58

Serhat İncirli

Çok az iş, çok az Kıbrıs meselesi, sıfır seçim, nefis bir tatil ve tam 58 yaş...

-*-*-

17 Eylül 1967...
Yer Pendaya... 
Pendaia... 
Hastaneyi Amerikalılar ve İngilizler yapmış!
CMC madencileri için... 
Ve ben doğmuşum; ablamdan 18 ay sonra!

-*-*-

Ben doğduktan 8 sene kadar sonra doğduğum hastanenin bulunduğu köyün adını değiştik; Yeşilyurt koyduk... 
Ve hastaneye de Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel adını verdik... 

-*-*-

Dünyalar iyisi, yardım meleğimiz, insanlık örneği – amcamın kızı ve Pendaya – Yeşilyurt olduktan sonra doğan Dr. Nurçin İncirli, şu anda bu hastanede başhekimin yardımcılarından biri...

-*-*-

Ben doğmadan üç yıl ve bir ay kadar önce, CMC’nin hastanesine ismi verilen Cengiz Topel’in uçağı vurulmuş!
Erenköy Çarpışmaları sırasında... 
Veya Şanlı Erenköy Direnişi!
Ya da Dillirga Savaşları!

-*-*-

Cengiz Topel, uçağı vurulduktan sonra, paraşütle atlamış... 
Öyle veya böyle, Rumlar tarafından yakalanmış... 

-*-*-

Şehit üzerinden propagandaya bayılıyoruz... 
Tarihi, tarihçiler yazar, araştırır...
Ve doğru tarihi bilenlerden okuduk; canlı tanıklardan da bir kaç kez dinledim; Cengiz Topel, yakalandığı zaman - üç yıl sonra doğacağım - bu hastaneye getirilmiş... 

-*-*-

Pilotun yakalanıp esir alındığını duyan onlarca Rum, hastane etrafına toplanmış... 
İçlerinden biri, beyinsizlik, hırs, kin, nefret, korkaklık birikimi neticesinde, yakın mesafeden üç el ateş edip, Cengiz Topel’i sırtından vurmuş... 
Ve Cengiz Topel orada şehit olmuş ama Rumlar, korkudan bunu saklamışlar... 

-*-*-

Pendaya’dan Lefkoşa’ya götürecekler... 
Gaziveren yolu kesik!
Geçemeyecekler... 
Elye’den de gidemezler... 
Petre köyünden geçip Lefkoşa’ya gidebilirler ama uzak!
Ne yapmışlar, Gaziveren’in Kuzeyinden deniz kenarından Güneşköy, Yalya ki o zamanlar Nikitas ve Sirganahori köyleri yanından geçip; Omorfo yani Güzelyurt üzerinden, Astromerit – Lefkoşa’ya ulaşmışlar... 

-*-*-

Şimdilerde, Kıbrıs’ta sürekli düşmanlık pompalamak için aşırı ve de çirkin propaganda sevenler içerisinde Cengiz Topel’in işkence yapılarak öldürüldüğü iddiaları çok yaygın!

-*-*-

Öyle veya böyle, ortada bir savaş vardı ve insanlar bir birini öldürüyordu!

-*-*-

“Milli görev” yaptığını sanıyordu bir çok kişi!

-*-*-

Öldürenler ve öldürülenler “karşılıklı iki toplumun elemanları”ydı!
Ama bu elemanlar “kahraman milliyetçilik” yaptıklarını sanarak, kendilerine “haindir vurun” dediklerini de vuruyordu... 

-*-*-

Bizim toplum da, Rum toplumu da, sadece bir birine değil, kendi içlerindeki “barış, dostluk, birlikte yaşam ve Kıbrıs Cumhuriyeti sevdasındaki” – onlara göre “hain”leri de öldürdüler!
Katlettiler!

-*-*-

Fazıl Önder, Derviş Ali Kavazoğlu, Ayhan Hikmet, Muzaffer Gürkan gibi isimler; “insanca yaşayalım” ya da “Kıbrıs Cumhuriyeti bizim de devletimizdir”e inandıkları için öldürüldüler...
Ve kim ya da kimlerin öldürdüğü – öldürttüğü biliniyor... 

-*-*-

O günlerin üzerinden; 58’den fazla yıl geçti!

-*-*-

Hala o günlerin kini – nefreti üzerinden hesap yapan “ayrılıkçı”lar ya da “Enosisçiler” var!

-*-*-

Ve mesela ayrılıkçı Kıbrıs Türkleri’nin en çok propaganda yaptıkları yerlerden biri Girit!

-*-*-

58’inci yaşımda Girit’teyim... 
Osmanlı, uzun yıllar bu Ada’yı yönetti...
Ama Osmanlı, iyi yönetilmediği dönemde, bu Ada’nın yönetimini yitirdi... 

-*-*-

Yazılacak, anlatılacak ve yazılıp anlatıldıkça “milli duyguları coşturabilecek” çok hikaye bulabiliriz!

-*-*-

Ancak bugün Girit’e bakıyorum; üç gündür buradayım, turizm ve zeytincilikle müthiş para kazanıyorlar... 

-*-*-

Ülkede, dağ – taş – bayır – çayır – ova zeytin dolu!
Su sıkıntıları yok!
80 milyon kayıtlı zeytin ağaçları var ve nereye giderseniz gidin karşınıza zeytinyağı veya zeytinle alakalı ürünler çıkıyor!

-*-*-

Yunan Salatası’nı herkes bilir... 
Siyah zeytin ve fetta katılır domates, hıyar, yeşil biber ve kuru soğana... Limon sıkılır ve zeytinyağı eklenir... Tabii ki tuz! Az da gabbar tohumu!

-*-*-

Bir de Girit Salatası gördüm... 
İki fark var; zeytinler çok minik ve acı!
Bir de salatanın kenarlarına peksemet ekliyorlar!
O minik zeytinler, bizim “yabanidir” diyerek toplamadığımız çok acı zeytincikler!
Ama enfes bir tat veriyor salataya!

-*-*-

İnsanlar, Osmanlılardı, Müslümanlardı, Türklerdiyle uğraşmıyor!

-*-*-

Heraklion’a kalabalıktan giremiyorsunuz!
Cruise gemileri limanda, her üç dakikada bir uçak iniyor bir uçak kalkıyor!

-*-*-

Dünkü yazımda Girit’e de Osmanlı geldiği zaman “Konya Karaman’dan Müslümanları getirdi” demişim!
Bir dostum uyardı; “Karamanlılar Müslüman değildi; İslam’ı kabul etmeyen tek Türk beyliğiydi” dedi... 
Ortodoksmuş Karamanlılar!
Kıbrıs’a da çok Ortodoks Karamanlı geldiğinden söz etti!

-*-*-

Oydu, buydu, şu dindendi, bu dindendi, o millettendi, hayır hayır “Müslüman’dı” ama Mevleviydi ya da Türkmen Aleviydi!

-*-*-

Canım kardeşim; mesele, milliyetçilik ya da dincilik yaparak ülkeyi batırmak ama hep o koltuklarda kalmak olmamalı!

-*-*-

58 yaşıma geldim... 
Edindiğim bilgi, okuduğum tüm kitaplar, yazdığım tüm yazılar, insanları öldürerek, kandırarak, aldatarak, çalarak değil; severek ve paylaşarak yaşamayı öğretti!

-*-*-

Öğretenlere selam olsun... 
İktidar hırsı ile çalan, yiyen, yutan, ezen, sömüren ve öldürenlere de lanet olsun!

-*-*-

Daha önce de yazmış ve “Kıbrıs’ın Kuzey yarısı neden Malta olmasın?” diye sormuştum!
Soruyu, Malta yerine Girit diyerek bir kez daha sormak istiyorum... 

-*-*-

Bu arada not düşeyim; doğum günümü kutlayan – kutlamayan herkesi çok seviyorum... 
Teşekkür ederim...