1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Yiğit Bulut'un sözleri tepki topladı
Yiğit Bulut'un sözleri tepki topladı

Yiğit Bulut'un sözleri tepki topladı

Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un açıklamalarına tepki

A+A-

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un açıklamalarına tepki gösterdi.

KTÖS Örgütlenme Sekreteri Besim Baysal yaptığı yazılı açıklamada, “Kıbrıslı Türklere besleme edebiyatı yaparak hakaretler yağdıran bir danışman profili ile karşı karşıya kalındığını” ifade etti.

Açıklamanın tam metni şöyle:

Burası Kıbrıs’tır Türkiye değil. Yiğit Bey, kan istiyorsan mezbahaya git!

1950’lerden beri Türkiye’nin dış politikadaki en önemli konularından biri Kıbrıs sorunu olmuştur. Zaman zaman Türkiye diplomasisi dünyanın birçok önemli ülkesi ile Kıbrıs’ı kullanarak ilişki geliştirmiştir. Özellikle 1974’ten bugüne kadar gelen diplomasi süreçlerini dikkatle incelemek gerekirse Kıbrıs sorununun kaba tabirle koz olarak kullanıldığı çok net olarak görülecektir. Bunun kaynağı olarak Kıbrıslı Türklerin adadaki varlığı ile ilişkisi yadsınamaz bir gerçektir. Eğer Kıbrıslı Türkler adanın  İngiltere’ye devrinden itibaren örgütlü ve direngen bir varlık mücadelesi ortaya koymasalardı bugün böyle bir konudan bahsetmemiz bile mümkün olmayacaktı. Kıbrıslı Türklerin verdiği mücadelenin tüm Türkiye’de yaşayan yaklaşık 80 milyon nüfusun tamamının bilmesini ve politika geliştirmesini beklememiz mümkün değildir. Ancak bugün Türkiye’deki iktidar odakları ve bunların danışmanları durumundaki şahsiyetler tarafından gerçeklerin idrak edilmesini beklemek de tüm Kıbrıslı Türklerin hakkıdır.

Geldiğimiz noktada Kıbrıslı Türklere karşı hem TC egemenleri hem de Türkiye’deki genel politik bakış açısı efendi-köle yaklaşımı geliştirilmesini getirmiştir. 1974 öncesinden başlayan Türkleştirme ve asimilasyon çalışmalarına  1986’dan bugüne ekonomik ve siyasal bağımlılığı artırmak için dayatılan paketler ve süreçler sonunda üretimden kopartılmış ve memurlaştırılmış bir toplum yapısı öngörülmüştür.

Yaşadığımız süreçte ise AKP iktidarı Kur’an kursları, Sünni İslam dayatmaları, cami yapımına verilen hız  ve  “ilahiyat koleji” gibi bir imam hatip yapılanması ile kimlik ve kültür yapımıza uymayan,  toplumsal varlığımızı tehlikeye atan girişimlerde bulunmaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de reisinden aldığı feyzle Kıbrıslı Türklere besleme edebiyatı yaparak hakaretler yağdıran bir danışman profili ile karşı karşıya kalıyoruz. Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünü savunan, Kıbrıs’ı Türkiye’nin bir ili olarak gören, Kıbrıs’ta yaşayan insanları birer nesne olarak algılayan, Kıbrıslı Türklerin seçilmiş yöneticilerine hakaret etmeyi alışkanlık haline getiren bir zihniyeti tasvip etmemiz beklenemez. TC’nin ve yöneticilerinin bu yaklaşımına karşı geçmişten bugüne kadar verdiğimiz mücadeleyi 2011 yılında ortaya koyduğumuz direngen yapıyı ve on binlerce insanımızın meydanlarda gösterdiği tavrı bu zihniyetteki herkese yeniden hatırlatırız.

Kıbrıs’ta esas söz sahibi Kıbrıs’ta yaşam mücadelesi veren insanlardır. Kendini Kıbrıs’ın sahibi gören her kim olursa olsun karşında olacağımızı burada yaşayan geleceğini burada gören insanlara saygı göstermeyi öğrenene kadar da mücadelemizi sürdüreceğimizi açıklıkla ifade ederiz.

