1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. YAVUZ ‘ÇIKARMA’
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

YAVUZ ‘ÇIKARMA’

A+A-

 

“Yavuz Çıkarma Plajı” demişlerdi, ismine...
Çok eskiden, halk plajıydı...
İsmini, 1974 savaşında, ilk şehitten almıştı.

...

Yani ‘tarihsel anlamı’ büyük.
Tüm Kıbrıslılar için!
Kimine zafer, kimine acı...

...

Vakıflar’a devredildi, sonra ‘kiralanmaya’ başladı ve “paralı plajlar” arasına girdi!
Epeyi bir zamandır “20 Temmuz”larda birkaç saat dışında “halkın” falan değil...
Ve şimdi, iyiden iyiye ipin ucu kaçtı.

...

49 seneliğine, büyük bir şirkete verilecek.
Halk, hiç yanaşamayacak yanına...
Sadece “zenginler”e hitap edecek...
Plajların, doğrudan otellere bağlanması kuzeye özgüdür...
Politik aymazlığımızın eseridir, bu durum...
İşin içinde ya “siyasi rüşvet” oldu, 74’ten bugüne... Ya da doğrudan rüşvet...
Denizle bağları kopartıldı toplumun...
Ada’da yaşarken denizsiz kaldık!

İşine geldi mi “bir karış toprak verilmez” diyenler, metre metre üleştiler, dağıttılar, pazarladılar her yanı...
Toprağı değil sadece...
Denizi de...

...

Ama bu kez işin rengi çok daha farklı.
Bu güzel sahil için Vakıflar’da önce aylık 46 bin sterlin kira değeri belirledi, uzmanlar...
“Birileri” alttan girdi, üstten çıktı, 25 bin sterline düştü bu rakam.
Yetmedi!
Sözleşmede “casino işletmesi olmamak kaydıyla” yazıyordu.
Bu maddenin de üzeri çizildi...
Meclis onayı gerekiyor tabii, 49 sene için!
Ne olacak ki, nasılsa, bağımsız destekli azınlık hükümetinde eller kalkmaya hazır!
“Yavuz Çıkarma Kumarhanesi” için geri sayım başladı.
Sorsanız, bunlar milliyetçi!
Hatta “inançlı” bunlar, dinci!
Ve dahası, “bir karış toprak” için titriyor tüm organları...

...

Bir ‘Yavuz’ can verdi, bin başka ‘yavuz’ doğdu, böylece!

 


Trodos’taki ‘akıl hastaları’

trodos-araba-001.jpg

Kıbrıs'ın güneyinde pek çok kez tatil yaptım.
Konakladım... Gezdim...
Denize girdim...
Trodos'un köylerinde...
Limasol'da, Baf'ta...
Hiçbir tatsız olay yaşamadım...
Hiç endişe duymadım...
Kimseler ne kötü bir söz söyledi, ne yan baktı...
Tüm bunları, Trodos'ta önceki gün araçlarına saldırılan Kıbrıslı Türklerin yaşadığı çirkinliği örtmek için de yazmıyorum.
İşin aslı şu, muhtemelen, onca tatilimde, herhangi bir 'akıl hastası'na denk gelmedim.
Kör milliyetçilik ve fanatizm, bir akıl hastalığı çünkü!
Ve ne yazık ki, bu "hastalıklı" haller, kuzeye göre, güneyde daha yaygın...

Asla, Kıbrıslı Rum toplumunun tümünü yansıtmıyor.
Nasıl ki, barikatta, ellerindeki sopalar ve taşlarla bir Kıbrıslı Rum'u başını ezerek öldürenlerin, Kıbrıslı Türk toplumunu yansıtmadığı gibi!
Mesele böylesi davranışların "cezasız" kalması.
Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis başta olmak üzere güneydeki tüm ilericilere düşen görev, bu "akıl hastaları"nı bulmak, tedavi ettirmektir.
Bunun için daha cesur, kararlı, özenli olmaları gerekiyor.


Güya yasak (!)

kamyon.jpg

Kamyonun arka plakası olmadığı için “ihbar kabul ediniz” diyemiyorum!
Diren Karaman görüntülemiş.
Lefkoşa’dan Girne’ye doğru, Ciklos’tan aşağıya inen bir kamyon!
Yasak!..
En son Başbakan geri aldırmıştı, “artık serbest” kararını geri...
Denetim olmadıktan sonra hikaye!
Yeni bir “felaket” yaşanana dek...

 

 

 

Bu yazı toplam 3869 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar