2017’de Okula Başlayacak Olanlar

Salih Sarpten

2016, “eğitim” adına oldukça kötü bir yıl oldu. “Sadece eğitim değil, her anlamda sorunlarla, sıkıntılarla dolu bir yıl yaşadık” dediğinizi duyar gibiyim… Evet, doğru ama özellikle eğitim adına ciddi sıkıntılarla dolu bir yıl oldu.

  • Mesela eğitimin içeriği ve süresini, öğretim yöntemleri ve uygulamalarını, okulların koşullarını bir türlü tam hazır hale getiremedik.
  • Gençleri anlayamadık bir türlü mesela… Onların isteklerini, söylediklerini, bu toplum için neler yapmak istediklerini bir türlü fark edemedik.
  • Dahası koruyamadık onları… Okula sağlıklı gelmelerini sağlayamadık.
  • Zaten eğitimi de bir türlü kavrayamadık. Eğitimin öğrenci için olduğunu, onun ilgi, istek ve ihtiyaçlarına göre şekillenmesi gerektiğini bir türlü kabullenemedik. Onlar için bulduğumuz çözümler, onların biraz daha eğitimden yoksun kalmasını sağladığını fark edemedik…

Oysa 2017 yılının Eylül ayında okula başlayacak çocuklar, 2011 doğumlulardır. Yani bir başka yüzyılın içine doğmuş, farklı ihtiyaçları olan bambaşka bir kuşak dolduracak okulları… Bu çocukların eğitiminden resmen sorumlu olan bugünün eğitim yöneticileri “Kendinizi bu sorumluluğu almaya zihinsel ve yaklaşımsal olarak hazır hissediyor musunuz?”

Çünkü bu çocuklar, küresel ısınma, kıtlık, yoksulluk, kitlesel sağlık sorunları, genel olarak dünya nüfusunun hızla artıyor olması, göçmenlik ve belki de hâlâ daha çözememişsek “Kıbrıs Sorunu” gibi küresel sorunlara uğraşacaklar…

Bu çocukların çözmesi gerekecek yerel, ulusal ve küresel problemler, bugün çözemediğimiz problemlerden çok daha karmaşık olacaktır…

Peki, ama eğitim sistemimiz bunlara yanıt verebilecek mi? Pek öyle görünmüyor değil mi?

Önümüzdeki yılların eğitim anlayışı ve uygulamaları daha esnek, yaratıcı, karmaşık ve meydan okuyucu olacak gibi görünmektedir... Önümüzdeki yıllar; işbirliği yaparak takım halinde çalışabilme becerisi gösteren, eleştirel düşünerek karmaşık problemlerle uğraşabilen, sözlü ve yazılı iletişimlerle sunumlar yapabilen, teknolojiyi kullanabilen bireylerden oluşan toplumların ait olacaktır.

Önümüzdeki yılların eğitimi, çok kültürlü bir anlayışla yerel, ulusal ve küresel sorunlarla uğraşabilen, bilimsel ve uygulamalı araştırmalar yapabilen ve yeni meslekler hakkında bilgi sahibi olan bireyler yetiştirmeyi öngörmektedir.

Okullarımız bu yeni anlayışa hazır mı? Yoksa 2017 geçmişte kalan diğer yıllardan farklı olmayacak mı?

2017’de okula başlayan öğrenciler; geçmişte olduğu gibi okula giden, zamanının belli bir bölümünü okulda geçiren, sadece diploma sahibi nitelikli işsizler olmaya devam edecek mi? Yoksa yerel ve evrensel değerlere sahip geleceğin problemleri için fikir sahibi olan nitelikli aydın bireyler olma yolunda ilerleyecekler mi?

Eğitimde değiştirmemiz gereken onlarca unsursun başlangıcı 2017 olsun… Umutlarımızı yeniden yeşerteceğimiz 2017 hepimize kutlu olsun…


Aklınızda Bulunsun

Üniversite Mezunu Türk, Liseden Terk Japon

Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM ‘2016 Eğitim Değerlendirme Raporu’nu açıkladı. Raporda çarpıcı bir ifade var: “Türkiye’de üniversite mezunu yetişkinlerin sözel beceri puanı ortalaması Japonya’da lise mezunu bile olmayan yetişkinlerinkinden daha düşük”.

Rapora göre Türkiye’deki eğitim sistemine ait diğer bazı bulgular şunlar: Genç ve yetişkin nüfusun temel becerilerde yeterlik düzeyi en iyi haliyle dahi vasat ve vasatın altında. 15-29 yaş aralığında hem eğitim hem de istihdam dışı kalanların oranı yüzde 29 ile OECD ortalamasının 2 katı. 6-18 yaş ekonomik faaliyette bulunan 900 bin çocuk var ve yüzde 44’ü mevsimlik tarım işinde çalışıyor. Mesleki ve teknik eğitim kapsamındaki okullardan mezun olan öğrencilerin yüzde 44’ü ortaöğretimden sonra eğitime devam etmiyor. Yaklaşık 45 bin öğretim elemanı açığı var. Doktoralı öğretim elemanı açığı 20 bin.

Gelelim bize… Bizde bu tür verileri ortaya koyacak herhangi bir çalışmaya rastlamadım. Belki de işe buralardan başlamalıyız. Çünkü bilimsel veri olmadan atacağınız her adım, karanlıkta el yordamıyla ilerlemeye benzer…


Biliyor muydunuz?

Sorumluluk Böyle Bir Şey

Japonya'nın en büyük, dünyanın 5’inci büyük reklam şirketi Dentsu'nun CEO'su Tadaşi Işii bir çalışanlarının 'aşırı iş yükü' nedeniyle intihar etmesinin ardından istifa kararı aldığını açıkladı.

Şirketin 9 aylık çalışanı olan Tokyo Üniversitesi mezunu Matsuri Takahaşi adlı 24 yaşındaki kadının intihar nedenin, Japon yetkililerce 'aşırı çalışmak’ olarak tespit etmesi şirketin CEO’su Tadaşi Işii’nin istifa kararı almasına yetti…

 Tadaşi Işii, istifası ile ilgili şu açıklamayı yaptı: "Aşırı iş yükü asla olmamalı. Bundan dolayı derin pişmanlık duyuyorum ve sorumlu hissediyorum. Bunun sorumluluğunu alıyorum ve başkanlıktan istifa ediyorum" dedi. Çalışanlarına yine de ellerinden geleni yapmalarını tavsiye eden Ishii, aşırı iş yükünü engellemek için belirli bir standart oluşturamadığı için de pişmanlık duyduğunu vurguladı.