Daha çok bilimsellik, daha çok pedagojik yaklaşım, daha çok demokrasi, daha çok insan hakları, daha çok hukukun üstünlüğü ilkesini içselleştirmeye ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz. Hiç şüphe yok ki bütün bunlar eğitimin işidir.
Ne var ki bu değerleri kazandırmak eğitimin kalite düzeyi ile yakından ilgilidir.
Kaliteli bir eğitim sistemi; bireylerin bilgi, beceri, tutum ve değerler açısından çok yönlü gelişimini sağlayan, eşitlikçi, etkili, gelecek odaklı ve sürekli iyileşen bir yapıdır. Bu sistem yalnızca akademik başarıyı değil, aynı zamanda toplumsal katkıyı, bireysel mutluluğu ve yaşam boyu öğrenmeyi de beraberinde getirir.
Öte yandan kaliteden yoksun eğitim sistemleri; bireylerin potansiyelini geliştiremeyen, eşitsizlikleri artıran, toplumsal ilerlemeye katkı sunmayan ve duygusal olarak kopuk bir öğrenme ortamı yaratan sistemlerdir.
Eğitim bilimi literatürü kaliteden yoksun olan eğitim sistemlerinin 4 temel göstergesi olduğunu söyler. Gelin bu göstergelere birlikte bakalım:
- Eğitim Yöneticileri:
- Genelde bürokratik denetçi rolündedirler.
- Yalnızlık, baskı altında olma ve sıkışmışlık hissini sıklıkla yaşarlar.
- Değişim yaratma gücünü kaybetmiş, katı, merkeziyetçi ve kontrol odaklı bir yönetim tarzı benimsemek zorunda kalırlar.
- Öğretmenler:
- Yorgun, motivasyonsuz ve tükenmişlik hisleri yoğundur.
- Değersiz ve göz ardı edilmiş olduğunu düşünürler. Geleceğe dair umutsuzluk yaşarlar.
- Yetersiz eğitim alt yapısı şartları ile boğuşmaktan ezbere dayalı, yenilikten uzak bir öğretim tarzı benimsemek zorunda kalırlar.
- Öğrenciler:
- İlgisiz, umutsuz ve aidiyet eksikliği yaşarlar.
- Kaygı, sıkılma, düşük özgüven, öğretim süreci ciddiye almama ve öğrenmeye karşı aşırı isteksizlikleri vardır.
- Pasif, katılım göstermeyen ve sorumluluk almayan bir yaklaşım sergilerler.
- Sosyal ilişkilerde sorunlu olma durumları artış gösterirler, kurallara karşı aşırı tepkili olurlar.
- Veliler:
- Çocuğunun yeterli eğitim almadığını düşünürler.
- Hiçbir eğitim sürece dahil olmazlar, okulla iletişimleri zayıftır ve iş birliği kurmakta isteksizdirler.
- Kızgınlık veya hayal kırıklığı yaşarlar, sistemden umudunu kesmiştirler.
- Eğitimi sadece sınav başarısına indirgerler. Çocuğunun sosyal, duygusal ve kişilik oluşumu da dahil bütünsel gelişimini göz ardı eder.
Yukarıda okuduklarınız bir yerden tanıdık geliyor mu?
Kaliteden yoksun eğitim sistemleri genellikle etkisiz, adaletsiz, motivasyonsuz ve geleceğe hazırlıksız bir yapı ortaya çıkarırlar. Tıpkı bizde olduğu gibi…
Buraya Dikkat
John Dewey’den Küçük Bir Ders
Ünlü eğitimci bilimci John Dewey, küçük oğlu ve komşusu ile birlikte evin önünde yürürlerken Dewey’in küçük oğlu çamurlu suyun içinde yürümekte ısrarlıydı. Dewey’in yüzünden ne yapacağını bilmemenin acizliği okunuyordu.
Onu böyle gören komşusu:
- “Çocuğa çabuk sudan çıkmasını söyle yoksa üşütecek” dedi.
Dewey’in yanıtı çok farklıydı:
- “Biliyorum, biliyorum ama onun çamurdan çıkmasında faydası olacağını sanmıyorum. Çıkmayı kendisinin arzu etmesi için ne yapmam gerektiğini düşünüyorum.”
Anlayana Gülmece
Amiral ve Onbaşı
Gece tatbikatı yapan savaş gemisinde, gözetleme kulesindeki askere hitaben komutanın şu emri duyulur:
- Asker, yakınımızda herhangi bir gemi var mı?
- Sanırım evet komutanım... Tam karşımızda yanıp sönen bir ışık görüyorum.
Biraz hiddetlenen komutan yeni emrini vermekte gecikmez:
- Hemen mesaj gönder, 20 derece doğu tarafımızda olmazsa çarpışacağız.
Bunun üzerine karşıdan mesaj gelir:
- Haklısınız çarpışmak üzereyiz, 20 derece batıda olmanız lazım.
Daha da öfkelenen komutan şu emrin gönderilmesini ister:
- Ben amiralim ve bu da benim gemim, hemen 20 derece doğuya gitmeni emrediyorum.
Karşı taraftan durumun anlaşıldığını belirten ve şu cümleyle biten yeni bir mesaj gelir:
- Ben bir deniz onbaşısıyım ve burası da bir deniz feneri her şeye rağmen rotanızı değiştirmeyecekseniz birazdan çarpışacağız...
Okumuş muydunuz?
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.
Albert Einstein