1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. "Vay benim memleketime"
"Vay benim memleketime"

"Vay benim memleketime"

Yüksek Mahkeme eski Başkanı Nevvar Nolan, ülkede yaşananları yorumladı

A+A-

“SİZ KİMSİNİZ?”
“Anayasa yokken bile insanlar başkalarının düşüncelerine, ifadelerine toleranslı davranırdı. Oysa şimdi sizi inciten ve rahatsız edene karşı bir nefret doğuyor. Ama siz kimsiniz? Siz kolluk gücü değilsiniz, savcı değilsiniz, yargıç değilsiniz. Siz kimsiniz?”


“İŞTE DEDİM; YONTMA TAŞ DEVRİ”
“Utandım. Kıbrıslı Türk olarak, Kıbrıs’ta yaşayan bir birey olarak utandım.  Gözlerimi de inanamadım. İşte dedim; Yontma Taş Devri.”

“UTANÇ VERİCİ…”
“Siz size ait olmayan taşınmaz bir mala müdahale ederseniz, içerisine girerseniz, zarar verirseniz mutlaka bir suçtur. Ama hukuktan öte insani yönü toplumun gelişmişliğini yansıtan bir olay… Çok çocuksu, çok çağdışı, çok utanç verici…”


“KABİLE, AŞİRET…”
“Hukuk, akıl, vicdan, karakter ön plandayken eğer sokak kültürü, kabadayılık, öne çıkacak ve egemen olacaksa bütün ülke çöker. O zaman siz bir devlet olmazsınız. Siz bir aşiret, bir kabile olursunuz en çok…”

“KIBRIS’TA OLMADI, DUYMADIM”
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bunlar yaşanıyorsa vay benim memleketim!.. Herhangi bir zaman herhangi bir yargıcın herhangi bir tehdit altında olduğuna tanık olmadım. Böyle bir şey kulağıma da gelmedi. Böyle bir şey de Kıbrıs’ta düşünülmedi. Kıbrıs’ta herkesin yargıya saygısı olmuştur.”  


Fayka Arseven Kişi

Yüksek Mahkeme eski Başkanı Nevvar Nolan, bir yargıcın polis korumasında olmasını değerlendirdi, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bunlar yaşanıyorsa vay benim memleketimin haline” dedi.

Nolan,“Anayasa yokken bile insanlar başkalarının düşüncelerine, ifadelerine toleranslı davranırdı. Ama şimdi sizi inciten, rahatsız eden sözleri söyleyenlere karşı bir nefret doğuyor. Ona karşı çok kötü şeyler ifade ediliyor. Fiiliyata dökülüyor. Ama siz kimsiniz? Siz kolluk gücü değilsiniz, savcı değilsiniz, yargıç değilsiniz. Siz kimsiniz?” vurgusunda bulundu.
Eylemcilerin meclis çatısına çıkmasını ise Nolan şu sözlerle değerlendirdi: “Utandım. Kıbrıslı Türk olarak, Kıbrıs’ta yaşayan bir birey olarak utandım.  Gözlerime de inanamadım. İşte dedim; Yontma Taş Devri.”

Yargıya karşı tehdit unsuru var mı sorumuza ise Nolan, “kesinlikle hayır demek için canımı verirdim” derken,  “Bunu söylerken göğüsüm kabarsın isterdim ama o kadar rahat değilim. Olmaması lazım gibi geliyor bana… Hukuk, akıl, vicdan, karakter ön plandayken eğer sokak kültürü, kabadayılık, öne çıkacak ve egemen olacaksa bütün ülke çöker. O zaman siz bir devlet olmazsınız. Siz bir aşiret, bir kabile olursunuz en çok…” ifadelerinde bulundu.
Bu hafta Yüksek Mahkeme eski Başkanı Nevvar Nolan ile ülkede ve yargıda yaşananları konuştuk. Nolan, sorularımızı yanıtlarken, çarpıcı açıklamalarda da bulundu.

 

YENiDÜZEN: İzlenimlerinizle hem Afrika Gazetesi’nde hem de Meclis’te yaşanan gerginlikleri nasıl yorumladınız?

