1 sene nasıl geçti?

Cenk Mutluyakalı

HÜKÜMET 1 yılını tamamladı.
Daha fazlaymış gibi geldi.
Zordu.
Türk Lirası eridi, biz eridik.
Fena sarsıldık.

***

DÖRTLÜ koalisyon ilk kez denendi, zordu.
YIKIM büyüktü, zordu.
BEKLENTİ yüksekti, zordu.
TÜRKİYE musluğu kapattı, zordu.
Taleplerimiz imkanlarımızdan çoktu, zordu.
BÜTÇE yoktu, zordu.
BENCİLLİĞİMİZ çoktu, zordu.

***

Ömrü tartışıldı durdu, bu hükümetin...
5 senelik bir programı var.
Umarım görev süresini tamamlar.
Böylece iki senede bir değişen hükümetlerin yarattığı tahribat ve siyasi fırsatçılık,
istikrarsızlık ve yarıda kalmışlık yinelenmez.
Beş seneye ve programa bakarak, “bunlar olmuş, bunlar olmamış” deriz çok daha
net!

***

İlk bir seneye dair en olumlu gelişme, yeni müşavir yaratmayacak adımların atılması
oldu.
Peki olumsuz ne vardı?
Görüşüm o ki, çok daha süratli çözüm üretimi ve ezber bozmak yönünde kararlı
hareket edilebilirdi.

***

“Ekonomik kriz” seneye damgasını vurdu ve etkisi halen can yakıyor.
Hükümetin bu ekonomik krize dair kusuru yoktu.
Yetmedi, doğa da biraz abarttı!
“Sel” kadar “plansız yapılaşma” da felaketti.
Ektiğimizi biçtik.
Yönetilen de mağdur oldu, yöneten de...

***

Seçimin son günü şunu yazmıştım:

  • TUFAN hoca BAŞBAKAN olsun, her alanda kararlılıkla yasaları uygulasın, üretime yoğunlaşsın, toplumsal haysiyet için çalışsın. 
  • Ve biz de her fırsatta hatırlatalım: "Söz vermiştin 'haysiyet, adalet, üretim ve hizmet için geliyoruz!' diye... Unutma..."
  • Yoksulların -ama gerçekten yoksulların-, emekçilerin -ama gerçekten emekçilerin-, işsizlerin -ama gerçekten işsizlerin- yüzüne bakılsın, hayatına dokunulsun.
  • Büyük meselelerden önce 'insana dair' hayatı etkileyen işler yapılsın.
  • Kimsenin MÜŞAVİR olmayacağı bir dönem başlasın.
  • VİCDANİ RET hayatımıza girsin, “üniversite fabrikaları”nın açılması dondurulsun, YURTTAŞLIK yasası 'derhal' değişsin ve NÜFUS PLANLAMASI yapılana dek "tek bir tane" dahi verilmesin.
  • Birileri "parasının kaynağını açıklamak zorunda" kalırken, başkaları da “sıranın kendine geleceğini” hissetsin.
  • Öyle denizin ötesinden “emir gibi” laf gelince, “Bu ülkeyi biz yönetiyoruz” asıl o zaman söylensin!

***

Bir yıl geçti.
Çok daha demokrat ve özgür bir yönetim anlayışı var, çok daha bilgili ve kültürlü bir
Başbakan, Bakanlar Kurulu, Meclis...
Yine de “yakıcı” sorunlar sırada bekliyor.
Yine de bazen “bu memleket kimin” hissi içimizi kemiriyor.

***

Kıbrıs sorunu sürdükçe, bu eğreti düzende hükümetlerin bir yere kadar başarı şansı
vardır.
O “bir yere kadar” için dahi siyasi irade ve kararlılık, özveri ve çok çalışmak şarttır.
Ada yarısı çok kirlenmiştir çok!
Ve biliyorum, bir sene değil çok seneler yetmez temizlemeye...
Ama o niyeti, o kararlılığı, o iradeyi görmek dahi önemlidir.
Biraz daha hoşgörü, biraz daha sabır!