Didem MENTEŞ
Vicdani ret hakkına dayanarak 2011 yılında “seferberliğe gitmeyen” ve Askeri Mahkeme tarafından verilen 500 TL para cezasını ödemeyerek, 10 gün hapis yatmayı tercih eden Haluk Selam Tufanlı cezaevinden tahliye oldu. Cezaevindeki sayım işlemi yapıldıktan sonra saat 09:27’de serbest bırakılan Tufanlı, kendisini ilk olarak kapıda karşılayan anne ve babasına gülümseyerek sarıldı. Elinde iki poşet eşliğinde dışarı çıkarak özgürlüğüne kavuşan Haluk Tufanlı, cezaevi önünde kendisini bekleyen Vicdani Ret İnisiyatifi’ndeki arkadaşlarına barış’ işareti yaparak selam verdi.
Tufanlı, özgürlüğü ardından kendisini görüntüleyen basın mensuplarına açıklama yaptı ve vurguladı: “Bu sadece benim mücadelem değil Murat’ın, Halillerin, hepimizin mücadelesidir… İnsanlık bir gün militarizm karşısında tüm hakları kazanacaktır. Vicdani Ret hakkını da kazanacaktır, onlar istese de istemese de…”

“Güldüm ve anlatmaya devam ettim”
Haluk Tufanlı, Askeri Mahkeme’nin verdiği kararla, birilerinin dayattığı toplumsal cinsiyet rolleri, erkeklik rolü, zorunlu askerlik süresinde yaşananları, düşünmek istemediklerinden kaynaklandığını vurgulayarak, “yüzleştirmek istemiyorlar, yüzleşmek istemiyorlar, duymak bile istemiyorlar” dedi. Tufanlı, şunları aktardı: “Zorunlu askerlik süresinden sonra gelen seferberlik çağrısına uymadım, kamuoyuna çıkıp Vicdani Rettimi açıkladım, gitmeyeceğimi söyledim. Bunun üzerine para cezası gönderdiler. Onu da ödemeyeceğimi söyledim, yine Vicdani Rettimi açıkladım. Mahkeme süreci başladı. Savcı dedi ‘askerlikle zorun ne?’ Başladım anlattım, orada yaşadım psikolojik ve fiziksel şiddeti anlattım. Irkçılığı, düşmanlığı anlattım bize dayatılan toplumsal cinsiyet eşitsizliği anlattım. Tabi onlar dinlemek istemedi, sürekli kesmeye çalıştı. Sonra bana dedi ki ‘senin psikolojik sorunların mı var?’ Güldük ve anlatmaya devam ettim…

Yargıcın kararı komiğime gitti
Sonra Mesut Yargıç, kararını açıklarken; Benim savunmam Vicdani Ret ile ilgiliymiş, o yüzden değerlendirmeyeceğini söyledi ve dikkate bile almadı. KKTC Anayasası, uluslararası yasaların üstünde olduğunu ve bunun gibi bir takım şeyler söyledi. Bunlar komiğime gitti. En son düşüncelerimden dolayı bu cezayı verdi. Bu da gösterir ki bize dayatılan bu toplumsal cinsiyet rolleri, bu erkeklik rolü, işte kendilerinin de yaşadığı bu zorunlu askerlik süresinde yaşananları, düşünmek bile istemiyorlar. Yüzleştirmek istemiyorlar, yüzleşmek istemiyorlar, duymak bile istemiyorlar… tabi militarizm mahkeme salonlarında da dolaşıyor, bunu gördük. Askeri Mahkemede yargılandık, bağımsız olmayan bir mahkemede yargılandık. Bu sonucu beklerdik. Ama bu sadece benim mücadelem değil Murat’ın Halillerin, hepimizin mücadelesidir… Mücadele eden aslında insanlıktır. İnsanlık bir gün militarizm karşısında tüm hakları kazanacaktır. Vicdani Ret hakkını da kazanacaktır, onlar istese de istemese de… Dışarıda çok büyük bir kampanya yürütüldü, verilen destekler için çok teşekkür ederim. Direne direne kazanacağız…”