Kıbrıs sorununun çözüm görüşmelerinin hem ülkemizde hem de Türkiye’deki saldırgan, yayılmacı ve ırkçı yapı ve kişileri rahatsız ettiğini görebiliyoruz. Onların bu saldırı ve aşağılamalarına inat çözüm mücadelesine de barış mücadelesine de sonuna kadar devam edeceğimizi vurgularız.

Burası Kıbrıs’tır Türkiye değil. Yiğit Bey, kan istiyorsan mezbahaya git!


İZCAN: “AÇIKLAMALAR, ORTAMI GERMEYE YÖNELİK”

            Birleşik Kıbrıs Partisi Genel Başkanı İzzet İzcan, Kıbrıs konusunda hassas bir süreçten geçilirken birtakım fanatik çevrelerin ortamı germek adına yaptığı açıklamaları kınadıklarını açıkladı.
            TC Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un “Kanla aldık kanla veririz” şeklindeki açıklamalarının ırkçı ve faşist bir söylem olduğunu belirten BKP Genel Başkanı İzzet İzcan, hegemonyacı bir anlayışla Kıbrıslı Türklere “Beslemeler” diye hitap etmesinin kabul edilemez bir söylem içerdiğini vurgulayarak “Yaptığı hakaretleri aynen kendisine iade ediyoruz” dedi.

Fetih peşinde koşanlar besledikleri ayrılıkçı emellerine asla ulaşamayacaklardır.
            Kardeş Türkiye halkının başına ne geldiyse bu gibi kendini bilmez ırkçı yöneticiler sayesinde gelmiştir diyen İzzet İzcan, “Yiğit Bulut ve onun gibiler bilmelidirler ki Kıbrıs ayrı bağımsız AB üyesi bir devlettir ve besledikleri ilhakçı emellerine asla ulaşamayacaklardır” dedi.

Önümüzdeki öncelikli görev görüşme süresinin başarısı için çalışmaktır.
            “Önümüzde duran öncelikli görevin Kıbrıs sorununu çözmeyi hedefleyen görüşme sürecinin başarıya ulaşması için çalışmaktır” diyen BKP Genel Başkanı İzzet İzcan, görüşme sürecini berhava etmeye yönelik hareketler karşısında hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
            Birleşik Kıbrıs Partisi, Kıbrıs’ın tüm Kıbrıslıların anayurdu olduğuna inanmaktadır diyen İzzet İzcan “Bu tür faşist söylemler bizleri çıktığımız yoldan çeviremeyecektir” dedi.


SDP’DEN PROTESTO

 Sosyal Demokrat Parti (SDP) Başkanı Tözün Tunalı da Yiğit Bulut’un geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaları protesto ettiklerini söyledi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

KKTC HALKI BU HAKARETLERİ HAK ETMİYOR.

