekleri doğrultusunda masayı berhava eden Ersin Tatar gündemi değiştirmek ve gelecekte Kıbrıslı Türklerin başını çok ağrıtacak bu başarısızlığı unutturmak için çabalarken ne yapacağını şaşırdı.
En son icadı da ‘Osmanlılık’ soyuna sarılmak oldu.
Anastasiadis’in Paskalya nedeniyle yayımladığı mesajı fırsat bildi ve Kıbrıslı Türkleri ‘Osmanlı torunu’ ilan etti!
Bir yandan Ankara’daki iktidara yaranmayı hedefliyor. Diğer yandan da her zamanki gibi toplumda bir karmaşa, kutuplaşma, kamplaşma yaratmaya çalışıyor. Üstelik bunu ‘etnik köken’ gibi son derece tehlikeli bir mesele üzerinden deniyor.
Türkiye’deki Osmanlıcılık akımına kapılan Tatar, ‘egemenlik’ konusunda mangalda kül bırakmazken tarihin dehlizlerinde kaybolup ‘ümmet’e ermiş gibi görünüyor.
‘Angonisi olmakla övündüğünü söylediği Osmanlı İmparatorluğu’nun ‘lale devri’nden mi yoksa ‘çöküş devri’nden mi esinlendiğini söylemese de Tatar’ın mantığıyla biraz daha gerilere gitmek suretiyle Kayı Boyu’na ve de Oğuz Han’a ulaşıyoruz.
Zaten soy, sop, silsile meselesini biraz daha sürdürürsek Adem ile Havva’ya kadar yolumuz var, lakin uzatmak gerekli değil.
Zira her ne kadar Ersin Tatar ümmetçiliğe merak sarsa da, içinde yaşadığımız çağ onun hayalleriyle örtüşmüyor.

*  *  *

İnsanlar arasında din, dil, ırk, soy, sop, renk, cinsiyet ayırımı yapmak insan hakları sözleşmelerine aykırıdır.
Tatar belki farkında değildir ama başında oturduğu devletin anayasası da temel hakların korunacağını güvence altına alır.
Bunlar bir tarafa, ‘dünya yurttaşlığı’nın tartışıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Bırakın ulus-devlet modelini, ulus-ötesi yapılar birbirinden çok farklı kökene sahip insanları aynı şemsiye altında buluşturabiliyor.
Avrupa Birliği yurttaşlığı da bunlardan biridir ve Ersin Tatar’ın kendisi de AB yurttaşıdır. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıdır.
Aynı dili konuşmasa, aynı dine tapmasa, farklı renk ve kültüre sahip olsa da yüz milyonlarca insan tek bir ‘üst kimlik’te bir araya gelebildiği bir çağda durup dururken ümmetçi beyanatlar vermek normal bir davranış mıdır?

*  *  *

Ersin Tatar göreve getirildiği günden bu yana toplumu bütünleştirme değil bölüp parçalamayı, herkesi kucaklamak yerine yüzünü Ankara’ya, sırtını halka dönmeyi tercih etti.
Böylelikle toplumdan koptukça kopuyor.
Yeni ‘Saray’ talebinde de, TRT dizisinde de, Cenevre’de de öyle oldu. Kendi insanının duygularını, düşüncelerini duymadı, dinlemedi, umursamadı.
Beş altı aylık kısa bir süre içerisinde hem içeride, hem dışarıda ciddi tahribatlar yarattı.
Geldiğimiz konakta ise AB yurttaşı Tatar ümmetçiliğe bel bağladı, Osmanlı’ya sarıldı, ‘torun’ konusuna girdi.
Bakalım sırada ne var…


(*)Ümmetçilik: Osmanlı Devleti'nin çöküş döneminde Avrupa'nın saldırılarına karşı bir kurtuluş düşüncesi olarak görülmüştür. Ümmetçiler, Müslüman olan ve İslam Peygamberi Muhammed'in ümmetinden olan herkesi kardeş ve dost olarak kabul ederler. Milliyetçilik gibi kavramları reddederler. (Wikipedia)