Didem MENTEŞ

Limasol Türk Kooperatif Bankası soygununa karıştığı iddia edilen zanlı H.D, 30 günü  aşmayan bir süre Merkezi Cezaevi’ne gönderildi. Zanlının olayla bağlantılı olabileceğine dair yeterli emare olduğuna vurgu yapan Mahkeme, zanlı H.D’nin davalarında hazır bulunabilmesi için Merkezi Cezaevi’nde tutuklu beklemesini uygun ve adil buldu.
Limasol Türk Bankası Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ndeki şubesinde 12 Şubat’ta meydana gelen silahlı soygunla ilgili 15 Şubat’ta tutuklanan H.D dün yeniden Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne çıkarıldı.
Ceza Davaları Yargıcı Meltem Dündar, huzurunda görüşülen tahkikat duruşmasında, İddia Makamı’nda Başsavcılık adına davada Savcı Yardımcısı İbrahim Ruso ve zanlıları temsilen Avukat Hasan Yücelen hazır bulundu. Savcı Ruso, meseleyle ilgili olarak Polis Çavuşu Cemali Çiftçi’yi mahkemeye tanık olarak dinletti. Çiftçi, mahkemede yeminli şahadet vererek, olayla ilgili bulguları aktardı.

Tahkikat tamamlandı
Cemali Çiftçi, zanlının olayla bağlantılı olarak tutuklandığını belirterek, daha önceki celsede zanlı hakkındaki bulguları Mahkemeye yineledi. Olayın ilk bağlantılı noktası olan ‘sahte yemek sipariş’inin oğlunun telefonundan yapıldığı, soygunda kullanılan araçta olay günü zanlının aranmakta olan ve yurt dışına çıkan diğer 2 zanlıyla birlikte görüldüğünü aktararak, zanlıya ait kazağın olay mahallinde bulunduğunu vurguladı. TC uyruklu olan zanlı H.D hakkında başlatılan soruşturmanın tamamlandığına değinen Cemali Çiftçi, Mahkeme’nin uygun göreceği bir teminata bağlanmasını talep etti.

Avukat itiraz etti, zanlı tanık oldu
Avukat Hasan Yücelen, bu talebe itiraz ederek, müvekkilinin yargılanmaktan kaçmayacağını iddia etti ve zanlının tanık olarak dinlenmesini talep etti. Mahkeme, zanlı H.D’nin tanık olarak dinlenmesine izin verdi. Tanık H.D, başka bir davadan dolayı alacağı olduğunu ve yasal sürecin tamamlanmasını beklediğini belirterek, ülkeden kaçma ihtimalinin bulunmadığını iddia etti. “Kaçma düşüncem olsaydı kaçardım” diyen zanlı H.D, verilecek teminat şartını yerine getirebileceğine ve kendisine kefil girecek kişilerin olduğunu söyledi. İddia ve Savunma Makamlarının sorularını yanıtlayan Zanlı H.D, adaletten kaçmayacağını ileri sürdü.

Avukat, maddi teminat istedi
Zanlının tanıklığı ardından kendisine kefil girecek olan kişi tanık olarak dinlenerek, mal varlığıyla ilgili beyanat verdi. Ardından Mahkeme Savunma Avukatı’na söz hakkı verdi. Avukat Hasan Yücelen, zanlıyı suça bağlayıcı olan ne para ne de tabancaların ortada olmadığını, sadece bir erkek kazağının bulunmasına tabi tutulduğunu söyledi. Zanlının yazılı dava tepiliğini kabul etmediği gibi ifade de vermediğini aktaran Avukat, zanlının sadece oğlunun telefonundan arama yaparak sipariş verdiği olgu dışında kendisini davaya bağlayan bir neden olmadığını ileri sürdü. Zanlıyı suça bağlayıcı bir delil olamadığını ileri sürerek, kamu yararı yanında müvekkilinin kişisel özgürlüğünün de önemli olduğunu dolayısıyla uygun bir teminata bağlanmasını talep etti.

Savcı, “kaçma” ihtimaline dikkat çekti
Savcı İbrahim Ruso ise hukuki bazı kararlara atıfta bulunarak, bu tür suçların Ağır Ceza Mahkemesi’nin gündemine girecek ağır suçlardan olduğuna değindi. Zanlının ‘kaçma ihtimalim olsa kaçardım’ söyleminin dahi yargılanmaktan kaçacağını açıkça görüldüğünü aktaran Ruso, zanlının TC vatandaşı olup, KKTC ile herhangi yasal bir bağı bulunmadığını ve kaçma ihtimalinin yüksek olduğuna vurgu yaptı. Savcı, zanlı H.D’nin davaları görüşülünceye kadar Merkezi Cezaevi’ne gönderilmesini talep etti.

30 gün cezaevine gönderildi
Yargıç Meltem Dündar da huzurunda yapılan tüm beyanları değerlendirmek üzere duruşmaya yarım saat ara verdikten sonra kararını açıkladı. Dündar, hukuki prensiplere değinerek, zanlının oğlunun telefonuyla ‘sahte yemek sipariş’ vermesi, zanlıya ait olduğu söylenen kazağın olay mahallinde bulunduğuna değindi. Ayrıca zanlının polis tarafından bulunduğu zaman kaçmaya çalıştığını, ayrıca Girne’ye giderek yurt dışına kaçma düşüncesinin bulunduğuna da değinen Yargıç, zanlının suçla bağlantılı olabileceğine dair yeterli emare bulunduğunu aktardı. Meltem Dündar, tüm hususlar ışığında zanlının davalarında hazır bulunabilmesi için 30 gün süreyle Merkezi Cezaevi’ne gönderilmesine emir verdi.