Kayıp yakını Sıdıka Ergazi’nin, 1964’te Larnaka’da bazı Kıbrıslırumlar tarafından kaçırılarak “kayıp” edilen babası Mustafa Hüseyin Hüsnü Abuzet için yıllardır uğraş vermesi sonucu, 15 yıl önce bir şahidin bize ve Kayıplar Komitesi’ne göstermiş olduğu Aradip’teki bazı kuyularda kazılar başlatıldı…
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Erge Yurtdaş’tan elde ettiğimiz bilgilere göre, Kayıplar Komitesi Kıbrıs’ın güneyindeki Aradip kazılar başlatmış bulunuyor. Bu konuda bize bilgi veren Sıdıka Ergazi de, babasının gömü yerinin bir an önce bulunmasını istiyor…
Aradip köyünde, 1963’te “kayıp” edilen bir Kıbrıslıtürk’ün gömü yeri aranıyor. Bu Kıbrıslıtürk, Sıdıka Ergazi’nin babası ve Sıdıka Hanım, yıllardır babasının gömü yerinin bulunması için inatla ve ısrarla çaba harcamaya devam ediyor. Bu süreçte sevgili anneciği Emine Ergazi, gözü açık gitmiş çünkü eşinin akibetini öğrenememiş… Yıllar önce onunla röportaj yaparak bu sayfalarda yayımlamıştık. Sıdıka Ergazi, İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Savaş Mağdurları’nın örgütü “Birlikte Başarabiliriz”in düzenlediği etkinliklere katılarak “kayıp” babası Mustafa Hüseyin Hüsnü Abuzet ile “kayıp” dayısı Mehmet Mustafa Abuzet’in gömü yerlerinin bulunması için Kayıplar Komitesi’nden talepte bulunmaktaydı… Sıdıka Ergazi, babasının gömülü olduğu söylenen ancak kazılmamış olan olası gömü yerlerinin kazılması için de Kayıplar Komitesi araştırma görevlileri nezdinde ısrarlı çabalarını sürdürdü ve nihayetinde, kazılmamış yerlerde kazılar başlatıldı…
KİMİSİ VEFAT ETTİ, KİMİSİ BAŞKA YERDE GÖREV ALDI…
Aradip’teki kuyuları Kayıplar Komitesi’ne bir Kıbrıslırum şahit 28 Temmuz 2010’da göstermişti ve o gün biz de oradaydık… Aradip’teki olası gömü yeri olarak belirlenen kuyuları göstermeye giderken, yanımızda sözkonusu şahidi bulmuş olan rahmetlik Nejat Asilsoy vardı. Nejat Bey, Kayıplar Komitesi’nde araştırma görevlisiydi ve geçtiğimiz yıllarda yaşamını yitirdi. Artık hayatta değil… O günlerde yanımızda Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Ksenofon Kallis de vardı, o da iki yıl önce vefat etti… O günlerde Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Yardımcısı olan Murat Soysal, şimdilerde New York Temsilciliği’nde görevli… O günlerde Kazı Koordinatörü olan Okan Oktay ise emekli olup komiteden ayrıldı. Bizimle birlikte gelen Kıbrıslırum araştırma görevlisi Bay Panikos ise, bu görevden ayrılarak İnsani İşler Komiserliği’nde çalışmaya gitti… Kısacası o gün bu kuyunun başında olan hiçbir görevli artık Kayıplar Komitesi’nde değil – kimisi vefat etmiş, kimisi başka yerlerde çalışmaya gitmiş, kimisi emekli olmuş. Çünkü bu kuyular kazılıncaya kadar aradan tam 15 sene geçti…
ARADİP’TEKİ KUYULAR…
Aradip’te o gün gösterilen kuyuların kazılma nedenlerinden biri, Larnaka’da bazı Kıbrıslırumlar tarafından 25 Şubat 1964’te kaçırılarak “kayıp” edilmiş olan Mustafa Hüseyin Hüsnü Abuzet’in kızı Sıdıka Ergazi’nin ısrarı oldu… Bir “kayıp” yakını olarak Sıdıka Ergazi, yıllar önce Kayıplar Komitesi’ne gösterilmiş olan ancak kazılmamış olan Aradip’teki bazı kuyuların kazılması için Kayıplar Komitesi’ne ısrarcı oldu. 2 Ağustos 2010 tarihli YENİDÜZEN’deki haberimizi de Kayıplar Komitesi yetkililerine gösteren Sıdıka Ergazi, “kayıp” babası ve 1964’ün 15 Mayısı’nda “kayıp” edilmiş olan dayısı Mehmet Mustafa Abuzet’in gömü yerlerinin bulunması için yıllardır ısrarla çaba gösteriyor… Mustafa Hüseyin Hüsnü Abuzet’in değerli eşi Emine Ergazi, eşinin gömü yeri bulunamadan yıllarca bekleyerek vefat etti. Emine Hanım ve Mustafa Hüseyin Hüsnü Abuzet, Civisil’de yaşıyorlardı ve altı evlatçıkları vardı… 25 Şubat 1964’te, 63 olayları nedeniyle haber alamadığı Larnaka’daki akrabalarını ziyarete giden Mustafa Hüseyin Hüsnü Abuzet, motorcuğuyla bu ziyaretten köyüne dönerken anlatılanlara göre Larnaka’da Aylazaro Kilisesi civarında bazı Kıbrıslırumlar tarafından kaçırıldı ve “kayıp” edildi. Ondan sonra ondan hiçbir haber alınamadı…
Sıdıka Ergazi gazetemiz aracılığıyla çağrıda bulunarak “Babamın ve dayımın gömü yerlerini bulmak için yıllardır mücadele vermekteyim… En ufak bir ipucuna, en ufak bir bilgiye sahip olanlar, lütfen konuşunuz, acımızı bir nebzecik da olsa dindiriniz… Babamın ve dayımın gömü yerlerini bulup onları defnetmek isteriz ailece… Lütfen yardım ediniz, bildiklerinizi isimli veya isimsiz anlatınız. Bildiklerinizi lütfen bizimle ve Kayıplar Komitesi’yle paylaşınız… Bu çağrım hem Kıbrıslıtürkler’e, hem da Kıbrıslırumlar’adır” dedi.
