2023’de Ne Oldu? 2024’de Ne Olacak?

Salih Sarpten

2023, eğitim adına “çok kötü” bir yıl oldu: 6 Şubat depremi ile hiç kapanmayacak bir yara, hiç dinmeyecek bir acıyla karşı kaşıya kaldık. En değerli varlıklarımız, çocuklarımız melek olup uçup gittiler…

Sonra fark ettik ki okullarımız çürük, alt yapısız ve güvenliksiz.

Yağmura, çamura çadır sınıflarlar karşı koymaya çalıştık. Olmadı konteyner sınıflara geçtik.

Giderek itibarsızlaştırılan ve “öğretmen tasarrufu” politikası ile ders yükü altında ezilen, tükenmişlik yaşayan, mutsuz bir öğretmen kadrosu yarattık. Bu da yetmezmiş gibi pedagoji eğitimi almamış geçici öğretmenlerle eğitim yapmaya çalıştık.

Öğrencileri tıklım tıkış, Türkçe bilmeyenlerle bilenlerin birlikte bulunduğu sınıflara okutmaya çalıştık

Programı, içeriği, yöntemleri, teknoloji kullanımını çağa uygun hale getirip getirmediğimizi doğru dürüst tartışmadan tam gün eğitim yapmaya çalıştık.

Karnı aç mı, tok mu hiç düşünmeden, okula ulaşımı güvenli mi değil mi hiç dert etmedik.

Ekran bağımlılığın getirdiği akran zorbalığı ile mücadele etmeden öğretim yapmaya çalıştık.

Zaten eğitimi de bir türlü kavrayamadık. Eğitimin öğrenci için olduğunu, onun ilgi, istek ve ihtiyaçlarına göre şekillenmesi gerektiğini bir türlü kabullenemedik. Onlar için bulduğumuz çözümler, onların biraz daha eğitimden yoksun kalmasını sağladığını fark edemedik…

Gençleri anlayamadık bir türlü mesela… Onların isteklerini, söylediklerini, bu toplum için neler yapmak istediklerini bir türlü fark edemedik.

Dünya; önümüzdeki yılların eğitim adına çok daha keskin dönüşümlerin yaşanacağını işaret ediyor. “2023’ü eğitimde kaosa çeviren bu anlayışın sahipleri; Kendinizi bu sorumluluğu almaya zihinsel ve yaklaşımsal olarak hazır hissediyor musunuz?”

Önümüzdeki yılların eğitim anlayışı ve uygulamaları daha esnek, yaratıcı, karmaşık ve meydan okuyucu olacak gibi görünmektedir. Sistemimizi buna hazırlamaya dair gaileniz var mı?

Çok kültürlü bir anlayışına hazır mısınız?

Okullarımız bu yeni anlayışa hazır mı? Yoksa 2024’de geçmişte kalan diğer yıllardan farklı olmayacak mı?


Anlayana Gülmece

Doğru Yanıt Ne?

Küçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel Hanım'a gidip," Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü sınıfta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın" diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel Öğretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış.

Okul müdürü:

  • "Peki" demiş, "Bu çocuğu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve başlamış sorgulamaya, Aysel öğretmen sormaya başlamış.
  • İki kere üç?
  • On iki
  • Sekiz kere dokuz?
  • Yetmiş iki
  • Kaç mevsim var?
  • Dört

Aysel öğretmen: “Aferin Ali hepsini bildin ama şimdi zeka soruları soruyorum bunları da bilirsen üçüncü sınıf olacaksın” der.

  • Söyle bakalım Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?

Ali’den “Ayak” yanıtı gelir.

Aysel öğretmen devam eder::

  • "Peki senin pantolonunda olup da benim pantolonumda olmayan şey nedir?"

Ali hemen yanıtlamış “cep”.

Bunun üzerine Aysel öğretmen müdüre dönerek:

  • Üçe koyalım hocam çok zeki çocuk.

Müdür :

  • Hocam, bu çocuğu üçe değil beşinci sınıfa koyalım, zira son iki
    soruya ben doğru cevap veremedim.

Okumuş muydunuz?

Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez. Ama her söylediğini düşünür.

Aristoteles