Nevvar NOLAN: Çağdaş bir topluluk olmaktan geriye gidiş olarak değerlendirdim. Her ülkede, gelişmiş ülkelerde dahi kişiler arasında, topluluklar arasında, meslekler arasında, siyasette, ekonomide mutlaka farklılıklar vardır. Bunun olması da kaçınılmazdır. Çağı yakalamış, medeni insanlar farklılıklarını konuşarak, tartışarak çözme yolunu tercih eder. Önce kendilerine dürüst olurlar, kendi düşüncelerini hiç çekinmeden anlaşılır bir şekilde karşı tarafa hatta kamuya sunarlar, hatta onların anlamasını sağlar. Sonra da karşı tarafın düşüncesini anlamaya çalışırlar ve anlarlar. Daha sonra da bu farklılıkların giderilmesi için ortak bir yol bulmaya çalışırlar veya kamu yararının hangi noktada olduğunu saplamaya çalışırlar. Bizim ülkemizde son zamanlarda buna paralel bir yaklaşım sergilendiğini söylemek maalesef mümkün değil.

Bazı kesimler sadece kendi doğrularının mutlak doğru olduğu iddiasındadır ve kendi doğruları ile örtüşmeyen tüm söylemlere koşulsuz cephe alır. Bu son derece sakıncalıdır. Kıbrıs’ta 50’li 60’lı 80’li, 90’lı yıllarda hatta Kıbrıs’ta bir anayasa olmadığı dönemlerde düşünce özgürlüğü, düşünceyi ifade etme özgürlüğü, düşünceyi yayma özgürlüğü var, bunlar temel hak ve özgürlüklerdir.  Bunlar evrensel tanınmış hak ve özgürlüktür. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de kendini çağdaş bir cumhuriyet olarak gördüğünden pek tabi ki en üstün norm olan anayasasında tıpkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde olduğu gibi temel hak ve özgürlüklere yer vermiştir. Yani bireylerine bu hak ve özgürlükleri vermiş.  Ama bazı çevrelere şirin görünmek için mi bunları metinlerimizin içerisine koyuyoruz yoksa biz insanlarımız bunları hak ettiği için onlara bu hakkı verip anayasal güvence altına alıyoruz? Bu sorgulanmalı. Eğer biz bunu özümsemişsek ve anayasa ile bu hakkı veriyorsak, bu hakları da makul ve anlayışla karşılamalıyız. Sizinle aynı görüşte olmayan kişilerin, sizin onaylamadığınız, sizi kızdıracak sözlerine, yazılarına bu çerçevede bakmalısınız. Bunu da bir düşünce özgürlüğü olarak kabul etmelisiniz. ‘Evet kabul ediyorum ama’, ‘Evet kabul ediyorum lakin’ ile yola çıkılmaz. Ya vardır ya yoktur. Eğer varsa bu hakkı kullanan kişi kendisine anayasa ile verilen bir hakkı kullanmış oluyor. Siz de kullanmasına saygı duyacaksınız. İfade ettiği başka bir konu… Sizin bir düşünceniz var, onun başka düşüncesi var. O düşüncesini ifade ediyor siz buna katılmaya bilirsiniz. Hatta bu sizi öfkelendirebilir, sizi sinirlendirebilir, kızdırabilir ama bunun yolu hukukun dışına çıkmak değildir. Yolu, siz de sizi kızdıran, öfkelendirenlerin, çok gerçeği yansıtmadığını ya da temeli olmadığını ve kabul edilemez olduğunu kendi üslubunuzla, düşüncenizle karşıya sunmaktır. Hatta bırakın kamu neyin doğru olup olmadığına karar versin.

Bu eskiden Kıbrıs’ta çok yaşandı. Sizi kızdıran söylemler, yazılar oldu. Ama bunu saygıyla karşılarsınız. Demokratik çağdaş toplumlarda bunlar olabiliyor. Ama maalesef şimdi öyle olmuyor. Kıbrıs’ın yapısı mı değişiyor bilemiyorum.

“Kıbrıs’ın yapısı evet değişiyor”

YENiDÜZEN: Kıbrıs’ın yapısı gerçekten değişiyor mu, bu gelişmeler bu değişimden mi kaynaklanıyor, gözleminiz nedir?

Nevvar Nolan: Şahit olduklarım beni ‘evet değişiyor’ demeye itiyor. Bu tür tepkiler daha önce olmuyordu. Çok açık söylüyorum insanlar daha bir toleranslıydı, hoşgörülüydü daha geniş çerçevede bu olayları değerlendiriyordu. Daha önce de dedim ya anayasa yokken bile insanlar başkalarının düşüncelerine, ifadelerine toleranslı davranırdı. Ama şimdi sizi inciten, rahatsız eden sözleri söyleyenlere karşı bir nefret doğuyor. Ona karşı çok kötü şeyler ifade ediyor. Fiiliyata döküyor. Ama siz kimsiniz? Siz kolluk gücü değilsiniz, savcı değilsiniz, yargıç değilsiniz, siz kimsiniz? Bunu yapmamalısınız. Size göre ortada bir suç olsa bile -ki ben vardır demiyorum- bu suçu takip etmek sizin göreviniz değil. Bu suçu takip etmek, polisin, savcının görevidir. Eğer bir suç varsa da yargıya taşınır yargıda sonuçlandırılır. Yani anayasal düzen bunu böyle gerektiriyor.

YENiDÜZEN: Sorun o günden önce, o gün ve ondan sonra yaşanalar da sizin ifade ettiğiniz yolun izlenmemesi mi?

Nevvar NOLAN: Afrika Gazetesi’ndeki yazılardan ötürü Afrika Gazetesi’ne tepki gösterilmesi gayet doğaldır. Siz gazetenin attığı manşeti beğenmeyebilirsiniz siz buna karşı tavır da sergileyebilirsiniz, siz karşı görüşünüzü de ifade edebilirsiniz, tepkiyle onu protesto da edebilirsiniz, protesto amacıyla orada toplana da bilirsiniz. Ama sınırlarınızı aşmayacaksınız. Şimdi orada bir kalabalığın oluşması ille de fiili bir saldırı olacağı anlamına gelmiyor. Bu bir olasılık mı? Siz bugünkü Kıbrıs’ı çok iyi tanıyorsanız böyle bir olasılık görülürdü. Çok kuvvetli bir olasılık mıydı? Onda iddialı değilim ama bir olasılık vardı. O olasılığa karşı polis yeterli tedbir aldı mı? Orada olmadığım için bilmiyorum. Ama yaşananlardan görüyorum ki çok etkili tedbir almamış gibi görülüyor. Ama hiç mi müdahale etmedi? Yine duyduklarıma göre geç de olsa bir müdahale de bulunmuş. Bu polisin tecrübesizliğinden mi? Yoksa polisi yönlendirenlerin öngörü eksikliğinden mi yoksa başka sebeplerden mi böyle oldu? Onu bilemiyorum.


‘Utandım… İşte Yontma Taş Devri dedim’

YENiDÜZEN: Meclis damına çıkıldı, başka bir ülkenin bayrağı açıldı… Neler hissetiniz, nasıl yorumladınız?

Nevvar NOLAN: Utandım. Kıbrıslı Türk olarak, Kıbrıs’ta yaşayan bir birey olarak utandım.  Gözlerimi de inanamadım. İşte dedim;  Yontma Taş Devri.

YENiDÜZEN: Bu suçun yasadaki karşılığı nedir?

Nevvar NOLAN: Bununla ilgili çalışma yapmadım. Ama siz size ait olmayan taşınmaz bir mala müdahale ederseniz, içerisine girerseniz, zarar verirseniz mutlaka bir suçtur. Ama hukuktan öte insani yönü toplumun gelişmişliğini yansıtan bir olay… Çok çocuksu, çok çağdışı, çok utanç verici…

YENiDÜZEN: Davaya bakan yargıç polis koruması altında…

Nevvar NOLAN: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bunlar yaşanıyorsa vay benim memleketim!..

YENiDÜZEN: Uzun yıllar hukuk camiasının içerisinde yer aldınız. Böylesi bir olay daha önce yaşandı mı?

Nevvar NOLAN: Herhangi bir zaman herhangi bir yargıcın herhangi bir tehdit altında olduğuna tanık olmadım. Böyle bir şey kulağıma da gelmedi. Böyle bir şey de Kıbrıs’ta düşünülmedi. Kıbrıs’ta herkesin yargıya saygısı olmuştur. Sokağa çıksanız ve sıradan insanlara sorsanız yargıya, yargıçlara karşı bir saygı vardır. Bu saygı da zorlama ile değil insanların kendi içerisinden gelen saygıdır. Kıbrıslının ruhunda, özünde bu var. Hiçbir zaman da herhangi bir yargıcın tehdit altında olduğunu, tehdit edildiğini ya da tehlike altında olduğunu görmedim, duymadım, aklımın ucundan dahi geçmedi.

Kıbrıs’ta en ciddi suçları işleyen kişiler dahi yargılandığında bile hakimlere karşı inanılmaz saygısı vardır. O ceza verdiğiniz kişilerin dahi size saygısı olmuştur.


 “Yargıya tehdit yok demek için canımı verirdim”

YENiDÜZEN: Yargıya karşı tehdit unsuru gözlemliyor musunuz?

Nevar Nolan: Zor bir soru bu… Kesinlikle hayır demek için canımı verirdim. Bunu söylerken göğüsüm kabarsın isterdim ama o kadar rahat değilim. Olmaması lazım gibi geliyor bana… Hukuk, akıl, vicdan, karakter ön plandayken eğer sokak kültürü, kabadayılık, öne çıkacak ve egemen olacaksa bütün ülke çöker. O zaman siz bir devlet olmazsınız. Siz bir aşiret, bir kabile olursunuz en çok… İnşallah o noktaya gelmeyiz. Ama o noktaya gelmeyiz demek yetmiyor. O noktaya gelmemek için alınması gereken tedbirler varsa bugünden alınması gerekir.

En önemlisi de nedir biliyor musunuz? Kültür. Sizin insanınızın kültür seviyesidir. Eğer sizin insanınızın kültür seviyesi üst düzeyde değilse çok çekeceğiniz var demektir.

YENiDÜZEN: Özlemini duyduğunuz Kıbrıs toplumu erozyona uğradı. Bu olayların önü nasıl alınacak peki?

Nevvar NOLAN: Sözde değil özde de hukukun üstünlüğünü fiilen egemen kılmalıyız. Bütün işlemler hukuka uygun yapılmalıdır. Hukuk düzeni yaratıp, dürüst olmalıyız. Ötekileştirme olmamalıdır. Bir hukuk varsa ki, vardır bu hukuk uygulanmalıdır. Ayırım yapmaksızın, taraf olmaksızın dürüst bir şekilde uygulanmalıdır. Hukuktan sapmayacaksınız. Hukuk ve adalet herkese gereklidir. Bir adli yıl konuşmamda söylemiştim ‘adalet zor bir liman bir gün herkes oraya sığınma ihtiyacı duyabilir’. Şimdi ‘ben uzağındayım, kıyısında köşe değilim’ dersin ve hukuksuzluğun ne kadar kötü olduğunu anlamazlıktan ve görmezlikten gelirsin ama gün gelir saçını başını çekersin. Hukuk ve adalet herkes içindir her zaman… Bunlardan sapmayacaksınız. İdeolojilerin peşinden koşup hukuku katletmeyeceksiniz. Adil ve tarafsız olacaksınız.

YENiDÜZEN: Sizi en çok korkutan tedirgin eden nedir?

Nevvar NOLAN: Bütüne bakıldığında bugün dünden daha iyi olması gerekirken, bugün dünden daha iyi değil. Daha da kötüsünü söyleyeyim; yarının bugünden kötü olma olasılığı da yüksek.

Herkes saklandığı masanın altından çıkmalı. Herkes görevini yapmalıdır.

YENiDÜZEN: Son olarak siz neler söylemek istersiniz?

Nevvar NOLAN: Herkesi hukuka saygılı olmaya davet ediyorum. Herkesi KKTC’nin çağdaş, medeniyet seviyesinde bir ülke olduğuna inanmasını veya o noktaya getirmek için çalışmasını tavsiye ediyorum. Biz o kadar kötü değildik. Ama artık eskiyle benzeşmiyoruz. Bir şeyler değişiyor ve bunun ciddi analizini yapmalıyız.  Konuda bilgisi olan, doğru eğitimi almış, donanımlı kişilerin oluşturacağı bir komisyon tarafından toplumsal yapı incelenmelidir. Burası bir ada mı zaman zaman bunu bile sorguluyoruz. Adanın belli bir nüfusu, rahatlığı olur. Ama artık öyle değil. Bir kalabalık, bir kuru gürültü.

ozel-haber-gorsel-338.jpg

 

Bu haber toplam 5965 defa okunmuştur