1 Ataşe Maaşı = 27 Öğrenci Bursu

Salih Sarpten

Toplum adına tek bir olumlu iş yapmadan istifa eden hükümet yeniden kuruluyor. Yani çürümüş yapı, kaldığı yerden ama bu kez daha da hızlı bir şekilde çürümeye devam ediyor…

Toplumun tüm kesimi kaygılı, mutsuz ve umutsuz. En çok da gençler…

Oysa gençler, bir toplumun sahip olduğu en önemli potansiyeldir. Bu nedenledir ki; ülkelerin en önemli zenginlikleri sahip oldukları genç nüfusun ta kendisidir.  

Gençlik, geleceğe havale edilen bir yaş grubu değildir. Zaten gençlik, bir yaş sorunu veya atlatılması gereken bir dönem de değildir. Çünkü gençlik bugündür. Gençlik, sürekli aktif ve dinamik olma hali, kandırılmaya karşı tahammülü olmayan bir yaklaşımdır.

Ne var ki bugün ülkeyi yöneten anlayış her konuda ve her fırsatta gençleri kandırıyor, onları dikkate almıyor, görmezden geliyor, yoklarmış gibi davranıyor. Kapılarının önüne çadır kurup yatıp-kalksalar da her gün önlerinden geçseler de bir türlü onları görmüyorlar, duymuyorlar. Sanki gözlerine perde inmiş, sanki görmek istediklerini görüyor, görmek istemediklerini bir türlü görmüyorlar.

Gençleri duymayan, görmeyen, düşünmeyen istifa etmiş bu anlayış yeniden hükümet kuruyor. Ve öyle anlaşılıyor ki istifa etmeden önce ne yaptılarsa aynı şeyleri yapmaya devam edecekler gibi…

Tam 5 aydır ödenmeyen yükseköğrenimdeki gençlerin burslarının; neden ödenmediğini ya da ne zaman ödeneceğini kimse bilmiyor. Ama üçlü kararname atamaları da aylık maaşları 4 bin 8 yüz € (Euro) olan eğitim-kültür ataşeleri de atanmaya devam ediliyor.

Zamlardan ve pahalılıktan hayatı yaşanmaz hale getiren bu anlayış eğitim-kültür ataşesi atamaktan geri durmuyor. Ataşe adayları sıraya girmiş atanacakları günü, çok kaba bir hesapla tam 27 öğrencinin burs miktarına denk gelen maaşlarına kavuşmak için ellerini ovuşturuyorlar.

Söz özü; bu anlayış gençlere, başınız çaresine bakın diyor. Sizi, ilk gözden çıkaracaklar olarak görüyoruz diyor… Gençlerin kaliteli eğitim, kaliteli yaşam, işsizlik ve katılım sorunlarını görmezden geldiği yetmiyormuş gibi bu sorunların katmerlenmesine neden oluyor…

Çözüm gençleri yok saymaya, onları dikkate alan, geleceğin değil bugünün bireyleri olduklarına fark eden bir anlayışın iş başında olmasıdır. Aksi halde sadece hem bugünümüzü hem de geleceğimizi karanlıktan kurtaramayacağız…


Okumuş muydunuz?

İnsanlarla yüz yüze konuşarak her sorunu halledebilirsin;

ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin.


Pablo Neruda


Anlayana Gülmece

Duvarcı Ustası

Sayın şantiye şefim;

İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu anda hastanede yatmama neden olan olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur:

Bildiğiniz gibi ben bir duvar ustasıyım. İnşaatın altıncı katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı. Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu. Aşağı indim, bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım, altıncı kata çıktım. İpi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım. Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım. Bütün tuğlaları varile doldurdum. Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi havalarda buldum. Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık 70 kiloyum. 250 kilogramlık varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti. Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim. Yolun yarısında dolu varille çarpıştık. Sağ iki kaburgamın bu sırada kırıldığını sanıyorum. Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı. Parmaklarım da bu sırada kırıldı. Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa saçıldı. Varil hafifleyince, bu sefer ben aşağı inmeye varil yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık. Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı. Can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim. Başımı yukarı kaldırdığımda bos varilin süratle üzerime geldiğini gördüm. Kafatasımın da böyle çatladığını sanıyorum. Bayılmışım, gözümü hastanede açtım. Cenab-i Hak'tan tüm kullarını böyle görünmez kazalardan korumasını diler, hürmetle ellerinizden öperim."

Duvarcı ustanız