     TC Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanlarından Yiğit Bulutun geçtiğimiz  gün  Televizyonda yaptığı konuşmada Kıbrısta yaşayanlara BESLE  demesi kabul edilebilir bir durum değildir.Parti olarak Bulutu bu açıklamasından dolayı protesto ediyoruz.Hiç hoş olmayan kelimeler kullanarak Cumhurbaşkanımızdan tutun da Kıbrısta yaşayan herkesi Beslemeler olarak görmesi bir talihsizliktir diyoruz.Hatırlatmakta yarar görüyoruz Osmanlı Padişahı Abdülhamit zamanında 99 Bin STG’ne Kıbrısı İngiltereye kiralamıştı.O dönemden bugüne kadar bu besleme tabir edilen Kıbrıslı Türk insanı bugüne kadar çok büyük mücadeleler vermiştir.Türkiye Hükümetinin o dönemlerde bu Kıbrıslı Türkü başka bir dinden olan İngilize kiralamasına rağmen Türk Bayrağını asla göklerden indirtmemiştir. Hiçbir imkanı olmadan yeraltı teşkilatları kuararak  kendi Türklüğünü şerefi ile koruyan bu insanlara TC’nin en büyük makamını işgal eden bir Danışmanın böyle bir konuşma yapma hakkı yoktur.Hem bu Kıbrıslı Türk insanını satacaksın hem de şimdi besleme diyeceksin.Bu Kıbrıslı Türk insanı onurludur,şereflidir Türkiye sevdalısıdır.Bulut Kıbrıs tarihinin ne olduğunu bilmiyor.Unutmasın ki 1974 Harekatında Türkiyenin adaya çıkartma yapacak yeterli gücü yoktu.Çok zorluklar çekerek bu adaya çıkarma yapıldı. Kıbrıslı Türk Mücahitleri ile birlikte başarı sağlanarak hedefe ulaşılmış ve bugünlere gelinmiştir.Bulut 450 yılı aşkın bir zamandır bu memlekette mücadelenin nasıl verildiğini nereden bilecek.Bilgi fakiridir.Bu toprakların korunması için birçok Kıbrıslı Türk insanı canını vermiştir.20 yıl askerlik yapan insanlarımız vardır.Dünyada bir toplum gösterin ki 450 senedir onurlu bir mücadele versin.

    Sn Akıncının yaptığı açıklama doğru açıklamalardır.KKTC’nin AB’ye girmesi ile Türkçenin AB tarafından kullanılacak duruma gelmesinden daha doğru bir açıklama olamaz. Türkiye ve KKTC iki ayrı Devlettir.Önce bunu bileceksin Yiğit Bulut.Türkiye bizim garantör ülkemiz Anavatanımızdır.Biz Kıbrıslı Türkler bunu çok iyi biliyoruz.Artık bu adada sorun yaşanmasını arzulamamaktayız.Bir anlaşmanın olması için TC ile sürdürülen bir politika vardır.Sanırım sen bunları bilmiyorsun.Senin bu açıklamaların Kıbrıs Türk insanın size karşı durmasını gerektiriyor.Sen ve senin gibi düşünenlerin bizlerin yanında yeri olamaz.Bizim hakkımızda Sen ve senin gibi düşünenlerin  böyle bir açıklama yapma hakları yoktur.Sizi şiddetle kınıyoruz.Kıbrısla ilgili öğreneceğin çok şeyler vardır.Hayatları boyunca kendi neslini Türklüğünü devam ettiren Besleme dediğin bu Kıbrıslı Türk insanı mücadelesine devam edecektir.Senin bu yüzsüz açıklaman da bizi Türkiyeden soğutmaz.

Şu gerçeği de görmemizde yarar vardır.Kıbrısın ne kadar önemli olduğu şimdi anlaşılmaya başlandı.Gaz ve Hidrokarbon yataklarının Dünyanın en zengin yataklarına sahip olunduğunu kimse unutmasın.Herkesin bu yataklara göz diktiğini biliyoruz.O nedenle bu ülkede bir anlaşmanın olması elzemdir.Aksi halde Türk tarafı da Rum kesimi de zaman içerisinde ah keşke diyecek duruma düşecektir.

Yeniden tekrarlıyoruz sen ve senin gibi düşünen ve Kıbrıslı Türk insanına Besleme diyen herkesin karşısında durmaya devam edeceğiz.Bu arada KKTC Hükümetini de göreve davet ederek Bulutu TC Cumhurbaşkanı Sn Tayyip Erdoğana şikayet ederek görevden alınmasını isteyen bir yazı yazmasını istiyoruz.


Dayanışma:  İrademe dokunma, Federal Kıbrıs istiyoruz!
 

