72 Yıl Önce Kıbrıslı Türkler'in 19 Mayıs'ı

Eralp Adanır

 

 

Bugün Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatılmasındaki ilk adımın atıldığı gün. Samsun'a çıkışının 100. yıldönümü. Bu savaş, Anadolu için büyük önem taşımaktaydı. Ama aynı zamanda bu gelişmeler doğal olarak Anadolu coğrafyasına yakın olan dış Türkleri de ilgilendirmekteydi.

Kıbrıslı Türkler, İngiliz dönemi boyunca da milli hislerin güçlendirilmesine olanak sağlamaması düşüncesiyle de olsa gerek, Kıbrıslı Türkleri "Otomani", yani Osmanlı olarak değerlendirmiştir. Bu anlamda Kıbrıslı Türkler de Osmanlı İmparatorluğunun o mozaiği içerisinde yer alan gelenek görenekleriyle de uzun yıllar yaşamlarına bu adada sürdürmüşler, hatta bugün bile, kökleri Anadoluya dayanan bazı gelenek ve görenekleri sürdürmektedirler.

Mustafa Kemal'in başlattığı Kurtuluş Savaşı, ardından gelen zafer ve sonrasındaki Atatürk Devrimleri'nin topluma uygulanmasında Kıbrıslı Türkler, bu konuda yaşamlarına en hızlı bir şekilde devrimleri adapte edenlerin başında gelmektedir. Kıyafet devriminde, şapka, Latin harflerine geçiş ve nice yenilikleri kısa sürede içselleştirmiş ve yaşamında uygulamaya başlamıştır. Bundan dolayıdır ki dini bayramlar dışında milli bayramlar olarak adledilen gerek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, gerekse 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, İngiliz Sömürge Yönetimi içerisinde yaşam sürülse de bu günleri kutlamanın yolunu her zaman bulmuşlardır. Bu vesileyle bugün 72 yıl geriye dönmek istedim. Kıbrıslı Türklerin yaşamında 19 Mayıs'ın nasıl şekillendiğini sayfamız yettiğince aktarmak niyetiyle.

Fevzi Ali Rıza bey tarafından 1946 yılından itibaren yayınlanan HÜR SÖZ gazetemizden yola çıkarak, 19 Mayıs 1947 tarihine dönelim. Gazetenin baş makalesini kaleme alan Fevzi Ali Rıza beyin "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" başlıklı yazısından bir alıntı yapıyoruz...  

"19 Mayıs 1947-Hürsöz-s:1
"19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
Yazan: Fevzi Ali Rıza

....

Her sene memleketimizde tekrar edilmesi bir anane haline gelen bu bayram tezahüratı ayni zamanda gençliğimize bir spor sevgisi de aşılamaktadır. Olgun ve idealist gençlerin spor sevgisinin gençler arasında artmasıyle daha fazla çoğalacağını takdir eden büyüklerimiz, bu günü bizde de bir spor müsabaka günü olarak tesit etmekle (kutlamak) çok yerinde bir iş yapmış oluyorlar. Cemaatımızı rakip ve kuvvetli bir çoğunluğun baskısından kurtarabilmek için, kendine görev bilen ve en çetin işleri başarabilecek iradeli bir gençlik yaratılması icap eder. Bilmeliyiz ki hayat savaşında muvaffak olan gençler esasıyetle sporculuk ruhu ile mücehhez olan gençlerdir. Adamızdaki Türk varlığı arasında da dört yıldan beri yapılmakta olan sporların..."

diye devam eden uzun yazısında, bu bayramın Kıbrıslı Türkler arasında kutlanmasına 4 yıl öncesinden, yani 1942 yılından bu yana sürmekte olduğu bilgisini de çıkarabilmekteyiz. 2. Dünya Savaşı dönemine denk gelmesine rağmen bu kutlamaların ada sathında organize edilebilmesi de önemlidir elbette. Anlaşılan, İngiltere'nin savaşta yer almasının, milli bir günün ada'da kutlanabilmesine engel olunmamış ama belli kısıtlamalarla tabii ki. Örneğim, 20 Mayıs 1949 tarihli Hür Söz gazetesinde, Kıbrıs Türk Spor Federasyonu'nun o yılki Cirit Hisarı'nda sportif aktivitelerin iptal edilmesinin nedeni, öncelikle İngiliz Komiserliğinin izin vermediği açıklansa da, ardından gazete gerçeğin öyle olmadığını ortaya koymaktaydı. Gerçek ise, hoparlör (megafon) yerleştirme izninin her yıl Komiserlik tarafından sadece yarışların sonuçlarını bildirmek için izin verildiği ve bu iznin, milli konuşmalar için geçerli olmadığı belirtilmekteydi. Ama ne ilginçtir ki 1947 yılında yapılan etkinlikte-ki az sonra okuyacaksınız- milli konuşmalar yapan Dr. Küçük ve Avukat Fadıl Niyazi Korkut beyleri görebilmekteyiz. Bunun nedeninin az önce de belirttiğim gibi Kıbrıs'ta yaşayan toplumların "milliyetçiliğinin" kök salmaması için 2 yıl sonra alınan bir önlem-kısıtlama olduğunu görmek mümkün.