MEHMET MUSTAFA ABUZET DE “KAYIP”…
Sıdıka Ergazi’nin dayısı Mehmet Mustafa Abuzet ise, 15 Mayıs 1964’te portokal yüklü bir kamyonla, İbrahim Osman’la birlikte, Lefke’den Lefkoşa’ya gelirken bazı Kıbrıslırumlar tarafından yolda kaçırılarak “kayıp” edildi ve bugüne kadar onlardan da herhangi bir haber alınamadı. Mehmet Mustafa Abuzet de Dervişe Hasan’la evliydi ve üç evlatçıkları vardı… 15 Mayıs 1964’te Larnaka’nın Bahçalar (Pervolya) köyüne İbrahim Osman’la birlikte giderek İbrahim Osman’a ait kamyona sebze yüklemişler, bunları satmak üzere Lefkoşa’ya gitmişlerdi. Oradan da Lefke’ye geçmişler ve Lefke’den portokal yükledikleri kamyonla Lefkoşa’ya dönerken yolda kaçırılarak “kayıp” edilmişlerdi…
ARADİP’TEKİ KUYULAR KAZILIYOR…
Sıdıka Ergazi, babasının olası gömü yerleriyle ilgili kazıları Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi araştırma görevlilerinin değerli yardımlarıyla yakından takip ediyor. Aradip’ten önce de Sıdıka Ergazi’nin “kayıp” babasının Larnaka’da Bekirpaşa Su Kemerleri civarında gömülü olduğu yönündeki bilgiler üzerine Kayıplar Komitesi burada kazılar başlatmış ve Sıdıka Ergazi de bu kazıları yakından takip etmişti. Aradip’teki olası gömü yeri olarak belirlenen kuyuların kazılmasını da yakından izleyen Sıdıka Ergazi, bir an önce babasının gömü yerinin bulunmasını yürekten istiyor… Aradip’teki kuyu kazıları halen devam ediyor…
Biz de Kayıplar Komitesi araştırma ekibine ve kazı ekibine “Çok kolay gelsin” diyoruz… Umarız ki Sıdıka Ergazi’nin “kayıp” babası ve “kayıp” dayısının gömü yerleri bir an önce bulunur ve aile de birazcık olsun soluklanıp onları defnederek bu ızdırap verici arayışları sona erer… Onlar geri gelmeyecek olsalar da, en azından birer kabirleri olur ve evlatları, torunları bu kabirlere gidip çiçekler koyabilirler, onları kendi geleneklerine göre hatırlayabilirler…
NELER YAZMIŞTIK…
2 Ağustos 2010 tarihinde yani bundan tam 15 sene önce, Aradip’teki olası gömü yeri olarak gösterilen kuyularla ilgili olarak şöyle yazmıştık bu sayfalarda:
“Kayıplar Komitesi yetkilileriyle Larnaka civarında “kayıp” edilen bazı Kıbrıslıtürkler’in olası gömü yerine gittik...
Aradip köyünde kuyular...
Geçtiğimiz Çarşamba sabahı (28 Temmuz 2010) yola koyulup 2.5 mil barikatından güneye geçiyoruz... Barikattaki bir kafede toplanıyoruz. Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk üye yardımcısı Murat Soysal, Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum üye yardımcısı Ksenofon Kallis, Kayıplar Komitesi Araştırma Görevlisi Nejat Asilsoy ile Panikos, Kayıplar Komitesi Kazı Koordinatörü Okan Oktay, Nejat Bey’in bulduğu bir Kıbrıslıtürk ve ben arabalara doluşup bize olası gömü yerini gösterecek olan şahsı görmeye gitmeden koordine olmaya çalışıyoruz.
Bize olası gömü yerini gösterecek olan Kıbrıslırum şahitle ilgili olarak onun tanıdığı Kıbrıslıtürk’ün bazı kaygıları var:
“Bu kadar kalabalık bir şekilde onu görmeye gidersek, adam dibelik ürkecek...” diyor... “Yalnızca 3-4 kişi gidelim ki adamı ürkütmeyelim...”
Bunun üzerine Kallis, Murat Soysal, ben ve Nejat Bey, bu Kıbrıslıtürk’le birlikte adamın Larnaka yöresindeki evine gidiyoruz...
Bu Kıbrıslırum şahit, 1963-64’te henüz 17 yaşlarında bir genç imiş. Larnaka’nın yakınındaki Aradip köyünde askerlik yapıyormuş.
Bir gün nöbetteyken, bazı Kıbrıslıtürkler’in nöbet yerine yakın bir noktaya getirilip öldürüldüğünü duymuş.
Öldürülen Kıbrıslıtürkler önce gömülmeden öylece açıkta kalakalmışlar – bu Kıbrıslırum şahit, nöbet yerinden kokuyu duyabiliyormuş...
Sohbetimiz devam ediyor ve sonunda ondan bize bu yeri göstermesini istiyoruz...
“Bu kadar kalabalık gidemeyiz... Sizin arabalarınızla da gidemeyiz” diyor adam.
Ve kendi arabasıyla oraya gideceğimizi ancak gittiğimiz yerde hiçbir şekilde oyalanmamamız gerektiğini söylüyor.
Kallis’in, benim ve Murat Soysal’ın kendi arabasıyla gidebileceğimizi, diğerlerinin bizi başka bir yerde beklemesini söylüyor.
Böylece Kıbrıslırum şahidin arabasına biniyoruz... Bir süre sonra Aradip’le Larnaka’nın buluştuğu bir bölgeye geliyoruz... Eski Larnaka-Lefkoşa yolu buradaymış – bu civarda bir barikat varmış... Larnaka-Lefkoşa yolundan bazı Kıbrıslıtürkler “kayıp” edilmişti... Larnaka’dan “kayıp” edilen ve içinde 11 Kıbrıslıtürk bulunan “Kayıp Otobüs”tekiler, Oroklini köyünde bir kuyuda bulunmuştu. Bu yöreden “kayıp” edilen diğer bazı Kıbrıslıtürk “kayıplar”ın olası gömü yerine yaklaşıyoruz.
Bu bölge aslında “Çakillaris” denen göçmen bölgesine yakın bir yer... Bu bölgeye Ayios Yeorgios bölgesi deniliyormuş. Bir noktada bir tali yola dönüp kendimizi özel bir mülkte buluyoruz...
Evi geçiyoruz ve avluda duruyoruz. Bahçede çok sayıda saman balası var.
Saman balaları, bir tür yarı kapalı hangarda duruyor. Biz hangarın arkasına, arka bahçeye geçiyoruz. Burada dizi dizi ağaçlar var... İşte bu bahçede iki kuyu varmış, 1963-64 “kaybı” bazı Kıbrıslıtürkler’in bu kuyulara atıldığı söyleniyor...
Burasının koordinatlarını alıyorum, Kayıplar Komitesi yetkililerine sunmak üzere... Alel acele iki fotoğraf çekiyorum ve son sürat buradan ayrılıyoruz...
Sanki de bir “James Bond” filminde gibi çok hızlı hareket ediyoruz... Kıbrıslırum şahidin evine geri dönüp tekrar araba değiştiriyoruz.
Sonra diğerleriyle buluşmaya gidiyoruz.
Larnaka’da buluştuğumuz zaman, Nejat Bey’e, “Ben bugünü Nejat Bey Operasyonu olarak adlandıracağım” diyorum.
Gülümsüyor... Kıbrıslıtürk arkadaşı sayesinde bu bilgiye ulaşmış... Şimdi Kallis, görmüş olduğumuz arazide kuyuların nerede olduğunu topografik haritada bulacak. Umarız bu bölgede yürütülecek kazılarda, Larnaka’nın bazı “kayıp” Kıbrıslıtürkleri’nden geride kalanlara ulaşılır ve onları bekleyen sevdikleri de huzura kavuşur...
(YENİDÜZEN – Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler/Sevgül Uludağ - 2 Ağustos 2010).”
Mustafa Hüseyin Hüsnü Abuzet
Sıdıka Ergazi, Aradip'teki kuyu kazısında...
Aradip'te kuyu kazıları devam edecek...
Aradip'ten önce de Larnaka'da Bekirpaşa Su Kemerleri civarında kuyu kazıları yapılmış ve Sıdıka Ergazi bunları da yakından takip etmişti...
15 yıl önce bir şahit bu alandaki kuyulardan birine Kıbrıslıtürkler'in gömüldüğünü söylemişti...
Aradip'te kazılan kuyulardan biri...