Geçtiğimiz günlerde TC Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Bulut, “sade bir vatandaş” sıfatını kullanarak, Kıbrıs’ta çözüm sürecine yönelik bazı değerlendirmeler yapmıştır. Ortaya koyduğu iddialar içinde Kıbrıs’ta son aşamasına yaklaştığımız çözüm sürecini “masa oyunlarıyla adam devşirme” olarak nitelendirmiştir. Aynı zamanda Kıbrıs’ta federal çözümü destekleyenlere “beslemeler” diyerek hitap ederek, Kıbrıs’ın Türk yurdu olduğunu aksini iddia edenin ise “anlını karışlayacağını” ifade etmiş, demeçlerinde Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti diye var olmayan bir yapıya vurgu yapmıştır.

TC Cumhurbaşkanlığı Başdanışman’ının dile getirdiği sözler öncelikle Kıbrıs Türk toplumunun siyasi iradesini hiçe sayar niteliktedir. Kıbrıs’ta çözüm süreci, Kıbrıs Türk toplumu tarafından seçilmiş iradeyi temsil etmektedir.

Dayanışma olarak temsili demokrasinin sıkıntılarını vurgulamaktan geri durmuyoruz ancak seçilmişlerin siyasi iradesini de görmezden gelmiyoruz.  Gelinen aşamada Kıbrıs’ta yaşayan insanların geleceğini etkileyecek olan süreçte sorumluluk gösterenlerle atanmış bir bürokratın demeçlerinin eşit değerde olmadığını hatırlatmak zorundayız.

Konuyu gündeme getirirken Türkiye Cumhuriyeti başdanışmanının “sade bir vatandaş” olduğunu iddia ederek yaptığı açıklamaya uygun biçimde, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Kıbrıs cahili “sade vatandaşlara” ve Yiğit Bulut gibi “daha sade vatandaşlara” Kıbrıs konusunda Türkiye’nin sorumluluklarının olduğunu hatırlatmayı görev biliriz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1974’den sonra yerli işbirlikçilerle beraber yaratılan düzenin ardından ortaya çıkan kokuşmuş yapının ve belirsizliğin sonuçlanması için üzerine düşeni yapmadığını hatırlatmak zorundayız.

Bugün gelinen aşamada toplumlararası son derece kritik konularda bile önemli yakınlaşmalar sağlanmış ve Türkiye’nin hukuki olarak meşru zeminde Kıbrıs’ın geleceğine yönelik siyasi irade göstermesi gelen aşamada muktedir olmayan bir yapı gibi hareket ederek sorumluluktan kaçmaya çalıştığını gözlemliyoruz.

Gittikçe sertleşen Türkiye Cumhuriyeti söyleminin kimi zaman hali hazırda sağlanan yakınlaşmaları da görmezden geldiğini görüyor, müzakere sürecinde iki toplum arasında oluşturulan ortak iradeyi hiçe sayma girişimi olarak adlediyoruz. Bu yüzden de Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ta egemen ve eşit Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum toplumlarının iradesine saygı duymaya ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu sırasında imzalanan antlaşmalardan kaynaklanan sorumlulukları olduğunun farkındayız. Bugünün ihtiyaçlarına göre bu sorumlulukların Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum toplumlarının kendi kaderlerini tayin edebilme hakkını gölgelemeyecek ve iki toplumun da geleceğinde herhangi bir endişe yaratmayacak biçimde yeniden tanımlanmasına yönelik sürdürülen çalışmaların Kıbrıs’ta yaşayan insanların geleceği göz önüne alınarak yürütülmesini önemsiyoruz. Bir an evvel bu konuda sonuç alıcı bir tavrın gerekliliğini vurguluyoruz. Bu yüzden de Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar’ın kuracağı federasyon zeminli ortaklığa saygılı ve sorumlu bir biçimde yaklaşması gerektiği talebini yineleriz.

Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan ya da herhangi bir başka devletin, diplomatik alan yaratma kaygısı veya iç politika kaygılardan dolayı Kıbrıslı toplumların üzerinden aşağılayıcı ve iradesini yok sayan sözleri bizler için kabul edilemez. Bizler için esas olan karşılıklı olarak kabul edilen parametrelere uygun federal bir Kıbrıs’ın kurulmasıdır.

 

Bu haber toplam 4223 defa okunmuştur
Etiketler : ,