Milli gün kutlamaları sadece sportif etkinliklerden oluşmuyordu. Yazımızın sonunda sportif etkinlikten bir örneğimiz olacak ama onun öncesinde, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın konserler, balolarla da Kıbrıslı Türklerce kutlandığını iki gazete reklamından görebilmekteyiz.    

 

"19 Mayıs 1947-Hürsöz-s:3
Limasol'da KONSER

Bu akşam Pazartesi 19 Mayıs 947 saat 9'da

RİALTO Sinemasında

Türkiye'nin biricik halk türküleri sanatkârı ZEHRA BİLİR

ve Ankara Radyosu fasıl okuyucu SAFİYE TOKAY ile saz arkadaşları Kemani İSMAİL OKAY, Çümbüş KADRİ ŞENÇALAR, Klârnet HAMDİ TOKAY ve NECDET GEZEN beyleri dinleyeceksiniz.

Biletler Köprülüzade M. Huluside ve gişede satılır."

 

"19 Mayıs 1947-Hürsöz-s:3

Bu akşam Lefkoşa Türk Spor Kulübü tarafından İstanbul Sineması'nda verilecek olan BALO'yu kaçırmayınız."

Kıbrıs Türk Spor Federasyonu'nun 19 Mayıs 1947 tarihinde Lefkoşa Cirit Hisarı'nda organize ettiği spor etkinliği içerisinde şu yarışlar yer almaktaydı:

100 metre, 200 metre, 400 Metre, 1500 Metre, 80 Metre Bayanlar ve Bayrak Koşusu, Yüksek Atlama, Gülle Atma, Uzun Atlama, Bisiklet Koşusu ve Kürs Atma. 21 Mayıs 1947 tarihli Hür Söz gazetemiz, 20 Mayıs'ta yayınlanmamış, 21 Mayıs'ta ise, 19 Mayıs günü gerçekleştirilen sportif etkinliğin detaylarını okurla paylaşmaktaydı. Söz konusu yazı ve detaylarla bugüne de noktamızı koyalım.

"21 Mayıs 1947-Hürsöz-s:1
19 Mayıs Muvaffakiyetle Tesit Edildi

Evvelki gün 19 Mayıs Gençlik Bayramı Lefkoşa Cirit Hisarı'nda coşkun bir tezahüratla kutlanmıştır. Kutlama töreni nutuklar,müzik ve spor müsabakalarından müteşekkil gayet zengin bir programı ihtiva ediyordu. Törene saat 3.30'da İstiklâl marşıyle başlanmıştır. Bunu müteakip Milli Parti Sekreteri Dr. Fazıl Küçük ile, Katak Sekreteri Avukat Fadıl Niyazi Korkut birer söylev vererek günün önemini belirtmişlerdir. Bundan sonra gençler güzel bir resmi geçit yapmışlar ve bunu spor müsabakaları takip etmiştir. Spor müsabakaları gayet heyecanlı olmuş ve bütün Kazaların spor teşekkülleri bu müsabakalara iştirak etmiştir. Neticede Lefkoşa Türk Spor Kulûbu en çok puvanı alarak günün şampiyonu olmuş ve Bay Seyfi Akdeniz tarafından hediye edilen şampiyonluk şildine hak kazanmıştır.

Müsabakaların sonunda Dr. Nuri Bey kazanan atletlere mükafatlar tevzi etmiştir.

Türk Spor Federasyonu'nu tam bir birlik ve beraberlik havası içinde kutlanmasından duyduğumuz sevinci izhardan büyük bir zevk duyarız.

Evvelki günkü kutlama törenine Türkiye Cumhuriyeti sayın Konsolos'u Bay Mehmet Ali Balin ile Kançılar(görevliler) da şeref vermişlerdir.

Puvan vaziyetine göre Kulûblerin dereceleri:

1. Lefkoşa Türk Spor Kulübü 37 puvan, 2. Lârnaka T.S.K. 15 puvan ve Lefke T.S.K. 15 puvan, 3. Leymosun T.S.K. 13 puvan, 4. Lûricina 11 puvan, 5. Çetinkaya 6 puvan, 6. Mağusa Türk Gücü 2 puvan.

En fazla puvan alan atlet Turhan Öztürk 3 birincilikle 15 puvan."