Cebimizdeki paranın ne kadarı bir koyunun midesinde olmalı?

Cenk Mutluyakalı

Toprak Ürünleri Kurumu yani TÜK’ün kapısına kilit vursalar eğer...
“Batırdılar” diyeceğiz, “beceriksizler..."
Süte zam gelirse “biradan dahi pahalı” diyoruz, gelmezse hayvancı sokakta!
Şimdiki meselemiz: Arpa!
Peki arpayı kaça alıyor bu kurum, kaça satıyor?
Biber gazıyla mehter marşı, ay-yıldızla güneye iltica ve Hollanda harikası traktörlerle kulaklarından çeke çeke meydana taşınan eşekler arasında bu hesabı merak eden var mı?

TÜK’te çalışan 144 kişi!

Adanın güneyinde "Toprak Ürünleri Kurumu" kapatılmış.
Arpa ithalatı “ileri denetimle” özel şirketlere bırakılmış.
Belki bizde de böylesi bir formül daha iyi olacak.

Peki Toprak Ürünleri Kurumu'nda çalışan 144 kişiyi ne yapacağız?
Memur!

Öyle mi?

77 kuruştan 1.79 TL’ye nasıl gelindi?

Hayvancıları sokağa indiren gerilimin en temel sebebi 77 kuruşa satılan yemlik arpa fiyatının 1.79 TL’ye yükseltilmesi...
Bu arpa ithal.
Peki dünyadaki fiyatı nedir?
Dünya Hububat Piyasası’ndaki rakamlara internet üzerinden ulaşabilirsiniz.
Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi’nin resmi sayfasından da görebilirsiniz.
Fransa’da 240, Ukrayna’da 239 dolar/ton!
Türk Lirası’na çevirirsek eğer kilo fiyatı 1.60 TL.
Gemiye yüklendiği fiyatı bu...
Taşımacılık, fon, tartı ücreti eklenmeden!
Oysa hayvan üreticileri arpanın kendilerine 1.20 TL’den satılmasını istiyor.

TÜK 231 dolar/ton ithal etmiş

Dünya borsasındaki fiyatı 240 dolar/ton dedim ya!
TÜK daha iyi bir rakama ithal etmiş.
231 dolara!

Bu rakam 1.55 TL/kg’a denk geliyor.
Üzerine genel tarım sigortası, tarım teftiş ücreti, belediye tartısı, liman işçileri payı, TÜK finansman payı ekleniyor ve böylece 1.79 TL’nin üzerine çıkıyor.
Pazarlıklarda en son gelinen noktanın 1.50 TL olduğunu biliyorum ki, bu rakam “destek” gerektiriyor.

Bir senede 37 milyon TL fark ödendi

Peki arpa daha önce 77 kuruştan satılırken farkı kim ödüyordu?
Hepimiz!
Cebimizdeki paranın bir kısmı bir ineğin midesine iniyordu.
Fark onca fondan, harçtan, dolaysız vergiden karşılanıyordu.
Tam rakamı paylaşmak gerekirse, tüm diğer desteklerden bağımsız olarak Ekim 2017 ile Ağustos 2018 arasında “arpa fiyat farkı” için maliyenin kasasından 37 milyon TL ödenmiş.


Peki Türkiye’de ne kadar?

İşte hayvan üreticisi sanırım buna özeniyor.
Arpanın Türkiye’deki borsa fiyatı 96 kuruş.
Öyle görünüyor ki Türkiye'de hükümet, sübvanseye ediyor yani destek veriyor.
Peki niye aynı fiyata biz de Türkiye’den almıyoruz, aynı “destek”le?
Toprak Ürünleri Kurumu yetkililerine bunu soruyorum.
“TC Toprak Mahsulleri Ofisi’nden 80 bin ton yemlik arpa almak istedik, bunun için müracaat ettik, ellerinde yeterli stok olmadığı yanıtını aldık. Buğday ve mısır verebileceklerini söylediler, ancak arpa konusunda olumlu yanıt alamadık. Buğday ve mısır için çalışıyoruz.”

“Yıllık ihtiyaç 120 bin ton”

Birkaç bilgi daha verelim.

Adanın kuzeyinde yıllık yemlik arpa ihtiyacı yaklaşık 120 bin ton.
İç piyasadan yani üreticiden 4 bin 700 ton satın alınmış.
Bu kadar az!
Sebep elbette kuraklık.
O da “tohumluk” olarak alınmış.
Anlayacağınız, ihtiyacın tamamı “ithal” edilmek zorunda!
Üreticinin isyanında bence iki anlaşılır nokta var.
Birincisi, arpa fiyatının 77 kuruştan bir anda 1.79'a yükseltilmesi!
%132 artışı hele de küçük üreticinin yönetebilmesi kolay değil.
Böylesi bir artış “kademe kademe” yapılmalıydı.
Öyle de eski hükümet döneminde “seçim var, arpa fiyatına dokunmayınız” dendiğini duyuyoruz.
Böylece arpanın “gerçek fiyatına ulaşması” epeyce ertelenmiş.
Üreticiye empati yaptığım ikinci nokta ise “satarken” 1.79 TL olan arpanın fiyatı, üreticiden tohumluk olarak “satın alırken” 95 kuruşa düşüyor.
İthalata oranla yerli üreticinin arpasında nakliye ve diğer masraflar olmasa dahi makas oldukça açık görünüyor!

“Daha ucuza bulan varsa, getirebilir”

Diyelim ki tüm bu bilgiler anlamsız.
O noktada üretici eğer iddia ettiği gibi 1.20 TL’ye arpa buluyorsa, bunu kendisi ithal edebilmelidir.
Tarım Bakanı Erkut Şahali’ye bunu sormuştum.
“Daha ucuza varsa, hemen getirsinler, iznimiz vardır” demişti.

150 milyon TL + 45 milyon TL

Ve son bir not.
Üreticiler için bütçede ayrılan tarımsal destek ödeneği 150 milyon Türk Lirası!
Son eylemlerde, özellikle küçükbaş hayvan üreticisi odaklı olarak 45 milyon TL “ek destek” önerilmiş.

Yine de uzlaşma sağlanamamış.
Meseleyi “rakamlar” üzerinden anlatmak istedim, hani herkesin ağzında yinelenir ya, biraz da “araştırmacı gazetecilik.”
Elbette üretim desteklenmeli, hele de tek gelir ve geçim kaynağı tarım, hayvancılık, çiftçilik olan “saf” üretici!
Ama unutulmaması gereken kullanılan kaynaklar sadece hayvancının değil!
Yanıtı birlikte arayalım o zaman: Cebimizdeki paranın ne kadarı bir ineğin ya da koyunun midesinde olmalı?