29uncu yıl ve korku imparatorluğunun sonu

15 Kasım bugün... KKTC’nin kuruluşunu kutlayacağız tanklarla, toplarla, tüfeklerle... Bol nutuk sallanacak gün boyu... Başımızdan renkli dumanlar çıkaran uçaklar geçecek akşam üzeri... ‘Dosta güven, düşmana korku’ veren bir gösteriye

 

 

15 Kasım bugün...

KKTC’nin kuruluşunu kutlayacağız tanklarla, toplarla, tüfeklerle...

Bol nutuk sallanacak gün boyu...

Başımızdan renkli dumanlar çıkaran uçaklar geçecek akşam üzeri...

‘Dosta güven, düşmana korku’ veren bir gösteriye dönüşecek törenler bir kez daha...

‘KKTC vardır’ diyecek devlet büyüklerimiz meydan nutuklarında...

‘İlelebet yaşayacaktır’ diye de vurgu yapacaklar mutlaka...

Marşlar çarpacak kulaklarımıza...

“29’uncu yılda çıktık açık alınla!..”

**

29’uncu yılda öyle bir ‘devlet’ var ki karşımızda...

Başbakanı mahkeme tarafından partideki görevlerinden alınmış.

Ülkeyi yönetenler birbirleriyle kavgalı, hatta küs...

Ortada yığınla iddia ve iftira var.

Partizanlık görülmedik biçimde hortlamış.

Demokrasi ayaklar altında...

Başkenti pislik içinde...

TC Büyükelçisi tam bir ‘vali’ edasıyla konuşuyor.

Başbakan mahkeme kararını ‘adaletsiz’ diye alenen eleştirebiliyor.

Hukuk devleti paspas olmuş durumda...

Kamu yayın organlarını yönetenler gemi azıya almış...

Ekonomi bitmiş, insanlar perişanları oynuyor.

Neresini tutsanız elinizde kalıyor ‘devlet’!..

29’uncu yılda ‘devlet’ manzarası bu işte...

**

Bunca kirlilik ve olumsuzluk varken, halkın neden hala sessiz olduğu soruluyor sık sık...

Neden meydanlar dolmuyor?

İnsanlar kabuklarına çekilmiş hallerinden neden kurtulamıyorlar?

“Lefkoşalı nerede?” diye soruluyor, pislik içindeki başkentten söz açılınca...

Halkın tepkisizliğinden şikayet ediyor birçok insan...

Oysa halk tepkilidir.

Halkın tepkisini gösterme yeri ve zamanı gelecektir.

Ama bugün, ama yarın...

**

“Yavaş atın çiftesi yaman olur” derler.

Halk, içinde biriktirdiği tepkileri meydana, sokağa, mitinge, greve taşımıyor olabilir bugün...

Ama bu halkın tepkisiz olduğu anlamına gelmez.

Belki şimdi daha çok ‘karnından’ konuşuyor insanlar...

Ama unutulmasın ki, her türlü değişim bir sürecin sonucudur.

Meydanların ağzına kadar dolduğu dönemler yaşadık yakın geçmişte de...

Ama insanların meydanları hınca hınç doldurduğu her mitingin sonunda illa ki bir değişim olacak diye bir kural yok.

Demek ki ‘nicel birikim’ henüz kemale ermemişti.

Bugün için o sürecin giderek ‘nitel dönüşüm’ noktasına doğru ilerlediğini gözlemliyoruz.

Sürecin ne kadar hızlı gelişeceğini ise halka gösterilecek ‘umut ışığı’ belirleyecek. Kritik nokta da burası zaten...

**

29’uncu yıla açık alınla değil, boynu bükük giriyor KKTC devleti bugün...

Halkını mutlu etmeyen, hukuk başta olmak üzere değerlere saygı göstermeyen, yalnız bugünü değil, geleceği de karartan politikalara ve adımlara imza atan bu yönetim ‘kader’ değildir!

Halk bunu anladı ve değişim için düğmeye basmaya hazırlanıyor.

Düğme eline geçtiği an, gereği yapılacaktır.

Halk uyumuyor. Sadece sırasını bekliyor.

KKTC’nin 29’uncu yılında sokakta nabız böyle atıyor.

‘Korku imparatorluğu’nun sonu gelmek üzere...

Moralleri yüksek tutun!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri