1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. YENİDÜZEN, sorunları yerinde dinledi
YENİDÜZEN, sorunları yerinde dinledi

YENİDÜZEN, sorunları yerinde dinledi

YENİDÜZEN, Diyabet Derneği ve bazı diyabet hastaları ile görüştü, sorunları yerinde dinledi 'Koruyucu hekimlik şart'

A+A-

 


• 'Eğitim Birimi' oluşturulmalı
• Doktor ve hemşire sıkıntısı var
• Bazı hastanelerde 'Diyabet Günü' yok
• Sağlık politikası içinde diyabet politikası oluşturulmalı
• Hastaneden genel olarak memnuniyet var

Didem MENTEŞ

Kıbrıs Türk Diyabet Derneği Koordinatörü Caner Arca, diyabetin sağlık politikasının içinde ayrı bir politikası olması gerektiğini vurgulayarak, devletin koruyucu hekimlik yapması gerektiğini söyledi. Diyabet için ‘Eğitim Birimi’ kurulması gerektiğine dikkat çeken Arca, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı konusunda devletin gerek basın yoluyla gerekse farklı yollarla diyabetin önemini anlatması gerektiğini söyledi. Diyabet merkezlerinde doktor ve hemşire eksikliği bulunduğunu savunan Arca, Mağusa Devlet Hastanesi ve Cengiz Topel Hastanesi’nde ‘Diyabet Günü’ olması gerektiğini belirtti.

Bu arada Diyabet Merkezi’nde tedavi gören hastalardan bazıları ise saatlerce doktor beklediklerini bu durumun uzak bölgelerden gelenler için sıkıntı yarattığını söyledi. Bazı hastalar Güzelyurt, Mağusa ve Girne’de diyabet günü yapılmasını istedi.
Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ömer Gür ise şuanda Kuzey Kıbrıs’ta 3 tane Endokrin Dahiliye Uzmanı’nı bulunduğunu ve bu doktorların Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde görev yaptığını açıkladı. Uzman doktor bulunmadığı için diğer bölgelerde görevlendirilemediğini söyleyen Gür, diğer devlet hastanelerinde diyabet gününde dahiliye uzmanlarının baktığını, haftanın belirli günlerinde hastaların Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde tedavi olduğunu aktardı.

Eğitim çalışmalarını Sağlık Bakanlığı’na bağlı 5 hemşirenin sürdürdüğünü söyleyen Yataklı Tedaviler Dairesi Başhekimi Dr. Yeşim Gümüşdağ, hemşirelerin kanser hastalığı gibi diyabet konusunda da eğitim çalışmalarını düzenli olarak yürüttüğünü dile getirdi.  Gümüşdağ, Diyabet Derneği ile birlikte köylere ve birçok yere giderek şeker testi yanında insanlara diyabetin öneminin anlatıldığını aktardı.


 

--------------------------------------------------------------

Arca: “Devlet gerekirse mutfağa girerek diyabeti anlatmalı”

Dünyada diyabetle ilgili olan sorunların bizim ülkemizde de olan sorunları içerdiğini belirten Arca, diyabetin çok hızlı şekilde yayıldığını söyledi. “Dünyada 2000 yılında yapılan 171 milyon diyabetli hesaplandı. O zaman 2030 yılında bu sayının 366 milyon olacağı tahmin ediliyordu. Ama bu rakama 2012 yılında 371 milyona çıktı. 2035 yılı için ise tahmin edilen sayı 592 milyondur” diyerek bizim ülkemizde diyabetli sayısının % 45 civarlarında olduğunu aktardı. Arca, diyabet olup da diyabetini bilmeyen yaşayanlar olduğunu ve % 45’lik oranında yüksek bir rakam olduğunu belirtti.

Bu arada diyabetin çok pahalı bir rahatsızlık olduğunu aktaran Arca, dünyada sadece diyabet için 2013 yılında 548 milyar dolar harcandığını söyledi. Diyabetin çok hızla yayılması ve çok paralar harcanması ile ilgili noktanın düşünülmesi gerekildiğini ifade eden Arca, diyabete daha az para harcama değil, diyabetin hızlı yayılmasını önlemenin düşünülmesi gerektiğini aktardı. Caner Arca, doğru beslenmenin önemine vurgu yaparak, ‘fast food’ türü yiyeceklerden uzak durulması ve bol enerjili gıdalarla beslenilmesi gerektiğinin altını çizdi. Hareketsiz yaşamdan (oturarak) vazgeçilmesi gerektiğini, ‘yürüyüş’ yapmanın hayat kalitesini artırdığını ifade eden Arca, bu tür problemlerin çözülmediği sürece diyabetin sorunlarının çözülemeyeceğini aktardı.

“Diyabeti kontrol etmek gerekir” diyen Arca, diyabetle ilgili insanların da devletin de çözmesi gereken sorunlar olduğuna vurgu yaptı. Özellikle diyabet taşıyan insanlar için ‘yürüyüş yolları ve parkurları’ olmadığından yakınan Arca, oyun parkı olan yerlerin de yetersiz olduğunu ifade etti. İnsanların yürüyüş yapabilmeleri ve bazı ihtiyaçlarını gidermek için devlete ve belediyelere görev düştüğünü aktaran Arca, bunu esasen yönlendirmesi gerekenin devletin kendisi olduğunu ifade etti.

“Eğitim birimi oluşturulması şart”
Özellikle devletin ‘diyabet’ konusunda ‘eğitim’ vermesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Arca, devletin diyabetle ilgili eğitim konusunda çağrı yapması gerektiğini aktardı.

Arca, “eğitim esası var, eğitim olmazsa siz teşvik edemezsiniz. Toplumun doğru beslenmesinin gerektiğine ve hareket etmesinin önemine inanmazsa siz istediğiniz kadar bazı şeyleri söyleyin hiçbir anlamı olmaz” dedi.

Arca, dernek bu konuda insanları eğiterek, bilgi vermeye çalıştıklarını ancak bunun yeterli olmadığını aktardı.Devletin eğitim konusunda adım atması ve kamusal açıdan program haline getirmesi gerektiğini söyleyen Caner Arca, “devletin asli görevlerinden biri de ilaç tedarik etme ve yataklı tedaviyi sağlamak yanında ‘koruyucu hekimlik’ yapması gerekmektedir” dedi. Devletin diyabet konusunda insanları bilinçlendirmesi gerektiğinin şart olduğunu vurgulayan Arca, basın yoluyla bunları sürekli bir şekilde aktarması gerektiğini vurguladı.

Diyabet rahatsızlığının çok önemli olduğunu bir kez daha vurgulayan Arca, diyabeti kontrol altına almadan ana problemlerin ortadan kaldırılamayacağını söyledi.

“Devletin yapması gerekenin eğitimdir” diyen Caner Arca, diyabetin sağlık politikasının içinde ayrı bir politikası olması gerektiğini hatta koruyucu hekimliğin bunun içine dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Arca, “koruyucu hekimliğin en önemli görevlerinden biri insanların yaşam tarzlarını değiştirmeleri açısından eğitmelidir. Özellikle de yürümeyi teşvik etmelidir. Doğru beslenmenin kuralları gerekirse mutfakta verilmelidir” dedi.

“Doktor ve hemşire eksiği var”
Diyabet merkezlerinde doktor ve hemşire eksikliği bulunduğunu savunan Arca, “kayıtları tutacak sekreter eksiği bile var” dedi. Caner Arca, Mağusa Devlet Hastanesi ve Cengiz Topel Hastanesi’nde ‘Diyabet Günü’ olması gerektiğini aktararak, Mağusa’daki yoğunluk açısından oradaki yapının bugün için pek uygun olmadığını aktardı. Arca, “Mağusa’da diyabete 1 gün verilip, doktorların orada bakması lazım. İkincisi hastalar Lefkoşa’daki merkezde uzun süre beklemek istemiyor. Bir ilaç yazdırmak için gelip saatlerce bekleyen hastalar var. Özellikle ilaç yazdırmaya gelen kişilere hastanın durumuna göre 3- 4 aylık reçete yazılsın ki gelip sırada beklemesin. Her ay eczaneye giderek ilacını alabilsin. Bu stres insanları maf ediyor. Bu durumları bakana aktardık ve olumlu baktığını gördük” dedi. 

Diyabet Merkezi’nde ‘randevu sistemi işlemiyor’ diyen Arca, özellikle çocukları tarafından merkeze getirilen yaşlı insanların saatlerce beklediğini, bu uygulamanın sağlıksız olduğunu aktardı.

