Meltem SONAY

“Tüberküloz” yani “verem” hastalığında artış olduğuna dair veriler olduğunu söyleyen Dr. Okan Dağlı'nın açıklaması sağlıkta yeni bir tartışmayı alevlendirdi. 

Kuzey Kıbrıs'ta tüberküloz, yani verem hastalığı görülme sıklığının arttığına işaret eden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Okan Dağlı, Mağusa'da son 3 ayda istatistikleri anlamlı derecede etkileyecek oranda olguya şahit olduğunu belirtti.

“Dıştan gelen tüberküloz olgularının da arttığını dikkate aldığımızda çalışma-oturma izinleri ve öğrenci sağlık raporları için yapılan tetkiklerin yetersiz olduğunu söyleyebiliriz” diyen Dr. Dağlı, tüberküloz aşısının, özellikle 2015 yılının ilk 6 ayı tekrardan değerlendirilerek yeni doğanlar ve çocukların aşı takvimi içine alınması için değerlendirilmesi gerektiği görüşünü belirtti.

Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Müdür Dr. Emine Güllüelli ise hastalıkla ilgili anlamlı bir artış olmadığını ifade ederken, son 5 yılın rakamlarını da paylaştı.
Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre, 2015’in 1 Temmuz tarihine kadar olan ilk 6 ayında toplam 16 teşhis konduğunu açıkladı.

Tüberkülozla ilgili dikkate gelen bir artış olmamasına karşın, artış endişeleri duyumunu aldığını da kaydeden Dr. Güllüelli, gerekli incelemenin yapılacağını kaydetti.

Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi  Müdürü Dr. Güllüelli:  “Anlamlı bir artış yok”

Hastalıkla ilgili anlamlı bir atış olmadığını ifade eden Dr. Emine Güllüelli, gerekli tetkiklerin de yapıldığını belirtti.

Sağlık raporları ile ilgili yapılan tetkiklerde tüberküloz yani verem için de devlet hastanelerinde akciğer filminin kullanıldığını ifade eden Güllüelli, özelde yapılan tetkiklerde ise PPD yani deri testinin uygulandığını, onların da Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nce denetlendiği bilgisini paylaştı.

“2015’in ilk 6 ayında toplam 16 teşhis var”

Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Müdür Dr. Emine Güllüelli son 5 yılın rakamlarını da paylaştı.

Dr. Güllüelli, 2015’in 1 Temmuz tarihine kadar olan ilk 6 ayında KKTC ve yabancı ülke vatandaşı, akciğer tüberkülozu ve diğer organ tüberkülozu olmak üzere toplam 16 teşhis konduğunu açıkladı.
Güllüelli hastalıkla ilgili anlamlı bir artış olmadığını yineledi, teşhis konan yabancı uyruklu kişilerin yurtdışına gönderildiğini de belirtti.

Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre, KKTC ve yabancı ülke vatandaşı, akciğer tüberkülozu ve diğer organ tüberkülozu olmak üzere 2011’de toplam 40, 2012’de toplam 45, 2013’te toplam 41, 2014’te ise toplam 32 teşhis kondu.

Çalışma izni ve muhaceret için şart…

“Özel laboratuarlarda yapılan tetkiklerle ilgili de bir aksaklık yok” diyen Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Müdür Dr. Emine Güllüelli, ülkeye çalışma izni ve muhaceret için yapılan başvurularda bu tetkiklerin yasal olarak zorunlu olduğuna işaret etti.

--------------------------------------------------------------------------------------------

Dr. Dağlı: “Ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıyayız”

Tüberküloz mikrobunun antibiyotiklere oldukça dirençli olduğuna ve tedavisinin de çok uzun sürdüğüne işaret eden Dr. Okan Dağlı, ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya olunduğuna da dikkat çekti.

Hastalığın protein bakımından yoksun beslenen kişilerde daha yoğun göründüğüne işaret eden Dr. Dağlı, özellikle ülkeye gelen Suriye ve Afrika kökenli kişilerin hastalığı taşıma riskinin büyük olduğuna da değindi.

Bu konuda hızla önlem alınmasının şart olduğu görüşünü de belirten Dr. Dağlı, bulaşıcı bir akciğer enfeksiyonu olan hastalığın, solunum yoluyla insandan insana geçtiğini belirtti.

“Son 1 ayda 4 vaka gördüm”

“Kolay ölen bir mikrop değil, en az 4 antibiyotikle tedavi edilir, tedavinin yarım bırakılması durumunda da yayılabilir” diyen Dr. Dağlı, sadece kendisinin son 1 ayda 4 verem vakası gördüğünü açıkladı.

İnsanların aşılı olmasına karşın son dönemlerde kızamığın da arttığına işaret eden Dr. Dağlı, kızamığın gelmesi gibi veremin de yurtdışından gelebildiğinin altını çizdi, tedbir gerekliliğine vurgu yaptı.

“Aşı Türkiye’de zorunlu…”

Her yıl vakaların sayıldığını ve nüfusa oranlandığını, buna göre de bazı aşıların takvime girip girmediğinin belirlendiğini belirten Dr. Dağlı, tüberkülozla ilgili özellikle son 6 ayın değerlendirilmesi gerektiği görüşünü belirtti.

Türkiye’de tüberküloz aşısının ‘zorunlu’ olduğuna da işaret eden Dr. Okan Dağlı, bizde ise bir hastalığın aşı listesine girmesi için, 100 binde 30 vaka görülmesi gerektiğini, tahminlerine göre rakamın 60-65’i bulduğunu ifade etti.

Oturma izinleri ve öğrenci sağlık raporları için ‘akciğer filmi’…

Geçmişte, oturma izinleri ve öğrencilerin sağlık raporları için yapılan tetkikler arasında ‘akciğer filmi’nin çekilmesi de bulunduğunu ve bunun daha sonra kaldırıldığını hatırlatan Dr. Okan Dağlı, yapılan deri testinin (PPD), hastalığı tam olarak göstermediğini ve tüberkülozlu bir hastaya da sağlık raporu verilebildiğini belirtti.

PPD Deri testinin veremli kişilerde %25’e yakın oranda ‘negatif’ çıkma ihtimali olduğu gibi, ‘yalancı negatif’ veren durumlar olduğuna da değinen Dr. Dağlı, akciğer filminin hastalığın görülmesi için çok önemli bir faktör olduğuna işaret etti.

Yurtdışından gelen öğrenci sayısının bu kadar çok olduğu ülkemizde, bir dönem bazı eksiklikler nedeniyle kaldırılan akciğer filminin yeniden sağlık raporları için yapılan tetkikler arasına girmesi gerekliliğine de vurgu yapan Dr. Dağlı, ciddi bir durumla karşı karşıya olunduğunu kaydetti.

“Tetkikler yetersiz”

Dr. Dağlı’nın ifadeleri devamla şöyle:
“Dıştan gelen tüberküloz olgularının da arttığını dikkate aldığımızda çalışma-oturma izinleri ve öğrenci sağlık raporları için yapılan tetkiklerin yetersiz olduğunu söyleyebiliriz.
Tüberküloz aşısı, özellikle 2015 yılının ilk 6 ayı tekrardan değerlendirilerek yeni doğanlar ve çocukların
aşı takvimi içine alınması için değerlendirilmelidir”.