 

--------------------------------------------------------

Gür: “Kuzey Kıbrıs’ta sadece üç tane endokrin uzmanı var”

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ömer Gür ise şu anda Kuzey Kıbrıs’ta 3 tane Endokrin Dahiliye Uzmanı’nı bulunduğunu ve bu doktorların Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde görev yaptığını açıkladı. Uzman doktor bulunmadığı için diğer bölgelerde görevlendirilemediğini söyleyen Gür, diğer devlet hastanelerinde diyabet gününde dahiliye uzmanlarının baktığını, haftanın belirli günlerinde hastaların Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde tedavi olduğunu aktardı.
Gür, “emekliye çıkan doktorların yerine yeni doktor atayamıyoruz ya da kaçan doktorlarımız var, farklı bölgelere gitmek istemeyen doktorlar var. Bazı yerlerde eksiklik yaşanıyor sadece Diyabet Merkezi’nde sorun yok” diyerek ciddi anlamda personel sıkıntısı yaşandığını dile getirdi. Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne üçüncü basamak sağlık hizmeti verildiğini aktaran Gür, endokrin uzmanı doktorların Diyabet Merkezi’nde olması gerektiğini söyledi. birinci ya da ikinci basamak sağlık hizmeti verilen merkezlere pratisyen hekimler ve çocuk doktorları göndererek desteklenebildiğini aktaran Gür, üçüncü basamak olanlarda ise yüksek ihtisas yapan doktorlar görevlendirildiğini, sistemin bu şekilde olduğunu aktardı.

 

-------------------------------------------------

Dr. Gümüşdağ: “Eğitimler hemşerilerimiz eşliğinde veriliyor”

Eğitim çalışmalarını Sağlık Bakanlığı’na bağlı 5 hemşirenin sürdürdüğünü söyleyen Yataklı Tedaviler Dairesi Başhekimi Dr. Yeşim Gümüşdağ ise hemşirelerin diyabet konusunda da eğitim çalışmalarını düzenli olarak yürüttüğünü dile getirdi.  Gümüşdağ, Diyabet Derneği ile birlikte köylere ve birçok yere giderek şeker testi yanında insanlara diyabetin öneminin anlatıldığını aktardı.

Gümüşdağ, kanser ya da diyabet gibi hastalıklar konusunda okullarda ya da farklı yerlerde vatandaşların bilgilendirildiği, hemşirelerin her konuda eğitim verdiğini belirtti. Ekim ayında Diyabet Günü olduğunu ve bu ay içerisinde hazırlanan program çerçevesinde bu eğitimlerin verileceğini aktaran Gümüşdağ, Diyabet Derneği ile birlikte köylere ve birçok yere giderek şeker testi yanında insanlara diyabetin öneminin anlatıldığını aktardı. Sağlık Bakanlığı’nın hemşirelerinin bu eğitimi verdiklerini bir kez daha vurgulayan Başhekim Dr. Gümüşdağ, dernekle istişare içerisinde bu eğitimlerin sürekliliğinin sağlanmaya çalışıldığını aktardı.

------------------------------------------------------------------

Hastalar ne dedi? Hastalar ne dedi? 

Ertan Azer: “Biz düzenli olarak geliyoruz. Herhangi bir sıkıntımız yok. Benim sadece diyabetle sıkıntım var. İlaçlarımızı da rahatlıkla buluyoruz. Hastaneyle ilgili bir sıkıntı yok”

Emine Özyol: “Ben 20 yıldır diyabet hastasıyım. Ayak Bakım Ünitesine düzenli olarak geliyorum. İnsülini de hapımı da bulurum. Diyabet Derneği bize yardımcı oluyor. Tedavimizi randevu sistemiyle rahatlıkla görüyoruz. He türlü ihtiyacımız gideriliyor”


--------------------------------------------------------------------------

“UZUN SAATLER BEKLİYORUZ”

Müsteyde Çiftseven: “Bizim tek sıkıntımız uzun saatler burada bekliyoruz. Bazı insanların şekeri düşer dayanmaz duruma gelir. Uzaktan gelen insanlar var onlar için saatlerce beklemek çok zor olur. Bazıları kendi bölgelerinde bakılmak istenir ama olmadığı için buraya gelirler. Ayrıca benim başka bir sıkıntım var ve onların ilaç parasını alamdım. Sağlık Bakanlığı’na dururumla ilgili bir kağıt gönderdim, bakanlık dar gelirli olduğuma dair bir belge verdi. Beyin travması geçirdim işlemlerimi yapmamı sonra ameliyat olmamı söylediler. Ben işlemleri yaptım, yardımcı olmalarını istedi. Yardım kağıdı almam gerekirmiş onu verdiler, yanlış kağıdı aldım. Ameliyat olduktan sonra para almadılar ama ilaçlarımı eczaneden vermediler.”

Bu haber toplam 2752 defa okunmuştur